Muğlalılar santral talanına "dur" dedi

Muğlalılar santral talanına "dur" dedi
Lodos Enerji’nin Muğla Yatağan’da yapmak istediği rüzgar enerji santraline ilişkin düzenleyeceği toplantıya, halk müsaade etmedi. Halk, santral yapımı için yanlış yer seçimi yapıldığını ve bu doğrultuda ormanların, arıcılık sektörünün ve yaban hayatının zarar görebileceğini savundu.

Lodos Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Üretim A.Ş.‘nin Muğla Yatağan’a bağlı Şerefköy’deki Karabelen, Eyli ve Şaban tepelerine kurmak istediği rüzgar enerji santrali (RES) projesi bölge halkı tarafından istenmiyor. Çevresel Etik Değerlendirmesi (ÇED) aracılığıyla düzenlenen Halkın Katılım Toplantısı’nı yaptırmayıp, protesto yapanlar arasında Deştin, Esenköy, Alaşar, Şerefköy, Kavaklıdere ve Yenimahalle köylü ve muhtarları yer aldı.

Tüm itirazlara ve protestolara rağmen gerçekleştirilen toplantıda, bakanlık yetkilileri ile şirket yetkilileri yer aldı. Bu durum toplantıda tutulan tutanaklara ‘halk bilgi almak istememiştir’ olarak kaydedildi. Buna karşılık köylüler ve muhtarlar da Çevre Şehircilik ve İl Müdürlüğü’ne teslim edilmek üzere kendi tutanaklarını hazırladı.

lodos-2.jpeg

‘Muğla’daki endemik bitkilere, arıcılığa, yaban hayatına zarar verecek’

Kavaklıdere’nin bölgedeki nadir bakir yerlerden biri olduğunu; proje nedeniyle buradaki yaban hayatının ve orman örtüsünün olumsuz etkileneceğine dikkat çekildi. Bunlara ek olarak halkın projeye karşı çıkmasının diğer nedenleri şu şekilde:

“Küresel ısınma ve kuraklıktan dolayı daha alçak yerlerde arıcılık faaliyetleri gün geçtikçe zorlaşıyor. Bölgenin rakımı 1700 metrenin üzerinde olması ile ilkbahar mevsiminin daha geç gelmesi ve daha uzun sürmesi nedeni ile zengin bitki örtüsü; ayrıca endemik yetişen bitki popülasyonu ile arı üreticisi çiftçiler arılarını bu bölgede konaklatıyor. Kurulacak olan RES ile bölgedeki endemik bitki örtüsü ve arılar olumsuz etkilenecek. Arılar balsıradan çam balı üretiyor. Türkiye bal üretiminde ve arıcıların geçiminde çam balı çok önemli bir gelir kaynağı. Kızılçam ormanlarının deniz etkisini alan yörelerinde balsıra oluşuyor. İklim değişikliği balsıra yapan kabuklu koşnilin daha yüksek araziye taşınmasına sebep olmuştur. Bu nedenle bu bölgelerin önemi gün geçtikçe daha da önem kazanıyor. Kızılçam ormanları içine kurulacak RES alanlarının; orman içi iklimi değiştirmesi ve balsıra yapan koşnilin verimliliğini azaltması veya yaşamasını engellemesi mümkün. Böyle olumsuz etkileme ormanlara zarar vermek yanında, halkın geçim kaynağına da darbe vuracak.”

