Murat Karayalçın o günü ilk kez anlattı: Ben orada olsaydım, Özer Çiller olmazdı

SHP Eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, DYP-SHP koalisyonu sürecinde alınan 5 Nisan kararlarından önce, dönemin ekonomiden sorumlu üyelerinin aldığı kararlara ilişkin konuştu.

Geçtiğimiz günlerde İpek Özbey'e konuşan Tansu Çiller'in eski basın danışmanı Metin Bican, başbakanın Tansu Çiller, başbakan yardımcısının Murat Karayalçın olduğu, DYP-SHP koalisyonu döneminde yapılan bir toplantıdan bahsetmiş, dönemin ekonomiden sorumlu kişileriyle yapılan bir toplantıda koalisyon ortağı SHP'den kimsenin olmadığını ancak Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller'in olduğunu belirtmişti.

ipek-ozbey.jpg

'Ben orada olsaydım Özer Çiller olmazdı'

Karayalçın Halk TV'de ekrana gelen Kadraj programında İpek Özbey'in sorularını yanıtlayarak, 5 Nisan kararları alınmadan önce yapılan o toplantıda, dönemin koalisyon ortağı SHP'den kimsenin olmamasına ilişkin şunları söyledi:

Ben zaten orada olsaydım ya da bizim partimizden biri olsaydı, Özer Çiller orada olmazdı. Bir aile toplantısı olmazdı, devlet toplantısı olurdu. Ben 1993 21 Eylül'ünde hükümete girdim. Bir ay sonra Ekim ayında, bu adını andığınız değerli kamu yöneticilerinin katıldığı bir toplantıda zaten Türkiye'nin çok zor durumda olduğu, ivedilikle bir istikrar paketinin hazırlanması gerektiği dile getirilmişti. Şimdi tasavvur edebiliyor musunuz ben daha belediye başkanıyım. 1 ay içinde ekonomi o noktaya gelmedi, benim dışımda o noktaya geldi. Bir siyasetçi için, hele sol bir siyasetçi için, istikrar önlemlerinin altına imza atmanın ne kadar acı olduğunu tahmin edebilirsiniz. Öyle bir durum ki, sizin sorumluluğunuzda olmayan bir sürecin getirdiği sorunların çözümü için siz sorumluluk üstlenmek durumunda hissediyorsunuz. Ya bırakacaksınız, ya da bunun pahasının yüksek olduğunu bile bile o sorumluluğu üstleneceksiniz, o çözümün altına imza atacaksınız.

Biz sorumlu bir partiyiz, SHP sorumlu bir parti olarak bunun altına imza attı. SHP ekonomi ile ilgili hiçbir bakanlıkta yoktu. Ekonomi ile ilgili hiçbir yer verilmemişti o koalisyon hükümetinde. Ekonomiden sorumlu bakanların IMF ile IMF uzmanlarıyla görüştüğünü haber alıyorduk. Çok çarpıcı öneriler oluyordu. Deniyormuş ki 'maaşlar dondurulsun' daha dehşetini söyleyeyim 'toplu sözleşme düzeni durdurulsun.' Yani işçilerle işverenler arasında toplu sözleşme yapılmasın, toplu sözleşme kurumu kaldırılsın. Bırakıp gittiğiniz zaman sonuç itibariyle buna 'evet' diyenlerin karar alacakları bir şey. Sizin bunu eleştirilseniz bile korumanız gerekiyor, engellemeniz gerekiyor. Alınacak istikrar paketi yükünün emekçi sınıflara yüklenmesinin önüne geçmeniz gerekiyor. Ama bu ağır paketin, 5 Nisan kararlarının altında sıkıntı çektik, ezildik diyebilirim.