Türkiye'de 'adalet' kadın ismi
Malatya'da, 6 Şubat depremlerinde yıkılan, aralarında milli sporcuların da bulunduğu 21 kişiye mezar olan tutuklu sanığın bulunmadığı Kırçuval Otel davasının ikinci duruşması, Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların tutuklanma taleplerini reddederek, sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol kararının devamına hükmetti. Otelde yaşamını yitiren milli voleybolcu Emincan Kocabaş’ın babası Bülent Kocabaş, "Türkiye’de adaletin bir bayan ismi olduğu bugün gün yüzüne çıktı" dedi.
21 SPORCU HAYATINI KAYBETTİ
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Malatya'da bulunan Kırçuval Otel saniyeler içerisinde yıkıldı. Enkaza dönen otelde TVF Erkekler Voleybol 2'nci Ligi 6'ncı Grup'ta play-off mücadelesi veren Malatya Büyükşehir Belediyespor takımından 6 voleybolcu ile 4 ampute futbolcunun da aralarında bulunduğu 21 kişi yaşamını yitirdi.
Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya; otelin yıkılması sonucu hayatını kaybedenlerin ailelerinin yanı sıra tutuksuz sanıklar Zafer Kırçuval, Saffet Kırçuval, Aziz Murat P., İsmail Y., Serpil Y., Hayriye D., Alper Y., Fırat P., Fatma A. ve Mustafa B. ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Davayı takip eden Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun, katılma talebinde bulunurken, iddia makamı ve sanık avukatları "'katılma talebinin reddini'" istedi. Mahkeme, katılma talebini reddederek, gözlemci sıfatıyla mahkemede yer alabilecekleri yönünde karar verdi.
OTELDE ÖLEN MÜDÜRÜN EŞİ KONUŞTU: ŞİKAYETÇİYİM
Kırçuval Otel’de hayatını kaybeden otel müdürü Metin Işık’ın eşi Buket Işık, müşteki sıfatıyla verdiği ifadede de, "2020 Elazığ depreminden sonra otel kapanmadı. Herhangi bir tadilata da girmedi. Elazığ depremi sonrası otele az hasarlı raporu verdiğini eşim bana söyledi. Otelin odalarında yenileme adına çalışma yapıldı ama onun haricinde herhangi bir tadilat yapılmadı. Eşimin enkazdan çıkarılmasını beklerken oradaki polisler, "Otel Elazığ depreminde ağır hasar almış" dediler. Hatta kurtarma çalışmalarına katılan madencilerde "Dördüncü kattan yukarısı sonradan yapılmış, numuneler farklı" dediler. Ben teyit için otelde başka çalışan birine sordum, bana böyle bir şey olmadığını söyledi. Kusur varsa şikayetçiyim" dedi.
Tanık olarak dinlenen otelin sahibi Zafer Kırçuval’ın kızı Raife Kırçuval K., ailesinin oteli 2013 yılında aldığını ve o dönemden itibaren otelde çalıştığını ifade ederek, şunları anlattı:
"Otelde her şeyle ben ilgilenirdim. 2013 yılında oteli aldıktan sonra herhangi bir tadilat yapılmadı. Elazığ depremi sonrası yapılan tespit çalışmalarında hasarsız raporu verildi. Elazığ depremi sonrası otel hiç kapalı kalmadı, tadilat gerektiren bir şey olmadı. Depremden sonra konaklama devam etti. Elazığ depremi öncesi ya da sonrasında otelde herhangi bir tadilat yapılmadı."
"OTELİN SAHİBİ BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI OLDUĞU İÇİN OTELE YERLEŞTİRİLMİŞLER. PARA İÇİN"
Yıkılan otelde sporcu oğlu Resul Gün’ü kaybeden Arzu Gün, mahkemede müşteki olarak verdiği ifadede, "Çocuklarımız kulübün tesislerinde kalıyordu, neden otele yerleştirildiler? Malatya’ya geldiğimde birçok otel binası sağlam duruyordu. Çocuklarımızın kaldığı otel yıkılmıştı. Otelin sahibi belediye başkan yardımcısı olduğu için otele yerleştirilmişler. Para için" diye konuştu. Resul Gün’ün babası Süleyman Gün ise "Deprem gecesi binanın oradaydım. Binayı yakından gördüm. Çocuklarımıza yaşam üçgeni kurabilecekleri alan yoktu. Toz toprak birbirine karışmış vaziyetteydi" dedi.
