Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı: İstanbul Sözleşmesi aile yapısına atılan bomba

Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı: İstanbul Sözleşmesi aile yapısına atılan bomba
Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Ebru Asiltürk, Milli Gazete'de yazdığı köşe yazısında İstanbul Sözleşmesi'ni "aile yapısına atılan bomba" olarak değerlendirdi.

Asiltürk sözleşme için, "Anayasanın 41. maddesi ile “aile birliğini korumak, huzur ve refahını artırmak ve bu konuda gerekli tedbirleri almak” devlete, vazife olarak yüklenmiş iken, imzalanan İstanbul Sözleşmesi ile ailenin maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye düşürüldüğü artık “gün” gibi açıktır..." ifadelerini kullandı.

Yazısında, oluşan tahribatın hükümet tarafından yıllar sonra farkına varıldığını ifade eden Asiltürk, tek çözümün de sözleşmenin feshi olduğunu söyledi.

Asiltürk'ün bu yazısının ardından, birçok yurttaş sosyal medyadan tepki gösterdi.

İstanbul Sözleşmesi nedir?

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan Avrupa Konseyi sözleşmesi. Mart 2019 itibarıyla 46 devlet ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmıştır.

Türkiye, 12 Mart 2012'de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olurken onu 2013-2015 yılları arasında 18 ülke (Andorra, Arnavutluk, Avusturya, Bosna-Hersek, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İtalya, Karadağ, Malta, Monako, Polonya, Portekiz, Sırbistan, Slovenya) daha takip etti. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girerken, sözleşmeyi onaylayan ülke sayısı 2019 itibarıyla 34'e ulaştı.

İstanbul Sözleşmesi'nin izleme ve denetleme komitesi olan ve kısaca GREVIO olarak bilinin Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzmanlar Grubunun başkanlığını 2015-2019 arasında Feride Acar sürdürmüştür. 31 Mayıs 2019'da daha önce seçilen üyelerin görev süresi dolduktan sonra, daha önce iki kere bu göreve seçilen ve İstanbul Sözleşmesi'nin yazarlarından biri olan Feride Acar yerine Türkiye'den tek aday olarak Aşkın Asan gösterilmiştir. Bu durum kadın örgütlerinin tepkisine sebep olmuştur.