Türkiye Rusya'ya yaptırım uygulayacak mı?
Habertürk canlı yayınına katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'da gerginliğin sürekli arttığını belirterek, "Saldırıyla ilgili endişelerimiz artınca özellikle her iki ülke nezdinde de temaslarımız oldu. Bu saldırı başlamadan 1 gün önce sayın Cumhurbaşkanımız Putin'le görüşmüştü telefonla. İki lideri bir araya getirme düşüncesini iletmişti" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Rus ve Ukrayna heyetlerinin yarın planlanan müzakerelerinin bir gün ertelenebileceğini belirterek, "Şu anda taraflarla görüşüyoruz, genel bilgi alıyoruz. Son yaptıkları açıklamada bunu gizli götüreceklerini söylediler. İlk toplantıdan bir netice çıkmadığını biliyoruz. Sonuçta müzakere heyetine katılanları tanıyoruz. Oradan alınan mesajlar liderler düzeyine, başkentlere taşındı. İkinci toplantı konusunda zemin yokluyorlar. Biz olmasını arzu ederiz ama öyle görünüyor ki yarınki toplantı bir iki gün ertelenebilir. Bundan sonra müzakerelerin sonuç odaklı olmasını arzu ediyoruz. Ateşkesle sonuçlanacak müzakere olması lazım" görüşünü dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
Savaşla ilgili önceden kestirmede bulunmak, kesin tahminde bulunmak zordur. Rusya kısa bir süre içinde önemli şehirleri ele geçirmeyi planlıyordu. Özellikle bir çatışma, sokak savaşına dönüştüğü zaman, Libya'da da bu endişeyi paylaşıyorduk. Trablus'a yönelik saldırı durdurulmasaydı sokak savaşına dönüşecekti. Sokak savaşının ne zaman biteceği belli olmaz. Tabii bu savaş başladıktan sonra biz savaşın tamamen durdurulması, ateşkesin tesis edilmesi konusunda çok çaba sarfettik. Savaş durdurulmayacaksa en az 24 saatlik insani ateşkes konusunda çaba sarf ettik, halen çaba sarf ediyoruz. İki ülke nezdinde, uluslararası toplum nezdinde girişimlerimiz oldu. BM ve AGİT Genel Sekreteri ile. Çağrılar oldu. Daha sonra Fransa devreye girdi.
"Yarınki müzakereler ertelenebilir"
İki ülke arasında müzakerelerin başlamasını telkinlerimizi ilettik. En son Ukrayna'ya yerin önemli olmadığını, elbette İstanbul'u Ukrayna tercih ediyordu. Biz memnuniyetle ev sahipliği yaparız ama şu aşamada yerin önemi yok. Orta yol buldular. Sınırın Belarus kenarında, nehrin kenarında ilk görüşmeyi yaptılar.
Şu anda taraflarla görüşüyoruz, genel bilgi alıyoruz. Son yaptıkları açıklamada bunu gizli götüreceklerini söylediler. İlk toplantıdan bir netice çıkmadığını biliyoruz. Sonuçta müzakere heyetine katılanları tanıyoruz. Oradan alınan mesajlar liderler düzeyine, başkentlere taşındı. İkinci toplantı konusunda zemin yokluyorlar. Biz olmasını arzu ederiz ama öyle görünüyor ki yarınki toplantı bir iki gün ertelenebilir. Bundan sonra müzakerelerin sonuç odaklı olmasını arzu ediyoruz. Ateşkesle sonuçlanacak müzakere olması lazım.
Siyasi konuları müzakere etme bakımından yeterince zamanları olacaktır. Şimdi acil olan ateşkes. Çatışmalar, bombardımanlar devam ederken bir netice çıkmaz. Önce ateşkes diyoruz.
Sonuçta Türkiye taraf tutmak zorunda değil. Elbette NATO üyesi. NATO'nun kararlarına uyan ve katkı sağlayan ülke. Türkiye ilkesel tutum sergiliyor. Görüş ayrılıklarına rağmen her iki ülkeyle işbirliğini geliştiren ülkeyiz. Savaş olduğu zaman taraf tutmak zorunda değiliz; tam tersi savaşın sona erdirilmesinde her iki tarafta eşit bir şekilde diyalog kurabilen ülkeyiz. Taraf tutma lüksümüz yok. Bir şey yanlışsa onu söylemek durumundayız. Rusya'nın saldırısı uluslararası hukukun ihlalidir. Şu anda insani dramlar var. Bu yanlışları kim yaparsa yapsın biz bunu açıkça söyleriz. Başka krizlerde de ilkesel tutumumuzu sergiledik.
"Rusya'nın temsil hakkı sona ereceği için çekimser oy kullandık"
Burada Türkiye'nin takındığı tavırda çelişki yok. BM Güvenlik Konseyi'ne giden karar tasarısında biz eş sunucuyduk. Aynı şekilde BM Genel Kurulu'nda bir acil özel oturum başladı. 2 Mart'ta Rusya'nın Ukrayna konusu konuşulacak. Burada da taslak karar tasarısını yazan grubun içinde olduk. NATO'da tavrımız açık ve net.
Aynı şeyi Avrupa Koınseyi'nde yaptık. 23 Şubat'ta tepkimizi gösteren Ukrayna'yı destekleyen karara biz de destek verdik.
İlkesel tutumumuzun sebebini anlatıyorum. 24 Şubat'ta yine saldırıdan sonra Rusya'ya yönelik kınama, ağır ifadeler içeren, yaptırım olabileceği ifade eden tasarıya evet dedik. 25 Şubat'taki karara neden çekimser oy kullandık?
O kararda Rusya'nın temsil hakkı sona erdiriliyor. Rusya'nın o örgütteki temsil hakkını askıya alan ya da tamamen kaldıran bir girişim var mı? Bu kadar diyalogdan, müzakereden bahsettik. Sonuçta Rusya'nın buradan atılması demek Rus vatandaşların AİHM'e gidememesi demektir. Buradan bağları kopardığınız zaman bunun faydası ne olacak? İkinci seçenek ortak tamamlayıcı sürecin başlatılması. Yoğun ve etkin diyaloğun başlatılması. Bu seçenek maalesef tercih edilmedi.
Bundan da netice alınamazsa ondan sonra belki askıya alınması. Sonuçta diyaloğun kopmaması için, İnsan Hakları Konseyi'nde oturum olacak. Orada da karar tasarısının içindeyiz. Sonuçta tüm platformda ilkeli şekilde tutum sergilerken diyaloğun kopmasını istemediğimiz için ilkeli şekilde çekimser oy kullandık.