Mülakat mağdurları konuştu, AA canlı yayından çıktı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’nde mülakat mağduru gençlerle beraber basın toplantısı yaptı. Kılıçdaroğlu bugün sadece; KPSS’de yüksek puan almasına rağmen mülakatta çeşitli gerekçelerle elenen gençlerin sorunları ile ilgileneceğini dün gece açıklamıştı. Twitter'da bugün #mülakatahayır etiketi en çok paylaşılan konular arasına girdi
Kılıçdaroğlu, mülakat mağduru gençlerle birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Dünden itibaren bu ülkenin evlatlarından bir feryat yükseliyor. Bütün coğrafyada duyuluyor bu feryat. Halkın bunu görmesini isterim. 84 milyonun bunu görmesini isterim. Hakkı, adaleti savunuyorsak, hakkı, hukuku ve adaleti yaşamımızın önemli bir parçası haline getirmek istiyorsak, bu adaletsizliği herkesin görmesini isterim. Ben anlatmayım. Adaletsizlikle karşı karşıya kalan evlatlarımız anlatsın” diye konuştu.
Mülakat mağdurları konuştu, AA yayından çıktı
Kılıçdaroğlu'nun ardından mülakat gerekçesiyle ataması yapılmayan öğretmen adayları kürsüye gelerek konuştu. Ancak bu sırada dikkat çeken bir gelişme yaşandı. AA, gençler konuştuğu sırada canlı yayından çıktı. Ekran siyaha düştü.
İşte, AA'nın yayınlamadığı mülakat mağdurlarının yaptığı konuşma
İngilizce öğretmenliği 303’üncüsü Salihcan Büyükaydın
Salihcan Büyükaydın, KPSS sınavından 79,72 alarak İngilizce öğretmenliği alanında 303’üncü olduğunu aktararak, “Sözleşmeli öğretmenlik için yapılan sözlü sınavlara girdim. Sözlü sınav sonucumun 56’ya düşürüldüğünü gördüm. Tercih dışı bırakıldım. Bunun sonucunda da iki gündür uyku uyuyamıyorum. İki gündür yollardayım. Kurum kurum geziyorum. Çalmadık kapı bırakmadım. İki gündür sadece dört saat uyudum. Büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnşallah emeğimizin, hakkımızın bize geri verilmesini umuyorum" dedi.
Lise matematikte Türkiye 68’incisi olan Fuat Korkmaz
Lise matematikte Türkiye 68’incisi olan Fuat Korkmaz, 733 kontenjan arasından bu dereceyi yaptığını söyleyerek, “Ailemden, çocuğumdan feragat ederek, çalışarak geçirerek, bu başarıyı elde ettim. Ama sözlü mülakatım da çok iyi geçmesine rağmen hocalarımın mülakattaki hocalarımın beni tebriklerle uğramasına rağmen ben şu anda 55 puan aldım. Benim gibi bir, 10, 100 değil bin kişiye yakın böyle arkadaşımız var. Çok mağduruz. Adalet ve hakkımızın teslim edilmesini istiyoruz” dedi.
İlk 100'deki Hatice Ulubay
Hatice Ulubay felsefe grubu öğretmeni olduğunu ve alanında kontenjanın 149 kişi bulunduğunu aktararak, “Ben ilk 100’ün içindeydim. Puanım 87,75. Ben de elendim. Bu benim ikinci mülakatımdı. İlk mülakata üç ay önce girdiğimde puanım aynı verildi. 81,5’ti. 82’ye yuvarlandı. Fakat şimdiki mülakat puanım 54. Ben hala neden elendiğimi bilmiyorum. Bunu öğrenmek istiyorum sadece” sözleriyle durumunu anlattı.
Özel eğitim öğretmeni Ahmet Yılmaz
Ahmet Yılmaz, özel eğitim öğretmeni olduğunu ve babasının kendisini okutmak için bel fıtığı hastalığına yakalandığını belirterek, “Şu anda hareket ederken bile zorlanıyor. Ama benim hakkım gasp edildi. 55 verilerek, benim atama hakkım elimden alındı. Şu anda kontenjana dahilim ama atanamıyorum” dedi.
'Bakan beye ulaşamıyorum'
Gençlerin ardından yeniden söz alan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Onlara özür borcumuz var. Yapılan bu işlemler dolayısıyla. Fakat bırakın özür dilemeyi, yetkililere sabahtan beri ulaşamıyoruz. Bakan beye sabahtan beri ulaşamıyorum. Bu haksızlığı o nedenle 84 milyonun duymasını istedim. Vicdan sahibi herkesin elini vicdanına koyması lazım.
