Öztürk Yılmaz: ABD'nin tüm Türkleri cezalandıracak vize kararını doğru bulmuyoruz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, ABD'nin vize başvurusunu durdurmasına ilişkin "Suhuletle, diyalog kanallarıyla konuşarak sorunun çözümü dışında bir çözüm görmüyoruz. Hem oradan atılan adımlar hem karşı adımlar krizi yumuşatmak değil daha krize yol açacak şekilde görüyoruz. ABD'nin tüm Türkleri cezalandırabilecek vize kararını doğru bulmuyoruz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Türkiye'nin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD ile darbe girişimi sonrası ilişkilerin gerilmeye başladığını anımsatan Yılmaz bunun Türkiye ile ABD'yi farklı eksende iş yapmaya yönelttiğini kaydetti. Öztürk Yılmaz şunları söyledi: "ABD'nin Türkiye ile ilişkilerinde hiç bu kadar gerginlik olmamıştı. İstanbul Başkonsolosluğu'nda bir yetkiliyle ilgili başlayan kriz görünümün daha derin bir durumu vardır, bu kriz halidir ama bunun öncesi sonrası vardır. FETÖ dosyası, Zarraf dosyası, Halk Bankası dosyası, S400 füze savunma sistemlerinin alınmasıyla ilgili Rusya ile yakınlaşma ve konsolosluktaki çalışanla ilgili süreç… ABD'nin PYD'yi silahlandırma kararı, sonra Erdoğan'ın korumalarıyla yaşanan diyAloglar, ABD Büyükelçinin giderayak yaptığı açıklamalar bardağı taşıran ise başkonsoloslukta çalışanla ilgili yargı kararı beklenmeden havuz medyasına sızdırılan olay. İlişkiler açısından kriz aşamasıdır iyi yönetilmezse devamı provokatif adımlarla gelebilir endişesi taşıyoruz. Trump ve Erdoğan faktörü diplomasi değil basın üzerinden konuşma alışkanlığının ilişkileri normal şekilde götürmeye engel teşkil ettiğini düşünüyoruz. İlişkilerin bozulması iki ülkenin de çıkarına değildir. Suhuletle, diyalog kanallarıyla konuşarak sorunun çözümü dışında bir çözüm görmüyoruz. Hem oradan atılan adımlar hem karşı adımlar krizi yumuşatmak değil daha krize yol açacak şekilde görüyoruz. ABD'nin tüm Türkleri cezalandırabilecek vize kararını doğru bulmuyoruz. Türkiye tarafından atılan adım da keşke olmasaydı iki ülke yetkililerinin ortamı daha fazla germeden oturup bu sorunları çözmesi gerekiyor. Türkiye'nin yönüyle ilgili algı oluşacak Türkiye'nin Rusya tarafına geçerek NATO'dan uzaklaştığı konuşulacak hem ABD hem AB ile ilişkilerini iyice sıkıntıya sokacak. Her iki tarafa da çağrımız tansiyonu düşürelim sorunu diyalog kanalıyla aşabileceğimiz bir yol haritası üzerinde çalışalım."
"TÜRKİYE HİÇ BEKLEMEDİĞİ BİR ŞEKİLDE TUZAĞA ÇEKİLEBİLİR"
Öztürk Yılmaz, Türk askerinin İdlib'e girmesi konusunu şu şekilde yorumladı: "Keşif uçuşlarının tamamlandığı söyleniyor, bizim sınırlarımızın cihatçı bir grup tarafından işgal edilmesini asla kabul etmiyoruz, cihatçıların güney sınırlarımızdan uzaklaştırılması önemli ama İdlib, Fırat Kalkanı'ndan daha farklı, Türkiye hiç beklemediği şekilde tuzağa çekilebilir, askerimizin güvenliği en önemli husustur. Ne tür riskler olabilir ? Bu alan El- Kaide'nin devamı olan cihatçı grupların oluşturduğu sayısı 20 bini bulan bir alan. TSK gözlem yapacak, bu alandan başka alanlara Esad'ın, İran'ın, Rusya'nın bulunduğu alanlara saldırı yapılmasını önleyecek, kim yapabilir Heyeti Tahruri Şam. Türkiye bu örgütün kontrolünü üstlenmiş olacak. Arazide onunla çalışmak zorunda bırakılabilecek. Terör örgütü görülen Şam'la bir noktada aynı alanı paylaşıyor olabilecek. Eğer işler iyi giderse Tahruri Şam'la bu işler yönetebilir, ama Tahrurü Şam'ın TSK'ya yönelik harekette bulunması durumunda, çatışma yaşanabilir. Tahruri Şam'ın en büyük düşmanı Esad, İran ve Rusya'dır. Türkiye'yi provoke etmek suretiyle Rusya ve İran'la karşı karşıya getirebilir. Eğer Amerika ile ilişkiler böyle devam ederse, Türkiye ile ilgili yeni algı oluşturulabilir, Türkiye Nusracıları himaye ediyor denilebilir."
"İDLİB ATEŞ TOPU GİBİDİR"
Esad'ı devirmek isteyen grupların İdlib'de toplandığını bildiren Öztürk Yılmaz şöyle devam etti: "Önceliğimiz El Nusra'nın uzaklaştırılmasıdır, cihatçı grupla sınır olmamız gerekir, ama güllük gülistanlık bir coğrafya değil, 3 milyona yakın nüfus var, Esad'ı devirmek için gelen gruplar İdlib'e yığılmıştır İdlib ateş topu gibidir. Askerimizin, ülkemizin güvenliği açısından bu uyarıları yapmamız gerekir. İdlib'in merkezinin El Nusra'cılar kontrol ediyor. TSK bunlarla anlaşıp Rusya, İran'a dönük saldırı düzenlemesini engellemek durumunda. Tahruri Şam Türkiye'yi yanına alabilmek için provoke edebilir. Fırat Kalkanı operasyonundan çok daha risklidir. Türkiye'nin kolayca gidişine ses çıkartılmıyorsa terör örgütleri Türkiye'yi bir kalkan gibi görüyorlar. Bu kırılgan zemindir, arazide istihbaratın çok iyi alınması lazım. Türkiye'yi hem Nusra'cılarla çatışmaya ya da diğer aktörlerle çatışmaya sürükleyecek bir durum vardır."