Son dakika... İmamoğlu Trabzon'dan seslendi: Beni oyundan çıkarmak istiyorlar

CHP'de yapılacak Cumhurbaşkanı adayı ön seçimi için aday olan Ekrem İmamoğlu'nun yeni durağı memleketi Trabzon oldu.
İmamoğlu, Trabzon'da kürsüye çıkarak hemşehrilerine seslenmeye başladı. İşte İmamoğlu'nun konuşmasında öne çıkanlar:
"Hemşehrilerim, Karadeniz'in güzel insanları, sizleri sevgi ile kucaklıyorum. Sizler benim canımsınız. Sizlerle aramıza kimse giremez. Ben sadece Trabzon'un değil Ordu'nun, Giresun'un Samsun'un evladıyım. Ben Karadeniz'in evladıyım. Bu canım vatanın her yerini seviyorum. 86 milyon insanımızı tam da doğduğum mahalleden söylüyorum; hiçbirini ayırmadan seviyorum."
KARADENİZ'DEN BÜTÜN TÜRKİYE'YE
"Burayı hatırladığımda aklıma ilk adım geliyor. Mustafa Kemal'in Karadeniz'den attığı ilk adımdan söz ediyorum. İşte biz de bugün başlattığımız demokrasi mücadelesini bütün Karadeniz'e, Karadeniz'den bütün Türkiye'ye yaymak için buradayız."

"TRABZONSPOR'DA KALECİ OLMAK HAYALİM VARDI"
"Ramazan ayında Allah kötülere fırsat vermesin. Ben şanslı bir insanım. Trabzon'da doğdum, büyüdüm, okudum. Benim çocukluk hayalimde Trabzonspor'da olmak Şenol Güneş yerine kaleci olacaktım. Allah nasip etmedi. Ama onun yerine 31 yaşında Trabzonspor'a yöneticilik yaptım, daha sonra basketbol takımımızın kurucularından oldum, başkan yardımcılığını yaptım. Fatih Tekke'ye de başarılar diliyorum"
"BENİ TRABZON'UN KÖYÜNDEN İSTANBUL'A BELEDİYE BAŞKANI YAPAN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'DİR"
"Şükürler olsun burada doğdum büyüdüm. Şimdi dünyanın en güzel şehrinde belediye başkanlığı yapıyorum. Bu gurur kimin biliyor musunuz? Trabzon'un Akçaabat köyünden Pazarkapı mahallesi'ne, Trabzon'dan Kıbrıs'a, Kıbrıs'tan İstanbul'a götüren duygunun ve ruhun adı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Beni o koltuğa oturtan Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyete yüklediği misyondur."
"NE TOPRAĞI İŞLEDİLER NE SUYU YÖNETTİLER"
"Niçin bu cennet vatanın işsizliği bu kadar yüksek? Karadeniz'in gençleri, çiftçisi, esnafı ne için ayakta duramıyor? Bakın, bunların hepsine derinlemesine bakacağız. Bir avuç insan ne için zenginleşiyor? Karadeniz'in gençleri, çocukları, yaşlıları, engellileri, kadınları, erkekleri ne için zor durumda? Yatırım yok. Bunların umrunda değil. Refah yok. Milletin refahı bunların derdi değil. Karadeniz'in kaynaklarını bile peşkeş çekiyorlar. Trabzon'un, Rize'nin, Giresun'un derelerini HES projeleriyle kuruttular. Uzungöl'ü, Ayder'i ne yazık ki stratejik planlayamadılar. Artvin'in ormanlarını, Bayburt'un vadilerini maden şirketlerine teslim ettiler. Ne toprağı işlediler ne suyu yönettiler. Bu kadim ülkenin en güzel tabiatını perişan ettiler."
