Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'karşıma çık' çağrısı: Soruları önceden vereceğim
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle buluşmasında 'Yap-İşlet-Devret'i anlatırken kullandığı 'Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor' ifadesine verdiği yanıtta "Madem bir kuruş çıkmıyor sevgili Şahsım bu bütçedeki milyarlar ne? İmza attığın bütçeyi bilmiyorsun bu daha vahim" dedi.
Öte yandan Erdoğan'a çağrı yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Madem bir kuruş ödemiyoruz, madem sen ekonomistsin A Haber var senin yayın organın zaten çık karşıma oturalım sadece Şehir Hastanelerini soracağım. Cesaret edemeyebilir valla soruları önceden vereceğim, cevapları promptera yaz istersen. Bütün sorulara samimi, düzgün, net cevaplar isteyeceğim ama karşıma çıkmaz. Yiğidin karşısına çıkacak adamın namuslu ve temiz olması lazım."
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Rahmet Ecevit'i andık. Aramızdan ayrılışının 15. yılı. O bize öğütlemişti, 'Ne ezen ne ezilen insanca, hakça bir düzen' bunun peşindeyiz. O halkın Karaoğlan'ıydı. Rahmet Ecevit'i sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Yarın 10 Kasım. Büyük bir lideri, bir devlet adamını, dünya çapında bir lideri, Birleşmiş Milletler'in dünya tarihinde önemli bir lider olarak tanıdığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 83. ölüm yıldönümü. Her CHP'li kadını ile erkeği ile kimsesiz hissedenlerin yanında olacağız. Gazi Mustafa Kemal barıştan yanaydı. Zorunlu olmadıkça savaşın bir cinayet olduğunu da ifade etti. Bütün hedefi Cumhuriyeti ve bağımsız Türkiye'yi inşa etmekti. Bize düşen görev, ikinci yüzyılda, güzel Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandırmaktır.
CHP'nin Anadolu ziyaretleri
Milletvekili arkadaşlarım Türkiye'nin bütün il ve ilçelerine gidiyorlar. Bütün ilçeleri, büyük köyleri, STK'ları ve meslek kuruluşlarını gezerek sorunlarını dinliyorlar. Sonra ben gidiyorum. Vatandaş kendini yalnız hissediyor, derdini anlatacak kimseleri arıyor. Gittiğimiz her yerde çözümün adresinin CHP olduğunu söylüyoruz. Giden, emek harcayan, gecesi gündüzü çalışmakla geçen bütün vekil arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim.
Erzincan'a 21'i milletvekili 44 arkadaşımız gitti. Herkesin derdini rapora bağladılar. Arkadaşlarımızın düzenledikleri raporlar bir akademik çalışma boyutundadır. Bu raporların mutlaka değerlendirilmesi lazım.
Acı olan bir şeyi ifade edeyim. Tercan Kuzuören köyü ve çevresindeki 6 köyde elektrik yok. Sarayın haberi var mı? Zaten sarayın Türkiye'den haberi yok ki.
Fındıklı köyünde bir vatandaş 'Biz burada yaşıyoruz ama sanki zindandayız. Akşam buralar zindan gibi karanlık oluyor. Buradan böyle bir yerleşim olduğundan sanki devletin haberi yok' diyor. Devletin haberi var ama devleti yöneten iktidarın haberi yok kardeşim. Devletin oraya elektrik getirmesine saray engel oluyor saray.
Erzincanlı bütün kardeşlerime söyleyeyim Türkiye'nin çözülmeyecek sorunu yok. Bütün sorunlarını çözme vaadinde bulunan ve samimi olan CHP'yi dinleyeceksiniz, neler söylediğimizi, nasıl çözümler getirdiğimizi dinleyeceksiniz.
'Sonuna kadar takip edeceğim'
Bir karar çıkardılar. 1 Eylül 2021 tarihli. Buğday, arpa, yulaf, mercimek, nohut için dönümüne 30-100 lira arası bir para vereceğiz dediler. Şimdi 9 Kasım 2021'deyiz para ödenmedi. Niye ödenmedi? Beşli çeteye gelince dünyanın parasını veriyorsun ama üreticiye gelince para yok. Sanıyorlar ki bunu millet unutacak, Kılıçdaroğlu hiç hatırlamayacak. Sonuna kadar takip edeceğim.
Çiftçi kardeşlerime sesleneyim. Büyük sıkıntınız var biliyorum ama size sözüm var sorunlarınızı çözeceğiz. Bunlar daha henüz söz verdikleri 30 lirayı bile ödeyemezken biz iktidar olduğumuzda ilk bir hafta önce aldığın kredilerinin faizlerini sileceğiz. Çiftçinin ne traktörü ne hayvanları haczedilmeyecek. Köylünün özellikle çiftçinin toprak analizlerine ihtiyaç var. Her köye ziraat mühendisi ve veteriner atayacağız. Böylece çiftçi bilimsel olarak çalışmalarını sürdürecek.
'Tamamı sigortalı olacak'
Orman yangınlarından sonra şimdi fidan dikimi başladı. Fidan dikimini daha çok köylü kadınlar yapıyor. Kadını işveren gibi görüyorlar, sigorta primini kendin yaratacaksın sen OGM çalışanı değilsin diyorlar. Bunu da kaldıracağız. Bu kadınların tamamı sigortalı olacak.
Balıkçıları da dinledik. Balıkçılar sahipsiz değiller. Onların da sorunlarıyla ilgileneceğiz.
