Mahmut Arıkan: Türkiye bir gözaltı süreci değil bir gözdağı süreci yaşıyor!

Mahmut Arıkan: Türkiye bir gözaltı süreci değil bir gözdağı süreci yaşıyor!
Son dönemdeki tutuklamalar ve gözaltılar hakkında konuşan Saadet Partisi Mahmut Arıkan, "İktidar çetelerin peşine düşmek yerine; siyasetçi ve gazetecilerin çetelesini tutuyor. Aslında Türkiye bir gözaltı süreci değil bir gözdağı süreci yaşıyor!" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan partisinin Adana İl Kongresinde, gazeteciler ve siyasilere yönelik tutuklama ve gözaltı kararlarını sert sözlerle eleştirdi. "İktidar çetelerin peşine düşmek yerine; siyasetçi ve gazetecilerin çetelesini tutuyor." ifadelerini kullanan Arıkan, "Türkiye bir gözaltı süreci değil bir gözdağı süreci yaşıyor!" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Adana İl Kongresi’ne katıldı. Kongrede yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arıkan, hem Türkiye’nin hem de bölgenin badireli günlerden geçtiğine dikkat çekti.

"İKTİDAR HALKIN EN BÜYÜK SORUNU HALİNE GELMİŞ DURUMDA"

Mahmut Arıkan’ın konuşmasının satır başları şöyle:

"Tam 23 yıl önce AK Parti yola çıkarken bir söz verdi: ‘Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz’ dedi. Büyük vaatlerle geldiler, umut verdiler. Aradan 23 yıl geçti… Peki, ne oldu? Bir zamanlar yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele sözü verenler, bugün bu üç sorunun kaynağı haline geldiler. Halkın refahını artıracağız dediler, ama ekmeği küçülttüler. Adaleti sağlayacağız dediler, ama yolsuzluğu devletin her kademesine yaydılar. Özgürlükleri genişleteceğiz dediler, ama farklı düşünen herkesi susturdular. Şimdiye kadar yapılan bütün seçimlerde milletimizin destek verdiği iktidar, şimdi halkın en büyük sorunu haline gelmiş durumda."

"TÜRKİYE GÖZDAĞI SÜRECİ YAŞIYOR"

"Bugün Türkiye’de hemen hemen her gün, bir gözaltı haberi, bir soruşturma haberi izliyoruz. Yakasında parti rozeti varmış gibi davranan bazı yargı mensupları, nöbeti hiç bırakmıyorlar. Olur da bir muhalif ses çıkarsa, iktidarı eleştiren olursa diye tetikte bekliyorlar.

Gazeteciler canlı yayında göz altına alınıyor. Sendika başkanları canlı yayında göz altına alınıyor. Belediye Başkanları sabah olmadan evlerinde, Siyasi Parti Genel Başkanları akşam yemeğinde gözaltına alınıyor! Sokaklarda çeteler, ihalelerde yandaşlar cirit atıyor, iktidar ne yapıyor? Çetelerin peşine düşmek yerine; siyasetçi ve gazetecilerin çetelesini tutuyor. Aslında Türkiye bir gözaltı süreci değil bir gözdağı süreci yaşıyor!"

"MUHALİF OLAN HER SESİ KISMAYA ÇALIŞIYORLAR"

İktidarın muhalif olan her sesi kısmaya çalıştığından bahseden Arıkan:

"Şu an Türkiye’de konuşan herkes risk altında! Eğer iktidarın hoşuna gitmeyecek bir şey söylerseniz, bir sabah kalktığınızda, kapınızda polislerle karşı karşıya kalabilirsiniz.

Bu zihniyet öyle bir hale geldi ki, artık her muhalif görüş, bir darbe iması olarak yorumlanıyor. 23 yıl sonra, hele hele Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra; yapılan eleştirilerden ‘darbe’ diye tetiklenmek, bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir!

Ekonomiyi yönetemiyorlar, krizleri bitiremiyorlar, halkın sorunlarını duymuyorlar, adaleti sağlayamıyorlar, güveni tesis edemiyorlar, kısaca ülkeyi yönetemiyorlar! Ülkeyi yönetmeyi beceremeyince ne yapıyorlar? Bu sorunları dile getirenleri susturuyorlar! Muhalif olan her sesi kısmaya çalışıyorlar. Eleştireni susturarak, gerçekleri örtbas etmeye çalışıyorlar."

"YOLSUZLUKLA MÜCADELEDEN KASITLARI YOLSUZLUĞU TEKELLERİNE ALMAKMIŞ"

Yunus Emre Enstitüsünde yapılan vurgunu hatırlatan Arıkan şu ifadeleri kullandı:

"23 yıl sonra anlıyoruz ki; yolsuzlukla mücadeleden kastettikleri şey yolsuzluğu tekellerine almakmış. Kendilerinden başkasına yolsuzluk yaptırmamakmış. Bugün Adalet saraylarında para karşılığı tahliyeler konuşuluyor.

