Geçtiğimiz hafta Bitlis’e yolum düştü. Oraya kadar gitmişken Cumhurbaşkanı Erdoğan için, Bitlis’in Ahlat ilçesinde yapılan kışlık sarayı ziyaret etmemek olmazdı. Hemen yola koyuldum. Van Gölü’nün eşsiz manzarası eşliğinde kışlık sarayın yapıldığı yere vardım. Köşke giriş için ayrı bir yol yapılmış. Ancak o yolu geçip köşkün bulunduğu araziye girmek yasak. Halkın kullandığı yolu kullanarak sarayın yanı başındaki bir tepede araçtan indim. Alanda hummalı bir çalışma vardı. Dozerler, işçiler soluksuz çalışıyordu. Bu çalışma 9 bakan için yapılacak olan saray yavrucukları içindi. Bakan konutlarının hepsinin temelleri atılmış vaziyetteydi. Hatta bir iki tanesi yükselmeye dahi başlamıştı. İşçilerle konuşmak, bilgi almak istiyorum. Ancak konuşmaya yanaşmıyorlar. Anlaşılan saray alanına girmek yasak olduğu gibi işçilerin konuşması da yasak.

Hukuk tanımayarak kendi ‘cennetlerini’ inşa etmişler

Anayasa Mahkemesi kıyı kanununun ihlal edildiği gerekçesiyle köşk projesine iptal kararı vermişti. Ancak bu karar köşkün yapımını durdurmamış ve Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen inşa edilmişti. Durum böyle olunca köşke tepeden bakmak ile yetinmek istemiyorum. Doğayı talan ederek yapılan köşkün ön tarafını merak ediyorum.. Böyle olunca köşkü hemen karşıdan görebileceğim Ahlat Öğretmenevi’nin iskelesine geçiyorum. Göle sıfır. Sonsuz mavi manzaralı bir köşk. Arkasında karla kaplı dağlar ve orman. Hukuk tanımayarak kendi ‘cennetlerini’ inşa etmişler.

Bugüne kadar Ahlat Sarayı ile ilgili pek çok şey yazılıp çizildi. Peki eşsiz manzarası ve sakinliğiyle bilinen bu ilçede yaşayan halk yanı başlarında yapılan sarayla ilgili ne düşünüyordu. İlçe sakinlerini dinlemek için yola koyuluyorum.

Ahlat il olacak umudu

Ahlatlı olan N.Ç. oy kullanmaya başladığı ilk günden beri MHP’ye oy verdiğini ilerleyen yıllarda ise zaman zaman AKP’ye oy verdiğini söylüyor. “Vatanımızı, bayrağımızı seviyoruz. Oy verecek başka bir parti mi var” diyerek söze başlayan N.Ç., “Bu köşkün buraya yapılması çok güzel bir iş. Ahlat şehir merkezinin gölgesinde kalıyordu. Allah’ın izni ile artık il olur” diyor. Ancak “Ahlat’taki bu projenin toplam maliyetinin 290 milyon olduğunu biliyor musunuz?” diye sorunca ise N.Ç.’nin yüzü düşüyor. Hemen toparlanarak, “Kim diyor onu. Hep yalan dolan. Hadi öyle diyelim. Ne olmuş yani memleketimize hizmet ediyorlar” diye konuşuyor. “Haberimde isminizi kullanabilir miyim?” sorum üzerine ise N.Ç., “Yok kızım kullanma. Yarın öbür gün değişir siyasette bir şeyler. Boşver” diyor.

‘Senede birkaç gün kalacağı yer için 290 milyon harcıyor’

N.Ç.‘nin yanından ayrılıp üniversite mezunu ancak atanamamış sağlık çalışanı A.A. ile görüşüyorum. A.A., Ahlat’ta yapılan saraya ve saray yavrularına oldukça tepkili. Düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor:

“Bitlis ve ilçelerinde binlerce işsiz genç var. Buralara bir fabrika ya da çalışılacak bir alan açtıkları yok. Ancak kendileri için göl manzaralı köşkü dikmeyi çok iyi biliyorlar. Tek yaptıkları şey halka zarar vermek. Burada kiralar çok ucuzdu. Ne zamanki Cumhurbaşkanı sarayı yapılacak denildi arsa ve ev fiyatları uçtu. Bu durumu bazı uyanıklar fırsata çevirdi hemen. 290 milyonluk bir maliyetten bahsediyorsunuz. O parayla Bitlis’teki tüm evsizlere ev yapılırdı. Bırakın evsizleri tüm Bitlisliye ev yapılırdı. Bizler atanamıyoruz, evlenmiyoruz, ev alamıyoruz. Ancak bir insan sırf senede birkaç gün kalacağı yer için 290 milyon harcıyor. Ne söylenebilir ki artık.”

‘Millet acından ölecek onlar saray derdinde’

Çiftçilik yaparak 6 çocuğunu okutmayı başaran H.T. ise Ahlat’taki tarımın her geçen gün kötüye gittiğinden bahsederek başlıyor konuşmaya. H.T., “Memleketimizin kayısısı, elması, cevizi gibisi yok. Ancak artık hiçbir şeyin değeri yok. Su faturalarımız almış başını gidiyor. Bir çoğumuz sondaj ile su çıkarıp tarlalarımızı suluyor. Seçim öncesi siyasetçiler gelip sözler verip verip gidiyor. Ama yaptıkları hiçbir iyilik yok. Gelip saray yapmışlar. Bana ne onların sarayından. Millet acından ölecek onlar saray derdinde. Yaşasınlar bakalım. Ülkenin başına her gelen çalma çırpma peşinde. Ecevit (Bülent Ecevit) gibi birileri gelmeli ki ülke düzelsin. Çocuğu olan hep aç gözlü. Allah yanlarına koymasın” diyor.

Ahlat halkı maliyetten habersiz

Yazımda üç Ahlatlı yurttaşa yer verdim. Ancak çok sayıda kişi ile konuştum. Saraya ilişkin yapılan yorumlar ne yazık ki yurttaşların oy verdiği partiye göre şekilleniyor. Ancak ortaya çıkan bir gerçek var ki Ahlatlıların bu projenin maliyetinin 290 milyon olduğundan haberleri yok. AKP’lisi de, MHP’lisi de, HDP’lisi de bu maliyeti duyunca kızıyor. Kimisi dile geliyor kızgınlığını kimisi ise kan kussa da kızılcık şerbeti içtiğini iddia eden insanlar gibi davranıyor.