“Gerek rüzgâr güllerin oturduğu geniş alanlar gerekse ulaşım için yapılan devasa yollardan dolayı tabii orman yapısı olumsuz etkilenecek. Ormanlar kamu malı oldukları için kâr amacı ile kurulan RES firmalarına tahsis edilmeleri uygun değil. Öte yandan orman içine kurulan RES tesislerinin kullandıkları alan ve yarattıkları sorunlar orman ekosistemlerinin doğal ekolojik dengesini bozacak ölçüde. Orman alanlarında, sulak alanlarda yaşayan kuşların RES’lerden olumsuz etkilenmesi, orman içinde olduğu kadar, çevredeki tarım alanları ile meyveliklerde de zararlı böceklerin artmasına sebep oluyor.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü’nün 2010-2013 yıllarında Orman Yönetim Konseyi’nin Kavaklıdere-Menteşe-Yatağan sınırında Göktepe Dağı etrafında 26 farklı çeşit bitkinin endemik, nadir ve cites kapsamında yayılışı tespit edilmiştir.”

“RES santrali kanatlı birçok hayvanın ölümüne neden oluyor ve göçmen kuşların göç yollarına engel oluyor. Ormanda toprak yüzeyine yakın hava tabakasındaki su buharının kaynağı ölü örtüdeki organik maddelerin ve toprak hayvancıklarının solunumundan kaynaklanır. Orman içinde hava hareketlerinin açık alana göre çok daha sakin olması, nemli havanın orman içinde kalmasını sağlar. Bu sebeple orman kendi içinde özel bir iklim oluşturur. Orman ekosisteminin doğal dengesi bu ‘orman içi iklim’ koşullarına bağlı.

lodos1.jpeg

Orman içi iklim özelliklerinin değiştirilmesi, orman ekosisteminin doğal dengesinde de değişikliklere yol açar. Orman içinde yapılmaya çalışılan RES santralinin oluşturduğu açıklık alanları ile ormanın bu bütünlüğüne ve ekosistemin doğal dengesine zarar veriyor.
RES kulelerinin inşaatı, uzun kanatların tır ile nakli için orman içinde geniş, toprak yollar açılıyor. Bu yolların kanal, menfez gibi altyapıları çok sorunlu. Elektrik nakil kablosu için de ayrı yollar açılıyor. Yılda birkaç defa afet halinde yağan yüksek/sağanak yağışlarda kulelerin çevresinde ve bu toprak yollarda önemli miktarda materyali taşıyacağı, çamurlu sellerin daha aşağıdaki yerleşim yerlerine ve tarım alanlarına zarar vereceği göz önüne alınmıyor. Devlet ormanına bu kadar hesapsızca ve vahşice girmeye, zarar vermeye kimsenin hakkı yok.

RES kulesi, alanı ve bu geniş alanda ormana vereceği zararları ile sakin orman ekosistemine uygulamak ve doğal dengeyi bozmak doğru değil. Orman ekosisteminin sağladığı faydaların yok edilmesi ile sebep olunan zarar ve bozulan dengenin yeniden sağlanabilmesi için gerekli para RES santralinin sağlanacak firma gelirinden çok yüksek. Bozulan doğal dengenin kaç yılda sağlanabileceği hususu, sorunun 4. boyutunu oluşturuyor.

Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra görüntü ve gürültü kirliliği bölgenin doğal yapısına çok büyük zarar verecek. Bu zararlar orta vadede planlanan yayla turizmi, eko turizmi, kamp ve karavan turizminin önünü tıkayacak. 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında kalan alanlardaki yatırımların gerekli izinler alınarak öncelikli olarak orman niteliğini kaybetmiş alanlarda gerçekleştirilmesi esastır.
RES yapılacak olan yerde, 2021 yılında büyük bir orman yangını meydana geldi. O hâlde ormanlarımız bunun için mi yandı, orman niteliğini kaybetmiş yerlerde yapmak için mi bunlar yapılıyor! İnsanın aklına bunlar geliyor. Bunun çok net bir şekilde açıklanması gerekiyor. Orman alanlarının herhangi bir şekilde orman vasfını kaybettiği tescil edilmemişken RES santrali bu bölgeye nasıl kuruluyor? Yanan orman alanları, anayasa gereği kesinlikle farklı amaçla kullanılamaz, imara konu edilemez ya da farklı bir şekilde değerlendirilemez.”

Kaynak:Yeşil Gazete