Fabrikaların atık suları yüzde 320, arıtılan su miktarı yüzde 17 arttı

Fabrikaların atık suları yüzde 320, arıtılan su miktarı yüzde 17 arttı
Marmara'yı etkisi altına alan müsilaja karşı çalışmalar sürerken, açık kaynaklardan yaptığımız araştırmada, 2000-2018 arasında fabrikalardan denize dökülen atık suların yüzde 320 arttığını fakat arıtılan su miktarının sadece yüzde 17 arttığı anlaşıldı.

HAZAR DOST

Marmara ve Ege Denizi'ni kaplayan müsilaj(deniz salyası), Türkiye'nin ana gündem maddelerinden biri haline gelirken, müsilajın neden oluştuğuna dair tartışmalarda sürüyor. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde başlatılan program kapsamında, bölgedeki müsilaj yüzeyden temizleniyor. Fakat uzmanlar, müsilajın deniz tabanında etkisini gösterdiğini ve bu krize dair çözüm bulunamadığı takdirde uzun yıllar bölgede ekolojik zarara neden olacağını söylüyor.

Denizlerimizi adeta çamur gibi gösteren müsilajın oluşması, arasında sanayi atıklarının deşarjı, denizi canlılarının avlanması gibi nedenler olarak gösteriliyor. 

Çanakkale Bozcaada'da balıkçılık yapanlar, bölgede başta deniz patlıcanı olmak üzere denizin temizlenmesinde önemli yeri olan canlıların, avlanarak satıldığını söylemişti. 

TÜİK verilerine göre 2020 yılında 829 ton deniz patlıcanı denizlerimizden toplanırken, ticaretinin gün geçtikçe arttığı anlaşılıyor. Anadolu Ajansı'nın 2016 yılında yaptığı bir haberde, 2014'te yalnızca 553 bin dolar olan deniz patlıcanı ihracatının, 2015 yılında 4 milyon 43 bin dolara, 2016'nın 11 ayında ise 6 milyon 613 bin dolara yükseldiği belirtiliyor. Bu veri dışında, arşivleri taradığımızda, kaçak toplanan tonlarca deniz patlıcanının yıllar içerisinde yakalandığını da görebiliyoruz. 

Öte yandan Tarım ve Orman Bakanlığı, deniz patlıcanı avcılığının yapılabileceği bölgelere dair yayınladığı mevzuatta, 2016 yılında Akdeniz ve Ege bölgelerini gösterirken, 2020 yılında sadece Ege'de İzmir'in Çeşme ilçesi ve Muğla'nın Datça ilçeleri arasında kalan yaklaşık 618 kilometrelik kıyı şeridi için av izni vermiş

ekran-resmi-2021-06-10-01-07-11.png

Deniz patlıcanı avcılığının Aydın'da da yapılabileceğinin açıklanmasının ardından çevre aktivistleri ve bölge halkı karara tepki göstermiş, "Bir canlının besin değeri, maddi değeri değil, ekolojik değeri esas olmalıdır" demişti.

Atık suların yüzde 80'inden fazlası denizlere boşaltılıyor

Müsilajın oluşmasının diğer önemli nedenlerinden biri de sanayi tesislerinin denizlere döktükleri atık sular. Tesisler, denizden çektikleri temiz suları, üretim işleminde kullandıktan sonra tekrardan denize döküyor. Bu noktada, arıtma tesisleri büyük bir önem taşıyor fakat sayı olarak yetersiz kalıyorlar. 

desarj.jpeg

Yukarıdaki tablo, Türkiye'de sanayi üretimi sonucu ortaya çıkan toplam atık suyun, ne kadarının arıtıldığını ne kadarının denize döküldüğünü gösteriyor. TÜİK'ten aldığımız verileri özetlemek gerekirse, 2000 yılında 235 bin metreküp su arıtılırken, 2018'de 275 bin metreküp su arıtılmış. Yani 18 yılda sadece 40 bin metreküp su arıtabilecek duruma gelmişiz. 

Fakat durum atıksu üretiminde ve denize dökülmesinde farklı. 2016'da 1 milyon 900 bin metreküp atık suyun, 1 milyon 518 bini denize deşarj edilmiş. 2018 yılında ise artış sürüyor. Üretilen toplam 2 milyon 431 bin metreküp atık suyun 1 milyon 976 bin metreküpü denizlere boşaltılmış.

  • Oranlayacak olursak, 2016'da fabrikalardan çıkan atık suların yüzde 79'u, 2018'de yüzde 82'si denizlere deşarj edildi. 
  • 2000 yılından 2018'e denize deşarj edilen kirli su oranı yüzde 320 arttı. 
  • Yine aynı yıllar arasında arıtılan atık su oranı ise sadece yüzde 17 artmış durumda. 

2018'den bugüne: Üretim artarsa atık su da artar

TÜİK, fabrikaların atık sularına dair verilerini en son 2018'de paylaşmış. Fakat 2018'den bugüne, sanayideki büyüme ve çalışan sayısındaki artışa bakarak, atık suların denize dökülmesindeki artışı da anlayabiliriz. 

Yine istatistiklerden yola çıkarak, Türkiye'nin 2018'den bugüne ''İmalat Sanayi Büyüme Endeksi'' verilerine baktığımızda, yüzde 12'ye yakın bir büyüme olduğunu görüyoruz. 

uretim.jpeg

Yine çalışan verilerine baktığımız zaman ise sanayi iş kolunda çalışan kişi sayısının 2018'den bugüne 470 bin kişi arttığı anlaşılıyor. 

Fakat çevreyi ve tabiatı koruma endeksimiz, verilere ve çıkarılan ödeneklere bakıldığında sanayinin gelişme endeksiyle aynı oranda değil. 

Türkiye sanayisinin yüzde 60'ını kapsayan Marmara bölgesi, kirliliğin sonuçlarını, müsilajın tüm bölgeyi istila etmesiyle ödüyor. En başta belirttiğimiz gibi; yüzeyin temizlenmesi, denizin dibindeki sorunun çözülmesi anlamına gelmiyor.