Tunceli’de Gezi kararına tepki: Ferman Padişahın, Gezi Milyonların

Tunceli’de Gezi kararına tepki: Ferman Padişahın, Gezi Milyonların
Gezi Davası'nda çıkan ağır cezalarının ardından tüm Türkiye'de tepkilere neden oldu. Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri Tunceli'de yaptıkları açıklamada, "Her yer Gezi, her yer direniş demeye devam edeceğiz" dedi.

Ferit Demir / Tunceli

Tunceli’de bir araya gelerek basın açıklaması yapan Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri Gezi davasından çıkan karara tepki göstererek, "Her yer Gezi, her yer direniş demeye devam edeceğiz" dedi.

Akşam saatlerinde Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya gelen aralarında bir çok vatandaşın da olduğu Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Gezi davasında verilen mahkeme kararına tepki gösterdi.

Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise 18’er yıl hapis cezası verilmesine karşı, "Ferman Padişahın, Gezi Milyonların" pankartını açan grup basın açıklaması yaptı.

Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklaması metnini okuyan Emek Partisi İl Başkanı ve platform sözcüsü Ergin Tekin, verilen cezaları seçim hesapları üzerinden kirli bir siyasetin parçası olarak gördüklerini belirtti.

"Tek adam yönetiminin ‘adalet’ cilasının son kalıntıları da döküldü. Yargı kararlarının iktidar sözcülerinin talimatlarıyla verildiği, Gezi davasında olduğu gibi beraat kararları sonrası 'olmadı baştan' yargılamaların tekrar nasıl devreye sokulduğu artık herkesin malumudur.

Artık, birleşme zamanıdır. Amasız, fakatsız,emek ve demokrasi güçleri birleşmelidir. Tek adam yönetimi son bulmalıdır. Gezi Direnişi, anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen, hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılandı.

Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken; daha önce iki kez aynı ithamlar karşısında haklılığı ispatlanan, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay ile Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi’nin de bulunduğu arkadaşlarımız mahkûm edildiler ve 18’er yıl hapis cezası aldılar”

‘BU DAVA ADİL KOŞULLARDA GERÇEKLEŞMEMİŞTİR’

Platform sözcüsü Tekin, davanın üye hakiminin Ak Parti’den milletvekili adayı olduğu için adil koşullar olmadığını belirterek açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

“Bu dava adil koşullarda gerçekleşmemiştir. Davanın üye hakimi iktidarda bulunan AKP’nin milletvekili adayı olmuştur. Davadan çekilmesi için yapılan başvurular ve sanıkların savunma hakları ve adil yargılanma hakları ihlal edilmiştir.

Bu karar göstermektedir ki; toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilerek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılarak, karalanmak isteniyor. İktidarın ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemeler, ülkenin demokrasisini ve geleceğini tahrip etmekte, birçok dava dosyasında mağduriyetler yaratmaya devam etmektedir.

Uzun tutukluluk ve hapis cezalarını bu kadar kolay vermenin, iddianamelere yazmanın; ülkemizde çıkacak her itiraza, işini ekmeğini talep eden işçilere, tarlasını terk etmek zorunda bırakılan köylülere, erkek cinayetlerine kurban olmayacağız diyen kadınlara, demokratik özerk üniversite talebini dillendiren gençlere, biz de varız diyen LBGTİ’lilere hizmet veremeyen esnafa, geçinemiyoruz ve barınamıyoruz diyen yoksullara ve Gezi özelinden kent ve doğa yağmasına karşı çıkan mühendislere, mimarlara, şehir plancılarına ve bu itirazı büyüten siyasi parti ve kitle örgütlerine, demokratik bir ülkede yapılması gereken itiraz ve sorgulama hakkını kullanan tüm kurum ve kişilere verilmek istenen gözdağı olduğunu biliyor ve görüyoruz”

‘ASIL CEZALANDIRILMASI GEREKENLER, GEZİ DİRENİŞİNDE, GENCECİK ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİDİR’

Verilen cezaların hukuksuz ve temelsiz olduğunu belirten Ergin Tekin açıklamayı şöyle sürdürdü;

“Verilen bu cezaların, seçim hesapları üzerinden yurttaşlarımızı kutuplaştıran kirli siyasetin bir parçası olduğunu görüyoruz. Yukarıdan gelen emirle verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır. Bu ülkemize ve insanımıza yapılan en büyük kötülüktür.

Asıl cezalandırılması gerekenler, Gezi Direnişinde, gencecik çocuklarımızın katilleridir. Gençlerimizi sakat kalmasına yol açanlardır. Ölümcül polis şiddetinin talimatını verenlerdir. Bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse, gücünü onca baskı ve şiddete rağmen kısamadığınız seslerin Gezi’deki yankısından alacaktır.

Gezi Parkı’na sahip çıkmak cezalandırılamaz. Parka sahip çıkanlara yönelen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Bu süreçte polis şiddeti ile hayatını kaybeden ve yaralanan gençlere sahip çıkmak suç değildir. İki defa beraat etmiş temsilcileri, 18’er yıl hapis cezasıyla mahkûm etmek hukuki değildir.

Ülkemizde adalete olan inancın kırıntısına bile yer bırakmayan bu anlayış demokratik olmadığı gibi meşru da değildir. Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin ve direnişin adıdır”

ARKADAŞLARIMIZI ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ

Gezide ceza alanları yalnız olmadığını, hep destek olacaklarını belirten Tekin, açıklamayı şöyle tamamladı;

“Dersim Emek ve Demokrasi güçleri olarak bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Başta “Gezi Parkı, park olarak kalsın” diyen arkadaşlarımıza ve demokratik hakkını kullanan yurttaşlara yönelik bu cezalar kabul edilemez.

Gezi Parkı’na, ülkemizin yeşiline, doğasına, parkına sahip çıkacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden delillere dayanan objektif ve tarafsız bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Bu karanlığı aşmak için tek çare birleşmek ve mücadele etmektir. Gezi Direnişi bir hak mücadelesidir. Gezi Direnişi adil yargı, demokrasi, doğanın ve çevrenin korunması için milyonların sokaklara dökülmesidir.

Bugün verilen ağır cezalar, insanların aynı taleplerle bir daha sokaklara çıkmaması için verilmiştir. Ama hak ve özgürlükler için başka bir yol yoktur. Haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız! Bu ülke tarihinde bir onur sayfası olarak yer alan Gezi Direnişini, bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığını susturamayacaksınız! Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize asla izin vermeyeceğiz. Verilen cezalar halk vicdanında yok hükmündedir.

'Her yer Gezi, her yer direniş' demeye devam edeceğiz. Zalimler sonlarına doğru zulmünü daha da arttırır. Er ya da geç; emek ve demokrasi güçleri kazanacaktır. Baskı, zulüm ve sömürü düzeni son bulacaktır. Birleşe birleşe kazanacağız.”