Türkiye Varlık Fonu, 25 milyon dolar (Bugünün kuruyla 910 milyon TL) yolsuzluk iddiasıyla mahkemelik. Onlarca bebeğin ölümünden sorumlu “Yeni Doğan Çetesi”ni izliyoruz. Sırtını bakanlara dayayanlar, devletin stratejik kurumlarından biri olan Yunus Emre Enstitüsünü soyuyor.

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü her gün bir influencerı içeriye alıyor. Köprülere ödenen garanti geçiş ücretleri köprü maliyetlerini aşmış durumda. Daha böyle bir sürü örnek sayabilirim. Şimdi size sorsam, Adana’dan bana birçok peşkeş olayı anlatabilirsiniz. İşte Yeni Nesil Siyaset tam burada devreye giriyor. Biz hep söylüyoruz: Biz duble yollara karşı değiliz, Biz duble yolsuzluklara karşıyız."

"HUKUKSUZLUK ENDEKSİNDE 115. SIRADAYIZ"

Yolsuzluk Algısı Endeksi'ne göre Türkiye'nin 2024 yılında, 180 ülke arasında 115'inci olduğunu ifade eden Arıkan, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Peki, yolsuzluğa bulaşanlar ne yapıyor? Hiçbir şey olmamış gibi lüks arabalara biniyor, çakarlı arabalarla geziyor, servetlerine servet katıyor! Bütün bunlar olurken diğer tarafta; çocuğuna süt alamayan anne, ev kirasını ödeyemeyen baba, elektriği kesilen aileler var! Yolsuzluk, sadece bir ekonomik sorun değil kıymetli Adanalılar, aynı zamanda bir ahlak ve adalet meselesidir. Ve bugün artık Türkiye’nin meselesi haline gelmiştir!"

"ERKEN DEĞİL DERHAL SEÇİM OLMALIDIR"

Saadet Partisi Genel Başkanı, işsizlik sayısının 11 milyona ulaştığını ve asgari ücretin yılın ikinci ayı bitmeden 2 bin lira değer kaybettiğini belirterek şu sözlerle 'derhal seçim' çağrısında bulundu:

"Ülke olarak borç batağına saplandık. Şubat Ayında hazinenin 117,8 milyar lira iç borç ödemesi var. Bu ödemenin tamamı faiz ödemesi. Yani iç borç ödemesinin içinde tek kuruş anapara ödemesi yok. Ve daha acısı bu ödemeyi yapabilmek için 180,1 milyar liralık yeni bir iç borçlanmaya gidilecek. Ocak Ayında da bütçeden 163 milyar lira faiz ödemesi yapıldı. Daha ilk aydan bütçe battı arkadaşlar! Böyle yönetse, baba evladına bakkal dükkanını emanet etmez.

Biz bunlara ülke mi emanet edeceğiz? O yüzden diyoruz ki, erken seçim falan olmaz, bu ülkede derhal seçim olmalıdır. ‘Yasaklar, yolsuzluklar ve yoksullukla mücadele edeceğiz’ dediler, Türkiye işte 23 yılda bu hale geldi. Tablolar ortada. Her şey yokuş aşağı gidiyor. Yükselen tek grafik bugün gördük, yolsuzluk grafiği. Orada yükseliyoruz."

"ESKİ DÜZENİN 5G’SİNE MECBUR DEĞİLİZ"

"2025, 5G'ye geçiş yılı olacakmış. Doğrudur, hatta 5G'ye geçtiler bile. Onlar için 5G şudur: Güç zehirlenmesi, Görevi ihmal, Güveni istismar, Gündemi değiştirme, Geçimi unutturma! Biz Saadet 5.0 ile siyaseti güncelliyoruz! Yeni Nesil Siyaset’le gerçek 5G’yi getiriyoruz:

Güler yüz - İnsanları dinleyen, anlayan bir siyaset. Güven - Sözüne sadık, halkın yanında duran bir siyaset. Gayret - Laf değil, iş üreten bir siyaset. Gelişim - Geleceği planlayan, ülkeyi ileriye taşıyan bir siyaset. Gerçeklik - Sorunları saklamayan, çözüm üreten bir siyaset. Eski düzenin 5G’sine mecbur değiliz!"

Öte yandan Gazze'de yaşananlara da değinen Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "Gazze barış gücü adıyla derhal bir askeri güç kurulmalıdır." dedi.

ad68f2c1-244f-491c-a146-8d4929a81426-w.png

Kaynak:ANKA Haber Ajansı