Yargıtay'ın bozduğu FETÖ davasında tanık dinlendi

Yargıtay'ın bozduğu FETÖ davasında tanık dinlendi
FETÖ'nün medya yapılanması kapsamında Yargıtay'ın "örgüte üye olmak" ve "örgüte yardım" suçlarından cezalarını bozduğu Atilla Taş ve Ulusal Parti Genel Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 8 sanığın yargılanmasında tanık savunmaları dinlendi.

Fethullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanması kapsamında Yargıtay'ın "örgüte üye olmak" ve "örgüte yardım" suçlarından cezalarını bozduğu aralarında bir dönem köşe yazarlığı yapan şarkıcı Atilla Taş ve Ulusal Parti Genel Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 8 sanığın yargılanmasında tanık savunmaları dinlendi. 

İstanbul 25. Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuksuz sanıklar Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız katılırken şarkıcı Atilla Taş'ın sağlık problemleri nedeniyle katılım sağlayamadığı avukatı tarafından belirtildi.

Tanık dinlendi

Tanık olarak dinlenen Yusuf Ahmet Kaymak, "Sanıklardan Cemal Azmi Kalyoncu'yu gazetede çalışması nedeniyle tanırım. Cemal Azmi Kalyoncu'nun FETÖ örgütüne üyelik, irtibat ya da iltisakına dair bir bilgim yoktur. Bu yönlü bir durumuna şahit olmadım. Ali Akkuş ile ilgili ise FETÖ örgütüne üyeligi olup olmadığı hususunu bilemem. Ben 3 sene önce ifade verirken daha ziyade Ekrem Dumanlı ile ilgili verdiğim beyanlar kapsamında Ali Akkuş Bey'in de orada toplantıda olduğu hatırıma gelerek onun da ismini söylemiştim. Ben o toplantıda bulunmadım. O toplantıya avukatlar geldi. Ertesi gün gözaltı olayı olacaktı. Hukuksal açıdan neler görüşüldüğünü tahmin ediyorum. Burada karar mercii Ekrem Dumanlı idi. Ali Akkuş'un gazetecilik dışında bir faaliyetine denk gelmedim. FETÖ örgütüyle doğrudan bağlantısını düşündürecek bir eylemine ve söylemine şahit olmadım" dedi.

"Hüseyin Gülerce iddia ettiği fotoğrafları dosyaya koysun"

Sanık Gökçe Fırat Çulhaoğlu savunmasında, "Sigorta kayıtlarım SGK tarafından dosyaya getirildi. MASAK raporu da dosyaya geldi. Benim herhangi bir kurumla sigorta ilişkim olmadığı MASAK raporunda belirtilmiştir. Hüseyin Gülerce beyanlarının üzerinde durulması ve dosya açısından önemli olduğunu düşünüyorum. 2016 yılı 30 Ağustos'ta gözaltına alındım ve tutuklandım. Sonrasında tahliye edildim sonrasında yine tutuklandım. Gazetelerde Gökçe Fırat'ın SGK'lı elemanı olarak çıktığı şeklinde gördüm. Hüseyin Gülerce yandaş medyada çıkan bu haberden sadece 9 gün sonra savcılığa gidiyor ve kendi iddiası gibi aynen tekrarlıyor. Yine Hüseyin Gülerce orada benim hizmet hareketimde fotoğraflarım olduğunu söylüyor. Hüseyin Gülerce'ye çağrı yapın. İddia ettiği bu fotoğrafları dosyaya koysun" dedi.

"Bu örgütle hep savaştım"

Çulhaoğlu savunmasını, "Yandaş medyada benim 2010 yılına ait fotoğraflarım yayınlanıyor. Ulusal Parti'yi kurdum. Bıyıklıydım. Fotoğraflarım vardır. 2013 yılından sonra saç ve sakal bıraktım. Benim için FETÖ'cü olduğum için saç ve sakal bıraktı diyorlar. Hüseyin Gülerce diyor ki onu öldürecek kimse yok mu demişiz. Yazının tamamı incelendiğinde hatta yazılı beyanımda yaptığım alıntılarım incelendiğinde, Fetullahçı yapının tarikatın Özal'ın ölmesi sürecindeki gibi bir rolünün olup olmadığının, böyle bir ölüm kararının alınıp alınmadığının irdelenmesi hususunda bir soru sorduğum görülecektir. Bahsettiğimiz sene 2009'dur. O dönemde bu tarikata karşı bakışım yazımdan dahi anlaşılmaktadır. 26 Ocak 2009 tarihinde yine bir yazı yazılıyor. Bu yazıda Fetullahçılar, PKK'lılar ve ABD tarafından yürütüldüğünü açıklıyorum. Ben bu örgütle hep savaştım. Bu yüzden hiç bir zaman bu örgütün üyesi olmadım. Yardım ya da destekte de bulunmadım. Bu yönüyle bozma ilamına katılmıyorum. Suçlamaların tamamından beraatımı talep ediyorum" sözleriyle sonlandırdı.