Sanık, sanık avukatları ve müşteki avukatlarını dinleyerek, iddia makamının talebini alan mahkeme ara kararında; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Elazığ depremi sonrası yapılan hasar tespitine ilişkin gönderilen belgelerin varsa ıslak imzalı tutanaklar ile o dönemde sahada çalışan personellerin bilgilerinin mahkemeye gönderilmesini hükmetti.
Elazığ depreminden sonra otelin kapalı olup olmadığı, konaklamaya açık olup olmadığının emniyet ve maliyenin mahkemeye gönderdiği yazılar, dinlenen sanık ve tanık beyanları dikkate alınarak kovuşturmanın genişletilmesine yer olmadığına karar veren mahkeme, sanık İsmail Y’nin adli kontrol kararını kaldırdı. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların tutuklanma taleplerini reddederek, sanıklar hakkında uygulanan adli kontrol kararının devamına hükmetti.
"TÜRKİYE’DE ADALETİN BİR BAYAN İSMİ OLDUĞU BUGÜN GÜN YÜZÜNE ÇIKTI"
Kırçuval Otel’de hayatını kaybedenlerin aileleri, duruşma çıkışı Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ile birlikte gazetecilere açıklama yaptı. Otelde hayatını kaybeden Emincan Kocabaş’ın annesi Nursel Kocabaş, "Benim çocuğum beş adımda dışarıya çıkardı. Uyanık olmasına rağmen benim oğlum koridordan dışarıya çıkamadı. Ben adalet istiyorum. Ben anne olarak adalet istiyorum, yetkililer buna el atsın" diye konuştu. Emincan Kocabaş’ın babası Bülent Kocabaş ise "Türkiye’de adaletin bir bayan ismi olduğu bugün gün yüzüne çıktı" dedi.
Otelde hayatını kaybeden Mehmet Can Ağırbaş’ın annesi Zeliha Ağırbaş ise "'Bizim çocuklarımız sporcuydu, voleybolcuydu. Hepsi iki metre boyunda. Bina 5-10 saniye dayanabilseydi belki şu anda çocuklarımız hayatta olacaktı. Bizde yaşıyormuş gibi yapmamış olacaktık. Adalet gerçekten yerini bulsun istiyoruz'" ifadelerini kullandı.
Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun ise şöyle konuştu:
"Biz 850 kilometre uzaktan evlatlarının acısını yüreklerinde her saniye duyan müştekiler için davaya müdahil olanların davasına ortak olmak, katılmak için geldik. Davaya müdahale talebinde bulunduk ama mahkeme müdahale talebimizi kabul etmedi. Sadece gözlemci olarak davaya katılmamıza karar verdi. Davada gözlemlediğimiz şu: Davada hiçbir tutuklu sanık yok. Halbuki bunlar hakkında bir kişi hakkında kuvvetli suç şüphesiyle tutukluluk kararı verilmiş ama daha sonra serbest bırakılmış. Diğer sanıkların hiçbiri hakkında tutuklama kararı verilmemiş. Geçen celse, savcılığın tutuklanmaları mütalaasına rağmen, bu mütalaaya aykırı olarak tekrar tutuklanmadan yargılamaya devam edilmiş. Ancak gözlemlediğimiz şu ki; birçok tanık geldi. Savunma tarafının tanıklarıydı bunlar. Bizde ve katılanlarda da oluşan bir şüphe hali var. Bu tanıklar ‘etkilendi mi, yönlendirildi mi?’ diye. Sırf bu şüphenin oluşmaması için bile buradaki sanıkların tutuklu yargılanmaları gerekiyordu. Çünkü adalet bu şüpheyi kaldırmaz. Şüphe içinde adalet ve yargılama olmaz. Bu davaları sonuna kadar takip edeceğiz. Katılanların, mağdur ailelerin yanındayız, katılma talebimiz ret olsa da bu davayı gözlemeye ve takip etmeye devam edeceğiz.''