Zırhlı araç ve TOMA'larla gelip köylünün elektriğini kestiler

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine bağlı Aşağıkarıncalı köyünün elektriği, zırhlı araç ve TOMA ile köye gelen Jandarma eşliğindeki DEDAŞ ekipleri tarafından kesildi. 6 ay önce elektriklerin sık sık kesilmesini protesto etmek için 'elektrik duasına' çıkan köylü, bu sabah karşılarında TOMA ve zırhlı araçları görünce şaşırdı. Köylüler, "Biz Osmanlı torunlarıyız terörist ya da mafya değiliz. Şerefli Türk Ordusu kime hizmet ediyor” diye tepki gösterdi.

Geçtiğimiz Şubat ayında elektriklerinin sık sık kesilmesine tepki göstermek için elektrik duasına çıkan Aşağıkarıncalı köylülerinin elektrikleri bugün, Jandarma’ya ait zırhlı araç ve TOMA'lar eşliğinde köye gelen DEAŞ yetkililerince kesildi. DEDAŞ, faturaların zamanında ödenmediğini gerekçe göstererek hem köydeki hanelerin hem de tarımsal sulamada kullanılan elektriği kesti.

Köylüler, borçlarının olmadığını ileri sürerek hasatlarına 10 gün kala DEDAŞ’ın elektrikleri kesmesine tepki gösterirken, Jandarma’nın zırhlı araç, gözaltı araçları ve TOMA ile köye gelmesine “darbe oldu zannettik” sözleri ile isyan etti.

Köy sakinlerinden Mahmut Doğan, “52 Bin lira borcumu ödedim elektriğimiz kesildi. 25 Bin lira desteklemem de blokede ve sabahtan beri de elektriklerimiz yok” sözleri ile yaşadıkları sorunları dile getirdi.

'Mafya oldu mu konuşmazsınız, keşke devlet olsaydı'

Bir başka köy sakini Metin Aksoy ise faturalarını 6 ayda bir ödediklerini, 24 Bin lira olan son borçlarını ödediklerini ancak var olan yeni borcun da 10 gün sonra yapacakları hasatla birlikte ödeyeceklerini beyan etmelerine rağmen elektriklerinin kesildiğini iddia ederek DEDAŞ’ı suçladı. Aksoy, “Hani çiftçi milletin efendisiydi. Hayır! DEDAŞ’ın kölesidir" dedi. Aksoy şunları söyledi:

“Ben şu anda bir DEDAŞ mağduru bir çiftçiyim. 08.12.2020’de DEDAŞ’ın kapısına gittik borcumuzu ödedik. Çünkü biz hasattan hasada ödüyoruz. Ama hasada 10 gün kala elektriğimiz kesildi. Jandarma ile karşı karşıya getiriyorlar. Ne yapalım nereye gidelim. Adeta şuanda bizimle satranç oynuyorlar. Biz de satranç oyununu bilmiyoruz ki ne yapalım bunları.

Hasattan hasada çiftçi ancak öder. Başka bir çaresi yok ki. Zaten gübreye bak mazota bak her şeye bak zaten kazandığı nedir ki. Vermişsiniz bizi bu DEDAŞ zaliminin eline kimse konuşamıyor bile biz de artık kendimizden vazgeçmişiz. Çünkü mafya oldu mu konuşamazsın ki keşke devlet olsaydı, keşke jandarma – polis gibi olsaydı. Keşke devlet olsaydı”

'Darbe oldu sandık'

Kadir Öztürk isimli köy sakini “Sayın valim sayın devlet büyüklerim. Toprak suya hasrettir çiçek havaya hasrettir. Ben ve Aşağıkarıncalı çiftçileri Türkiye Cumhuriyetine hasretiz. Sabah 08:00’de uyandım baktım ben dedim acaba bir darbemi var Türkiye Cumhuriyeti’nin jandarması top tüfekleri ile tarlalarımızın içinde dolaşıyor. Baktım ki eyvah darbe değil meğer DEDAŞ’ın peşine takılmış çiftçilerin elektriğini kesmiş. On gün sonra mahsul biçiliyor borcumuzu ödeyecektik. Bazı vatandaşların faturaları bir hafta gecikmiş onun için elektriğimizi kestiler” sözleri ile duruma isyan etti.

'Biz mafya değiliz'

Ekiplerin elektriği kesmek için Jandarma eşliğinde köye geldiği sırada köylülerin kameraya yansıyan diyalogları ise şöyle:

Köy sakini: "Sabahtan beri elektrikler yok.

 Buyurun efendim şeref verdiniz.

Videoyu çeken: Tekrar Allah’a dua edelim ki elektriğimizi kesmesinler Allah’a dua edelim işimi yine Allaha Kaldı.

Köy sakini: (Jandarma ve DEDAŞ ekiplerine yönelik) Hoş geldiniz şeref verdiniz.

Mehmetçiklerimizin haline bakın. Bu sıcakta kime hizmet ediyorlar. Mehmetçiğimiz, şerefli ordumuz kime hizmet ediyor. Biz Osmanlı torunlarıyız terörist ya da mafya değiliz. Şerefli Türk Ordusu kime hizmet yapıyor.

Videoyu çeken: Evet Aşağıkarıncalı köyü şu anda savaş alanına döndü sanki savaş var görüyorsunuz.

Evet DEDAŞ’ı görüyorsunuz elektriğimizi kesiyor. Bizim şuanda Suriye’de Azerbaycan’da olmamız gerekirken,  ama çiftçinin ve garibanın ekmeği ile oynanıyor. Bu da kolluk kuvvetlerimiz sanki savaşa gelmişiz. Vatandaşın çiftçinin hali göz önünde"

Urfa'da DEDAŞ trafoyu sökmek istedi, köylüler izin vermedi