Türk Bilim İnsanları, Her Depremde Konuşulan Teoriyi Çürüttü
ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, yazdıkları makaleyle deprem öncesinde atmosferde meydana gelen elektron hareketlerini inceleyerek, "deprem sinyali" olarak kabul edilen "deprem öncesi tetiklenen atmosferik değişimler teorisini" çürüttüklerini söyledi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Doç. Dr. Gökhan Gürbüz ve araştırma görevlisi Volkan Akgül, 2018'de deprem öncesinde atmosferde meydana gelen elektron hareketlerini inceleyerek, "deprem sinyali" olarak kabul edilen "deprem öncesi tetiklenen atmosferik değişimler teorisi" üzerinde çalışmaya başladı. Araştırma ekibi, çalışmaları 2021'de tamamladı ve yazdıkları makaleyle uluslararası bilimsel dergiye başvurdu. Ortaya çıkan sonucun dünyaca kabul gören teoriyi çürüttüğü için hakemlere karşı ispat sürecinin 2 yıl sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, yazılan makalenin kabul gördüğünü ve ilerleyen günlerde dergide basılacağını söyledi.
ATMOSFERDEKİ ELEKTRONLARI İNCELEDİLER
Uydu teknolojilerinin gelişmesiyle depremlerin önceden belirlenmesine yönelik çok sayıda çalışma yapıldığını ifade eden Prof. Dr. Kutoğlu, "Deprem öncesinde yer kabuğunda meydana gelen sıkışmaların ürettiği enerjinin atmosferin üst kesimlerine yayılarak oradaki deprem öncesinde 1 aydan itibaren başlayarak birkaç güne kadar değişen aralıklarda elektron sayılarının değiştiğine yönelik bir teori söz konusuydu. Biz de araştırma ekibi olarak ülkemizde çok sayıda deprem olması nedeniyle dünyadaki 7'den büyük depremlerle ilgili bu şekilde yayınlar çıkmaya başlayınca, ülkemizde bu yönde belirlemeler yapabilir miyiz diye ekibimizle birlikte uzun yıllar öncesinde çalışmalara başladık" dedi.
Teoriyi ilk geliştirenlerin Japon bilim insanları olduğunu ancak Amerika ve Çin'de de benzer çalışmaların yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Kutoğlu, "Bu çalışmaların tamamında atmosferde sadece deprem bölgesini ele alan çalışmalardı. Aynı gün içerisinde farklı yerlerde de buna benzer durumlar var mı yok mu bilgi verilmiyordu. Depremden 1 ay öncesini kapsayan çalışmalardı. Biz bilimsel merakımız için eğer deprem öncesi işaret varsa bunun daha da detaylı araştırılması amacıyla çalışmalarımızda hem deprem bölgesini ele aldık, hem de deprem bölgesinden 8-10 bin kilometre uzakta depremle hiç ilişkisi olmayan bir bölgeyi de seçerek başka coğrafyadan da değerlendirmeler yaptık" diye konuştu.
'ATMOSFERDEKİ DALGALANMALAR SİSTEMATİK DEĞİL'
Depremden 1 yıl öncesini baz alarak elektron dalgalanmalarına baktıklarını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, "Deprem öncesi dünyada geçerli teoriye dayalı olarak depremden önce meydana geldiği ifade edilen sinyallerin 1 yıl içerisinde aynı yerde 30 ile 40 defa meydana geldiğini gördük. Bu demektir ki depremden önce olduğu belirtilen bu öncü sinyallerin 10 gün 15 gün öncesinde mutlaka bu sinyallerden bir tanesi rastlayacaktır. Dolayısıyla bu aslında sistematik değil, tesadüfi bir olaydır. Yine deprem bölgesinden 8-10 bin kilometre ötede kıyaslama bölgesi olarak aldığımız yerlerde de aynı veya yakın günlerde benzer sinyallerin depremden 10 bin kilometre uzağında da meydana geldiğini gördük. Dolayısıyla bu sinyallerin, atmosferdeki deprem öncesi dalgalanmaların aslında sistematik değil, rastlantısal olduğu ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.
İmkan verildiğinde Türk bilim insanlarının önemli çalışmalar yapabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kutoğlu, "7'den 9.1 büyüklüğünde incelenen depremlerde hiçbir sistematik bir sonuca rastlanmadı. Dünyanın çok önemli merkezleri tarafından ortaya koyulmuş bir teoriyi Türk bilim insanları olarak bizler çürütmüş olduk" dedi.
Kaynak:Demirören Haber Ajansı (DHA)