O İlde 2 Deprem Tehlikesi! Naci Görür Uyardı
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Dicle Üniversitesi, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED), Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) ve Diyarbakır Mermerciler ve Madenciler Derneği (DİMAD) tarafından "Depreme Dirençli Kentler Diyarbakır" çalıştayı düzenlendi. Rezan ilçesinde bir otelde yapılan çalıştayın açılış konuşmasını JMO Diyarbakır Şube Başkanı Dicle Barç yaptı.
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye'de Afet Bakanlığı'nın kurulması gerektiğini söyledi. Görür, “Ciddi bir bakanlık kurulması halinde liyakata dayalı onu konumlandırırsak, ciddi bütçe verirsek ve anayasal bir yapısı olursa, siyaset üstü bir bakanlıkla biz bütün Türkiye'yi 10-15 senede depreme hazırlarız” dedi.
“Deprem oldu mu, olacak mı, orada mı olacak, olursa nasıl olur?” gibi soruların artık miadını doldurduğunu söyleyen Görür, “Bugün olmazsa yarın deprem olacaktır. Güneydoğu'da 50 binden fazla insanımızı bu depremde kaybettik. Bu ülke bir deprem ülkesidir. Alp-Himalaya dağ kuşağının gereği olan bir kuşak üzerinde bulunuyoruz. Ülkemizin her metrekaresi ciddi deprem üretecek noktadadır. Herhangi bir gün sabah uyandığımızda 7 büyüklüğünde bir depremin herhangi bir yerde olduğunu, binlerce insanın öldüğünü duyabilirsiniz, bu sürpriz olmaz. 13 milyon sene önce başlamış olan bu depremin devam edeceğini düşünürsek neden zamanın peşindeyiz. Bugün olsa ben ölürüm, öbür gün olsa torunum ölür. Hangi partiye oy verirseniz verin, deprem siyaset üstüdür. Biz göçüklerden insanları şu partilidir diye çıkarmıyoruz. Hangi parti size gelirse ki gelecek, millet olarak Diyarbakır'ı depreme dirençli istiyoruz demeliyiz. Varsa böyle bir planın gel, yoksa bana yaklaşma demeliyiz. Depremi durdurmak mümkün değil. Durduramayacağız diye ölelim mi? O halde Diyarbakır’ı dirençli hale getirmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Kentin iki deprem tehdidi ile karşı karşıya olduğunu ve birinin kuzeyde Bedlîs Zagros dediğimiz bindirme kuşağında olduğunu, buranında yüksek dağlık bölge olarak Adıyaman’dan Hakkari’nin Cilo Dağları’na kadar uzandığını söyledi. Diğerinin de Doğu Anadolu fay hattının olduğunu söyleyen Görür, “Bu ikisi de levha sınırlarıdır. Levha sınırları deprem üretirler. Dünya da depremin nedeni de levha sınırlarıdır. Bu depremler nedeniyle levhalarda kendi içlerinde kırılır, levha içinde deprem meydana getirirler” dedi.
Kentte deprem üreten ve tehdit oluşturanın Bitlis- Zagros sitürü ve Doğu Anadolu fay hattı olduğunu söyleyen Görür, belirli bir mesafede olduğu için bu depremlerin çok ciddi afet yaratmayacağını söyledi. Görür, “Bu depremler Diyarbakır'ı elbette etkiler. Ama zemin etüdü ve yapı stokunu doğru düzgün yaparsak büyük bir faciaya neden olmaz. Diyarbakır'da 5 bin bina zarar gördü denildi. Yapı stoku ve zemin etüdünü doğru düzgün yapmamışsanız, yeterli malzeme kullanmamışsanız, mühendislik hizmeti vermemişseniz, yap-satçı müteahhitlere evleri vermişseniz bu kadar zarar tabi ki olur” diye konuştu.
Kentin jeopolitik konumu nedeniyle büyük depremlere uygun olmadığını ifade eden Görür, “Diyarbakır'ın jeolojisini şöyle incelersek; genelde sizin zemininiz bazalt olduğundan sağlam. Bunlar en geç olanlarını söylüyorum. Kimi yerlerde evleriniz bazalt üzerinde olur. Kimi yerlerde alüvyon üzerinde olur. Bu bazaltların üzerinde ev yaptığınızda, sağlam da yaparsanız binayı yıkmaz, insanları öldürmez. İnşaata göre zemin etüt yaparsanız, kaliteli, doğru dürüst bina yaparsanız buradaki komşunun depremi diye bu kent hissedir. Diyarbakır'ın kendisi tehdit alanında bulunmuyor. Komşunun depremini hissedeceksiniz, bu nedenle önlem alınmalı” şeklinde konuştu.
Kentleri depreme dirençli dönüştürmek için olanaklara ihtiyaç olduğunu ve bunun içinde yapı fonu oluşturma önerisinde bulunan Görür, yine deprem için mikro bölgeleme çalışmasının yapılması gerektiğine işaret etti. Görür, “Mikro bölgelemeyi Diyarbakır yapsa, belli kilometrelere gömülecek, örnekler alınacak, zemin etütleri yapılacak, bunlar incelenecek, jeofizik çalışmalar yapılacak. En büyük yer hızı belirlenecek, bütün bunlar haritalanacak. Yeraltı jeolojisi yapılacak. Deprem nerelerde sönümleniyor, nerelerde daha fazla artıyor onlar belirlenecek. Depremin en fazla beklendiği yer neresi onlar ortaya çıkar. Öyle haritalar yaparsanız nerede ne yapılacağını sen bilirsin. Kentin yönetimi de mikro bölge verilerine göre yapılmak zorunda olacak” dedi.