'Keşke yüksek puan almasaydım'
Dün akşam yüksek puan alan fakat sözlüde elenen Sare adlı kızımızla görüştüm. Önce kendisini yüksek puan aldığı için kutladım. Bana şunu söyledi, ‘Çok üzgünüm, keşke bu puanı almasaydım. En azından bir gerekçem olurdu. En azından ben yüksek puan alamadığım için mülakata da çağırmadılar derdim’. Halkımıza seslenmek isteriz. Adaletin olmadığı bir yerde huzur, bereket olur mu? Bu çocukların hayatını çalmak kimin hakkıdır. Bu çocukların geleceğini nasıl çalıyorlar? Adaletsizce nasıl alıyorlar, nasıl gasp ediyorlar? Buna hepimizin 84 milyonun itiraz etmesi lazım. Yazıktır günahtır.
'Danıştay kararına uymuyorlar'
Babaların annelerin çocuklarını nasıl yetiştirdiğini, nasıl fedakarlıklara katlandığını hepimiz biliriz. Her anne baba bilir bunu. Her anne ve babanın emeğini çalmak, bu çocukların hakkını çalmak kimin hakkıdır, kime böyle yetki verildi? Daha önce bu konuda benzer olaylar çıktığında olay Danıştay’a yansıdı. Danıştay’ın verdiği bir karar var. Mülakatta artı üç, eksi üç puan verebilirsiniz diyor. Puan aralığı belirliyor. KPSS’de aldığı puanla mülakatta verilecek puan aralığını belirliyor. Buna uymuyorlar: Yani Danıştay kararına uymuyorlar. Danıştay, yargı kararına uymayan bir yönetim olabilir mi? Aklımızın almadığı, düşünemediğimiz olaylar Türkiye’de gerçekleşiyor.
'Boynumuzun borcu'
Bu karar çıktıktan sonra Milli Eğitim Komisyonu’nda. Bütün siyasi partilerin temsilcileri hep beraber Danıştay’ın bu kararına uyulması konusunda görüş birliği sağladılar. Grubu olan bütün siyasi partilerin temsilcileri oradaydı. AK Parti, CHP, İYİ Parti, HDP de oradaydı. Bu konuda görüş birliği sağlandı. Görüş birliğine dahi uyulmuyor. Yazık, günah değil mi çocuklara? TBMM’nin aldığı karara uymayacaksınız, Danıştay kararına uymayacaksınız, keyfinize göre hareket edeceksiniz. Çalışkan, dereceye giren öğrencilerin hakkını yiyeceksiniz. Sonra da bana adaletten söz edeceksiniz, demokrasiden söz edeceksiniz. Bu evlatlarımızın hakkını, hukukunu korumak benim boynumun borcudur. Her türlü hukuki desteği vereceğiz, haklarını alıncaya kadar da mücadele edeceğiz. Saray da bunu çok iyi bilsin. Sarayın şürekaları da bunu çok iyi bilsin. Birilerinin hakkını, birilerine yedirmeyeceğiz.
'Mülakatı kaldıracağız'
Birilerinin hakkını yedirir, torpili getirirseniz, adam kayırmacılığı getirirseniz bu işler düzelmez. Bu arkadaşlarımın huzurunda milletime açık ve net söz veriyorum. Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda bu mülakat belasını kaldıracağım. Ne mülakatı kardeşim. KPSS’ye giriyor. Puanına göre yerleştireceksiniz, bitti bu kadar. 'Benim adamım olsun, onun dayısı olsun, onun akrabası olsun...' Dayısı, akrabası olmayan ne yapacak? Yakını olmayan ne yapacak, bu ülkenin garibi, fukarası, boğazından kesip evladını yetiştiren anne, baba ne yapacak? Sözüm söz bu mülakat belasını kaldıracağız, böyle bir rezalete asla izin vermeyeceğiz. Bu arkadaşlarımıza de her türlü hukuki desteği vereceğiz.”
'Özer'den randevu talebim var'
Kılıçdaroğlu, toplantının ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendilerine randevu vermediğini şöyle açıkladı:
“KPSS’deki mülakat rezilliğini konuşmak üzere, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu talep ettim, hala ses yok. Anlaşılan eğitimden daha önemli işleri var. Saray Hükümeti görüşmelerden kaçarak, bu işleri sümenaltı edebileceğine inanıyor. Yanılıyor. Erdoğan, gençlere propaganda yaparsın, şiir okursun, şarkı söylersin. Oy için yapmayacağın şey yoktur senin. Sonra bir kısım gencin haklarını gasp edersin, beslemelerine peşkeş çekersin. Bakanından yanıt bekliyorum, haberin olsun!”