Soylu ve Aktaş arasında 'Sarallar' çatlağı: Size her söylediğimde sızıntı oldu
T24 yazarı Tolga Şardan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, 'Sarallar' olarak bilinen suç örgütüne yönelik operasyona ilişkin kendisine neden bilgi verilmediğini İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a sorduğu. Aktaş'ın ise Soylu'ya "Size her söylediğimizde sızıntı oldu" yanıını verdiğini yazdı.
Şardan, bugünkü "Sarallar soruşturmasının perde arkasında Soylu ile Aktaş arasında yaşananlar" başlıklı yazısında, 'Sarallar' olarak bilinen suç örgütüne yönelik geçtiğimiz aylarda düzenlenen operasyonun perde arkasını ve Soylu ile Aktaş arasında yaşananları anlattı.
Yazısında, Trabzonlu olduğu bilinen Sarallar grubunun temasta olduğu öne sürülen siyasetçiler arasında yine Trabzonlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da bulunduğunu iddiasını aktaran Şardan, "Hatta Bakırköy'de Sarallar Grubu'nun karıştığı bir olayda şüphelilerin serbest bırakılması için Ankara'dan Soylu'nun devreye girdiği, buna karşın dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın geri adım atmadığı iddiası gündeme geldi" dedi.
Emniyet'in gerçekleştirdiği hemen hemen her önemli operasyonla ilgili kamuoyu bilgilendirmesini bizzat yapan İçişleri Bakanı Soylu'nun Sarallar'a yönelik operasyon konusunda sessiz kaldığını yazan Şardan, hazırlık aşamasından bilgisi verilmesine karşın, gözaltı işlemlerinin ne zaman olacağı konusunda İstanbul'dan ne savcılık ne de emniyet kanadından Ankara'ya bilgi verilmediğini öne sürdü.
"Size her söylediğimde sızıntı oldu"
İddiaya göre Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a yönelik olarak Sarallar operasyonuyla ilgili kendisine neden bilgi verilmediğini sordu. Soylu'nun eleştirisi üzerine Aktaş, "size her söylediğimizde sızıntı oldu" yanıtını verdi. Görüşmenin gerçekleştiği oda bir anda buz kesti. Soylu, Aktaş'ın sözlerine "sen ne demek istiyorsun?" diye çıkıştı. Ama Aktaş, daha fazla konuşmak yerine susmayı tercih etti. Yaşanan gerginlikle birlikte Soylu görüşmeyi sonlandırıp dışarı çıkarken Aktaş'la ilgili sert sözleri sarf etti.
Şardan'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
Operasyonu takip eden günlerde bir programa katılmak amacıyla Ankara'dan beraberindeki ekibiyle İstanbul'a giden İçişleri Bakanı, İstanbul Emniyeti yönetimiyle bir araya geldi.
İddiaya göre; temmuzun son günlerindeki bu görüşmede Soylu, kentin genel güvenlik ve ihtiyaçlarıyla ilgili değerlendirmeler yaptı. Aynı görüşmede Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a yönelik olarak Sarallar Grubu operasyonuyla ilgili kendisine neden bilgi verilmediğini sordu.
Soylu'nun eleştirisi üzerine Aktaş, "size her söylediğimizde sızıntı oldu" yanıtını verdi.
Görüşmenin gerçekleştiği oda bir anda buz kesti. Soylu, Aktaş'ın sözlerine "sen ne demek istiyorsun?" diye çıkıştı. Ama Aktaş, daha fazla konuşmak yerine susmayı tercih etti.
Yaşanan gerginlikle birlikte Soylu görüşmeyi sonlandırıp dışarı çıkarken Aktaş'la ilgili sert sözleri sarf etti.
Bu arada Aktaş'ın, Soylu'nun Emniyet'teki ekibinde yer alan polis müdürlerinin büyük bölümünden kıdemli olduğunu da ekleyim.
İstanbul'da yaşanan olayın Ankara'da yansıması oldu elbette.
Soylu birkaç gün sonra il emniyet müdürleri kararnamesi hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı'na gönderdi.
İddiaya göre, kararnamede İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın görevden alınması ön görüldü. Yerine ise, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın ismi yazılıydı.
Yılmaz'ın adı daha önce dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın görevden alınması sırasında da gündeme geldi. Ancak Cumhurbaşkanlığı, Yılmaz'ın isminin de bulunduğu Soylu'nun önerdiği her üç ismi de kabul etmedi.
Cumhurbaşkanlığı Yılmaz'ın ismini ikinci kez veto etti. Aktaş'ın yerinde kalmasını uygun buldu. Şimdilerde Soylu ile Aktaş arasında soğuk rüzgârlar esiyor.
Büyüteç'te daha önceki yazılarda Soylu'nun İstanbul üzerindeki etkinliği konusunu gündeme getirmiştim. Aktaş, Soylu'nun tercihi değildi.
Bu arada yaşananlardan sonra Aktaş'ın ilçe emniyet müdürlerine ve şube müdürlerine "Ankara'dan gelecek her türlü talep ve talimat konusunda öncelikle kendisine bilgi verilmesi" yönünde emir verdiği belirtiliyor.
Bu bilgileri meslek gereği birbirinden farklı iki kaynağa sordum. Her iki kaynaktan doğrulama geldi.
Yaşananların tarafı olanların açıklaması olursa; Büyüteç kendilerine açık her zaman olduğu gibi.
Korkmaz'ın firarını organize eden iki polis müdürü
Bu aralar Emniyet Genel Müdürlüğü'nde ilginç işler oluyor. Emniyet yönetiminin, tüm yurttaşlara eşit mesafede olması gereken kurumu iktidar sözcülüğüne evrilmesinin önünü açması dikkat çekici.
Ardından Emniyet teşkilatının önemli birimlerine ve ülke genelinde organize suç örgütleri ile kaçakçılık suçlarıyla mücadele eden KOM Dairesi faaliyetleri çerçevesinde "Dünyanın En Başarılı Polisi, Türk Polisidir" başlıklı basın açıklaması yaptı.
Açıklamanın içeriğinden bağımsız olarak bir hatırlatma yapmak gerekiyor haliyle:
Kendilerini dünyanın en başarılı polis teşkilatı olduğunu iddia eden KOM Dairesi'nin Başkanı Mahmut Çorumlu ile daireden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu'nu Büyüteç okurları yakından tanırlar.
Her iki isim, halen ABD'de tutuklu bulunan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz'ın İçişleri Bakanı Soylu ile makamında görüşmesini organize eden üst düzey polis müdürleri!
Korkmaz'ın Soylu ile görüştükten iki gün sonra hakkındaki soruşturma devam ederken ülkeyi terk etmesi yani kaçması halen zihinlerdeki yerini koruyor.
Üstelik kendi teşkilatı içinde "düşük profilli" olmakla eleştirilen Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın da her iki isimle ilgili hiçbir araştırma ve soruşturma yaptırmadığını da eklemek gerekir.
Hakkında adli soruşturma yürütülen bir kişinin yurt dışına firar etmesini sağlayacak organizasyonu yapan iki polis müdürünün yönetici olduğu polis teşkilatının, nasıl dünyanın en iyi polis teşkilatı olduğunu da sorgulamak lazım elbette!
Emniyet'ten açıklama geldi
Haberin ardından açıklama yapan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, "Bazı basın yayın kuruluşlarında iddia ve ileri sürülen İl Emniyet Müdürlüğümüz çalışmalarında koordinasyona ilişkin hususlar kesinlikle yalan ve iftiradan ibarettir" denildi.
Açıklamanın tamamı ise şöyle:
Sarallar iddianamesi kabul edildi