Cumhurbaşkanına hakareti söz konusu değildir 

Atilla Taş avukatı Sevgi Kalan, "AİHM'den müvekkilimle ilgili ihlal kararı verilmiştir. Alaycı ve ağır siyasi eleştirilen içerdiğini, soruşturmanın OHAL'den sonra başlatıIması hususu ele alınarak bunu ifade özgürlüğü hakkının ihlali olarak elde aldığını belirtmiştir. Tweetlerin hepsi değerlendirildi. Aynı tweetlerin yargılama konusu yapılması bu karara aykırılık teşkil etmektedir. Dosyanın tefrik edilerek müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep ederiz. 299 ile ilgili beyanlarımızı incelemişsinizdir. 3 adet tweet vardır. O dönemde müvekkil tweetleri attığı süreçte Erdoğan henüz Başbakan'dı. Bu yüzden 299 ile yani Cumhurbaşkanı'na hakaret ile bir ilgisi söz konusu değildir. Tweet içerikleri de seçime ilişkin atılmış tweetlerdir. 301'e ilişkin de kapsamlı beyanda bulunmuştuk. Aynen tekrar ederiz. 301 ile ilgili yazışmaları da irdeledik. Müvekkil Ankara'da ikamet etmektedir. Duruşmalardan vareste tutulmasını talep ediyoruz. Ayrıca müvekkilim 2 yıla yakın tutuklu kaldı. Bu aşamada adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ediyoruz" dedi.

"Suçlamaları kabul etmiyorum"

Sanık Yakup Çetin savunmasında, "Bozma ilamını inceledim. Bozma ilamına uyulmasını talep ediyorum. Tanık İbrahim Aydın dinlendikten sonra beyanlarımı sunacağım. Bana 500 TL gönderen kişi hakkında işlem yapılmış. Bunun dışında dosyada yeni bir durum söz konusu değildir. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Heyet, imza şeklinde adli kontrolü olan sanıkların pandemi dolayısıyla adli kontrolünün kaldırdı. Atilla Taş ile ilgili olarak da dosyasının ayrılma talebinin AİHM kararının mahkemeye ulaşmasının ardından değerlendirilmesine karar verildi. Ayrıca heyet Atilla Taş'ın davadan vareste tutulmasına hükmetti.

Davanın geçmişi 

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin, "örgüt üyeliği" ve "darbeye teşebbüs" suçlarından haklarında dava açılan 20'si tutuklu 29 sanığın yargılandığı davayı 8 Mart 2018'de karara bağlamıştı. Firari sanıklar Bülent Ceyhan, Said Sefa ile Emre Soncan hakkındaki davanın bu dosyadan ayrılmasına karar veren mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Muhterem Tanık'ın beraatını kararlaştırmıştı.

25 Sanık ceza almıştı

Sanık Atilla Taş'ın, "örgüte yardım etmek" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün, aynı suçtan sanık Murat Aksoy'un da 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Diğer sanıklar Abdullah Kılıç, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Yakup Çetin ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nu üzerlerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezalarına çarptırmıştı. Mahkeme heyeti, sanıklar Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Muhammet Sait Kulaoğlu, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yetkin Yıldız, Cuma Ulus ve Davut Aydın'ın da "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırılmasını kararlaştırmıştı.

Yargıtay 8 sanık hakkındaki hükmü bozmuştu

Yargıtay 16. Ceza Dairesi de 6 Mart 2020'de sanıklar Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ve Atilla Taş yönünden verilen hükümlerin bozulmasına karar vermişti. Diğer 17 sanık hakkında verilen cezalar ise onanmıştı.

DHA