Özden Toker,Pembe Köşk'ü Halk TV'ye açtı! Duygu dolu anlar...

Orhan Uğurluoğlu : Türkiye Cumhuriyeti devletinin en önemli noktalarından birisindeyiz. Çok duygulu bir yer. Girince insanın tüyleri diken diken oluyor , burası İsmet İnönü'nün müze evi. Burada bir tarih var. Burada İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker'le birlikteyiz ve müzedeki turumuza başlıyoruz.

Burada bir yemek masası görüyorum ben. Bu masanın önemi hakkında bilgi verir misiniz?

Özden Toker : Evet burası gördüğünüz gibi o zamanın şartlarına göre büyükçe bir oda yapılmış Atatürk arzu ettiği için. Bu masa açılıyor 30 kişilik oluyor. Atatürk buraya haftada iki kez gelip burada arkadaşlarıyla birlikte yemek yerdi. Benim şansım oldu bir kaç defa bu yemeklerde yer aldım. Burada yapılan yemekler akademik yemekler.

Orhan Uğurluoğlu : O ne demek? Akademik yemek ne demek?

Özden Toker: O zamanın şartlarına göre Türkiye'nin dört bir yanında olan sorunlar düşünülerek onların hangisinin daha acil olduğuna karar vermek için burada tartışmalar , çalışmalar yapılırdı.

Orhan Uğurluoğlu: Yani fabrikalar kurulacak , yasalar oluşturulacak , TBMM çalışacak gibi değil mi?

Özden Toker: Fabrikalar kurulacak, hastaneler kurulacak , üniversiteler kurulacak, devlet demiryolları açılacak...

Atatürk buraya gelmeden önce hep haber verirmiş , hanımefendi müsait mi ben yirmi arkadaşımla geliyorum diye. Annem her zaman hazırlıklı olurmuş.

Atatürk buraya gelirken hangi konuyu işleyecekse, hangi derde çare olacaksa onu bilen yani kendisinden daha çok araştırma fırsatı olmuş olan insanları , o profesörleri seçerek onlarla birlikte buraya geliyordu.

Orhan Uğurluoğlu : Galiba sizin adınızı da Atatürk vermiş. Atatürkle ilgili anılarınızı alabilir miyiz? Türkiye Cumhuriyetinin kurusucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk için neler söyleyeceksiniz?

Özden Toker: Cumhuriyet 1923'te kuruluyor. Ben 7 sene sonra doğuyorum ama tabi bir şans eseri Atatürk'ün en yakın arkadaşı İsmet Paşa'nın evinde doğuyorum.  İşte ben doğduktan sonra babam çok sevinerek ilk müjdeyi en yakın arkadaşına , Atatürk'e gidip "Paşam nihayet bir kızım oldu" diyor.

Atatürk'le beraber bana isim buluyorlar. İsim buluyorlar değil , isim yaratıyorlar. O dönem Atatürk Öztürkçe isimlere meraklı onun için babamla bana Özden ismini koyuyorlar. 

Bizim en yakınımızda o vardı. Ben aklım ermeye başladıktan sonra yakınımda annemi, babamı, abilerimi ve Atatürk'ü görmeye başladım.

Bir seferinde Atatürk yakında küçük bir kız ile geldi ve hemen beni aşağı çağırdılar. Atatürk elinden tutup getirdiği kızı benimle tanıştırdı. Beni Ülkü ile tanıştırdı. 

Orhan Uğurluoğlu : Sayın Özden Toker'e soruyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım ölüm yıldönümü, neler söyleyeceksiniz?

Özden Toker : Benim gibi Atatürk'ü görme şansı olan bütün gençlerin, bütün çocukların içinde ona olan bağlılık ona olan hayranlık onu anlamaya çalışma arzumuz kendi hayatımızı kendi kişiliğimizi verdi.

Bizi bir kişi olarak gördü, çocuk olarak görmedi. Ona her zaman için çok müteşekkirim. Ben ne yaptımsa bu evde doğduğum için ve Atatürk'ü tanıdığım için yaptım. Onun için biz böyle bir vakıf kurduk. Ben de,abimlerim de çok şanslıyız. Bu evde doğduk , bu evde Atatürk'le bu kadar yakın yaşadık. 

Atatürk bize bir şeyler söylediyse , bir gün ben bunları size söyleyeyim diye söyledi. Atatürk ve yardımcılarına her zaman minnetle şükranla olduğumuz için bu evi o yüzden yaşatıyoruz. Siz buraya her gün gelin, ben size Atatürk'ü paylaşabilelim.

Atatürk bize çok güzel şeyler söylerdi. "Çocuklar derdi baktığınızı görün,size anlatılanları duyun. Siz istemezseniz biz size hiçbir şey öğretemeyiz. Merak edip, soru sorup, öğrenmek isterseniz o zaman bütün kapılar size açık o zaman her şeyi öğrenip,bulabilirsiniz." derdi.