Mansur Yavaş: Suç duyurusunda bulunuruz

Mansur Yavaş: Suç duyurusunda bulunuruz
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Ankara'da yılan hikayesine dönen “su altyapısı kredisi” konusunu başkan Mansur Yavaş ile görüştü.

Ankara'da belediye meclisinin reddettiği “su altyapısı kredisi” konusu hakkında konuşan başkan Mansur Yavaş, konuyu görüşmek üzere meclisin temmuzda toplanacağı bilgisini verdi. 

Tekrar ret kararının çıkması durumunda ise suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Yavaş ile konuşan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Ankara gündemini oluşturan kredi kararının mahkeme sürecini de anlattı. Sarıkaya, şunları kaydetti ve Yavaş ile konuşmasını köşesine taşıdı:
Çok uzun süredir bu denli kapsamlı, devletler hukukunu iyi yorumlayan bir karar okumamıştım.

Sözünü ettiğim, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, Belediye Meclisi’nin aldığı karara karşı açtığı, 9. İdare Mahkemesi’nde sonuçlanan davasının kararı…Karar hakkında Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın düşüncelerini aktarmadan önce olayı anlatmam gerekirse…

Arasında Polatlı’ya Gerede suyunun götürülmesinin de bulunduğu Tatlar Arıtma Tesisi’nin Revizyonu ve Gölbaşı ile Mamak su borularının yenilenmesi projeleri için Yavaş’ın kredi talebini Büyükşehir Meclisi reddetmişti.

Toplamda 350 milyon lira tutan ve Cumhur İttifakı’nın belediyelerinin bulunduğu 3 ilçede su borularının iyileştirilmesi için kullanılacak kredi talebinin 24 Kasım 2019’daki toplantıda iptaline Yavaş tepki gösterdi.

Her şeye rağmen hizmeti yerine getireceğini belirtirken, Büyükşehir Belediye Meclisi kararını da Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne taşıdı.

Mahkemeye yapılan başvuruda, DSİ’nin “Taşkın riski yüksek 16 yerde önleyici tedbir alınması için Büyükşehir Belediyesi’ne 2021 yılına kadar bunları yapın, yoksa büyük afet olur” yazısı gerekçelerden biri yapıldı.

Büyükşehir Bütçe Plan Komisyonu’ndan geçmiş olmasına karşın Meclis’te iki kez reddedildiği için mahkemeye taşınan kararın görüşmesi önceki gün tamamlandı.

Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını okudum…

Başta da belirttiğim gibi sağlam bir gerekçe yazılmış.

Ağırlıklı olarak da Anayasa’nın 2. maddesindeki “Hukuk Devleti” ile 56’ncı maddesindeki “kişilerin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı” hükmüne dayandırmış.

“Hukuk devleti ilkesi, devlet ya da millet adına yetki kullanan tüm organ, kuruluş ve birimleri bu ilke içinde hareket etme zorunluluğu kılar” vurgusu yapılmış.

Mahkeme yürütmeyi durdurma kararında, ODTÜ ve Hacettepe Çevre Mühendisliği bölümü öğretim üyelerinin yanı sıra, DSİ ve Çevre Bakanlığı’nın da görüşünü almış ve 30 gün içinde kararın uygulanmasını istemiş…

"Savcıya suç duyurusu yaparız"

Başkan Yavaş’ı dün aradım ve karar ile ilgili nasıl bir yol izleyeceklerini sordum.

“Hemen uygulanması için Belediye Meclisi’ni toplantıya davet ettim, ama başka kredi konularının da bulunduğu belirtilince Temmuz toplantısına bırakıldı” dedi.

Temmuz ayında yapılacak toplantıda da ret kararı çıkması halinde nasıl bir tutum sergileyeceklerini sordum, yanıtı şöyle oldu:

“O zaman savcıya şikayet edeceğiz, suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü yerindelik kararının uygulanması zorunlu; karar, ‘30 gün içinde uygulanmalı’ diyor…”

Başkan Yavaş, mahkemenin Çevre Bakanlığı ve DSİ’nin kamu çıkarını öngörerek yanıt vermesinden hoşnut.

Peki, bu karar, CHP’li diğer büyükşehir belediyelerinin meclislerinden geçiremedikleri kararlar için de emsal teşkil eder mi?

Yavaş, kararların içeriğinin görülmesi gerektiğini belirtip ekledi:

“Son dönem yağışlara bakılırsa, karşılaşılabilecek sel felaketleri açıktı, her yeri perişan edecek bir dönemi gösteriyor; şimdi yapmayıp ne zaman yapılacaktı? Diğer belediyeler için de böyle bir durum olursa, emsal teşkil eder…”