"KARADENİZ'İN SUYU ÖZGÜR AKACAK"
"Size peşinen söz veriyorum. Tüm Türkiye'de tabiatımızı mahveden projelere izin vermeyeceğiz. Suyu kamu yararına yöneteceğiz. Yağmur suyu projeleri ile büyük tasarruf sağlayacağız. Karadeniz'in suyu özgür akacak. Suyumuzu bir avuç rantçıya teslim etmeyeceğiz. Rize'nin sanayisini ve işgücünü yeniden ayağa kaldıracağız. Sağlık hizmetlerini ve eğtimi güçlendireceğiz. Karadeniz'in tamamı eğitim başarısında Türkiye'nin en gerilerinde. Bu çok kötü."
Sloganlar ardından ceketi çıkarıp gömleğinin kollarını sıvayan Ekrem İmamoğlu konuşmasına devam etti.
"SİYASETEN BENİ YENEMİYORLAR, BENİM BAŞIMI ÖNE EĞDİREMİYORLAR"
İmamoğlu konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
"Kendi gazetelerine, kendi trollerine söyletiyorlar. Beni oyundan çıkaracaklar. Ellerinden geleni, ellerinden geleni ardına koymayacaklarmış. Kirli işler yapıyorlar. Siyaseten beni yenemiyorlar, benim başımı öne eğdiremiyorlar. Güya polisin eliyle benim başımı öne eğdireceklermiş. Benim polis kardeşlerimin elini kullanacaklar aklı sıra. Yani sözüm ona bizi milletin önünde güya küçük düşürecekler. Kirli hesaplarla ülkeyi karıştırma peşindeler. Hayale sığmayacak şekilde yalan dolan projeleriyle kafasında dönen stratejilerle beni saf dışı bırakmanın peşindeler. Hatta bunu mümkünse 23 Mart'tan önce yapmak istiyorlar. Dertleri ne, vatanı mı düşünüyorlar? Milleti mi düşünüyorlar? Dertleri koltuk koltuk."
“BU ÜLKENİN ARTIK KAYBEDECEK ZAMANI KALMADI”
"Bu ülkenin artık kaybedecek zamanı kalmadı. Bu ülke, yeniden kalkınma ve refah istiyor. Onun için, bu demokrasi devrimi önemli. Bu demokrasi devrimi milletimize diyecek ki; tek kişinin istediğinin bir kıymeti yok, milletin dediği önemli. Bakın size bir şey söyleyeyim sevgili hemşehrilerim. İnsanları dinlemeyen, işinin erbabı insanları, liyakatli insanları görev başına getirmeyen, bu ülkenin başına büyük belalar açtı. Ayrıca, hele hele bir noktadan sonra, ‘her şeyi ben bilirim’ iddiası başlayınca, bu memleketin daha büyük belalarla başı derde girdi. İşte biz, bunun tam tersine, milletin evlatlarıyla yürüme konusunda kararlıyız. Yeniden iş ve aş ve özgürlük istiyor bu millet. Bu millet, yeniden güçlü ve güvenilir bir devlet istiyor. Yeniden istikrarlı bir ekonomi, sözüne güvenilir bir yönetim istiyor. Bu ülkenin her bir vatandaşı, kendi devletinden korkmadan, özgürce, adil fırsatlara sahip olmak istiyor. Dilediğince çalışmak, üretmek, güvenlik istiyor. Bizim davamız, bu davadır. Bizim çabamız, işte bunun içindir."
“KAÇMAYI BİLE BECEREMEYECEKSİNİZ SİZİ BECERİKSİZLER”
"Ben, bütün milletimi seviyorum. Partililerimi de seviyorum. Kimse birbirine nispet yapmayacak. Bu, milli bir seferberlik süreci. Umudunu bize bağlamış milyonlara, topyekun biz cesaret vereceğiz. Kimseden korkmadığımızı, korkmayacağımızı göstereceğiz. Hep birlikte ses vereceğiz. Ey iktidar sahipleri… Ey güç sahipleri… Ey ülkenin çoğunluğu için değil, küçücük bir avuç insan için koltuklarına yapışanlar… Davalarınızla gelin, soruşturmalarınızla gelin. Bana tek bir toz zerresi bile konduramazsınız. Benim yaptığım her iş, tertemiz. Ekrem İmamoğlu bunları o kadar korkutmuş ki, partililerimle yapacağım toplantılara dahi bana Kastamonu'da salon vermiyorlar, Erzincan'da vermiyorlar. Ordu'nun oy kullanma günü için salon vermiyorlar. Bana Trabzon'da salon vermiyorlar. Yahu, sizin o vermediğiniz salon, benim şuradaki bir ablamın oturma odasından bile küçük gelir bana be. Ondan bile küçük gelir bana. Siz kim oluyorsunuz? Sizi kendini bilmezler sizi. Sanırsınız kendi malını bize vermiyor. Yahu bu millet var ya, sizi öyle bir yollayacak ki, öyle bir yollayacak ki, kaçacaksınız, kaçacaksınız. Kaçarken ayağınız dolaşıp, yüzüstü yere vuracaksınız, yüzüstü. Kaçmayı bile beceremeyeceksiniz. Sizi beceriksizler. Cumhuriyet Halk Partisi'ne salon vermeyecekmiş, aha size salon. Aha size salon. Salona sığmaz zaten bu insanlar, meydanlarda buluşur, tek yürek olur, sizi yener."
"BEYAZ GÖMLEĞİM VAR YA BU BEYAZ GÖMLEĞİM…"
"Bak Cumhurbaşkanı; vatandaş sana Karadeniz'den, turpun büyüğünü gösteriyor, turpun büyüğünü. Aha o da Ekrem'in yanında, bak turpun büyüğü burada. Onun da heybesinde varmış! Beşinci kez bana yol arkadaşlığı yapmaya, yarenlik yapmaya ve bu beşinci kez yapacağımız seçimde, bu iktidarı, bu düzeni, bu sistemi, artık bu rejimi Türkiye'nin tarihinden silmeye, demokratik parlamenter düzeni bu ülkeye tekrar getirmeye, bu yola çıkmaya bütün Karadeniz hazır mı? Hep birlikte kazanmaya, milletimizi ikna etmeye, bu yolculuğa hep birlikte çıkmaya hazır mı? 23 Mart'ta, hep birlikte, üyelerle coşa coşa, ön seçimde oy kullanmaya, ‘bir kişi bile eksik kalmayacak’ diyerek inançla, demokrasi bayramı yaşamaya hazır mı? Sevgili dostlarım; ben buradayım, Trabzon'dayım. Beyaz gömleğim var ya bu beyaz gömleğim; ne yaparsanız yapın, buna toz zerresi kadar leke düşüremeyeceksiniz. Ne yaparsanız yapın, bu bileği dört kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz, bükemeyeceksiniz."
“ANT OLSUN YENECEĞİM”
"Ben, 3 Haziran 1971 Trabzon doğumlu Ekrem İmamoğlu. 16 milyon vatandaşın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı; korkulu rüyanız… Varlığımla da icraatlarımla da sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Sizi, çocuklarımız mutlu olsun diye korkutuyoruz. Yurt açıyorum diye korkuyorsunuz. Gençler nefes alacak diye korkuyorsunuz. Emeklilere destek oluyorum diye korkuyorsunuz. Kent lokantası açıyorum diye korkuyorsunuz. Misli misli fazla metro yapıyorum diye korkuyorsunuz. Millet icraat nedir görecek, foyanız ortaya çıkacak diye korkuyorsunuz. Milletin hakkını millete veriyorum diye korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Siz, milletten korkuyorsunuz, milletten. Onun için dört kez yendim, beşinci kez de yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Hodri meydan. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Milletin hakkı, milletin olacak.”
İmamoğlu'nun konuşması meydanı dolduran coşkulu kitlenin "Cumhurbaşkanı İmamoğlu" sloganları ile sık sık bölündü.