'Vatandaşın acısını dinlemeye tahammül edemezler'
Var olan iktidarın en büyük sorunu ne? En temel sorunu halkın bu iktidara güven duymaması. Şu anda bankalardaki mevduatın yüzde 56.9'u döviz. Güvenseler herkes Türk Lirası mevduatı açar. Güveni kaybeden iktidarın Türkiye'yi sağlıklı yönetme ihtimali yoktur. Gerçekten bir şey yapacaklarsa vatandaşı dinlemeleri, sorunlarını dinlemeleri lazım. Vatandaşın acısını dinlemeye tahammül edemezler. İcra dairelerindeki dosya sayısı 23 milyonu aştı.
Etiketlerdeki fahiş fiyatlar
Zam fırtınası gelecek demiştim. Asıl kışı görecek demiştim, kara kış fonu kurun demiştim. Arka arkaya zamlar yağmaya başladı. Son 6 ayda gübre fiyatlarına 31 kez zam geldi. Türkiye daha önce böyle bir tabloyla karşılaşmamıştı...
10 milyon civarında asgari ücretli var. Bu asgari ücretlinin tamamı açlık sınırının altında maaş alıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle garip bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Asgari ücret eskiden 385 dolardı, şimdi 385 dolardan 291 dolara düştü. 94 dolar asgari ücretlinin kaybı var. Bunu bildiğimiz için derhal asgari ücret tespit komisyonunu toplayın dedik. Rakam yükselsin vatandaş kışı en azından huzur içinde geçirsin dedik. Bu yapılmadı. Sarayın bakış açısı 'Eğer vatandaş ekmek bulamadıysa pasta yiyebilir' Tablo bu, ekmek yoksa pasta yiyebilirsin...
Saray 'porsiyonları küçültün' diyor. Birisi daha 'Peygamber efendimiz de mideyi boş bırakın' der diyor. Sen karnını tıka basa yiyorsun... Her türlü şeyi yiyorsun rahatlıkla. Vatandaş ne yapacak?
Yandaş gazeteler alışverişe tok karnına çıkın diyor. Öneriye bakın. Küçük market arabaları kullanın, raftaki ürüne aman dokunmayın diyor. Zaten dokunamaz ki tamamına alarm takılmış, zincirlenmiş zaten. En son bakan, kış geliyor evi daha az ısıtın faturaları düşürün tasarruf edin diyor. Bu millet tasarrufu, ampulü söndürerek yapacak. Az kaldı.
Kılıçdaroğlu'ndan Büyükelçilere 'Kanal İstanbul' mektubu
İstanbul'da İklim Değişikliği Eylem Planı'na katıldım. Başkanımız İstanbul'u korumak istiyor, yeşil alan kazandırmak istemiyor. İstanbul'a Kanal İstanbul'un yapılmasını istemiyor. Ben de söz aldım. 'Sayın Başkan hiç meraklanma Kanal İstanbul Projesi'ni hiç kimse alamayacak. Alan olursa ağır bedeller ödeyecektir' dedim. İhaleye dışardan da gelebilirler. İstanbul'un talan edilmesini istemiyoruz. Yabancıların da talana ortak olmasını istemiyoruz. Büyükelçilere de "Sizin ülkenizden bir şirket girer, İstanbul'un talanına katılırsa o da ağır bedeller ödeyecektir" dedim.
Bizi niye yabancılara şikayet ediyorsun diyorlar anlamıyorlar. Ülkenin çıkarlarını, gözbebeğimiz İstanbul'u korumak ne zamandır ihbar oldu? Bunu söyleyenler bizim milliyetçiliğimizi asla sorgulayamazlar. Bu Cumhur İttifakı'nın en temel sorunu biri diyor ki 'Ben milletçiyim' diğeri diyor ki 'Ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım'
Bu ülkenin çıkarlarına, İstanbul'a ihanet edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kanal İstanbul ihalesine kim girerse ağır bedeller ödeyecektir.
'Kadınların hakkını, kadınlara teslim edeceğiz'
Geçen pazar akşamı bir video paylaştık. İlk 6 ayda kadınlar için ne yapacağız? Kadınlara bir hak falan vermiyoruz. Kadınların hakkını, kadınlara teslim edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayacağız ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. Ev içi şiddet olursa olay karakola intikal ederse özel birimler olacak o birimlerde en az bir kadın olacak. Hem kadına hem aileye sosyal güvenliğini sağlayacağız. Aile Destekleri Sigortası 1971'den beri uygulanmıyor. Kadının da çocuğun da sosyal güvenliğini sağlayacağız.
Üniversitelerimizde çok sayıda kadın öğrenci. Hemen her alanda büyük başarılara imza atıyorlar. Devlette üst yönetime bakıyorsun birkaç kadın yönetici var. İlk 6 ay içinde üst yönetimde en az yüzde 35 kadın kotası olacak. Kadınlar yönetemez mi? Hakim, savcı, kaymakam, emniyet müdürü olamaz mı?
Boşanan kadınlar için 'Yeni Başlangıçlar Fonu' kurulacak. Nafaka gerginliğini de bitireceğiz.
Doğum izni kanununu ilk altı ayda değiştireceğim. Kadın lehine pozitif ayrımcılık yapacağız. Özel sektörde doğum iznine ayrılmış ama bir süre gelmemiş kadının tekrar işe dönmesine imkan sağlayacak.
Kadın sağlığı programı sayesinde kadınların sağlık, bakım ve hijyen konusundaki en büyük güvencesi devlet olacak. Ergenlik çağına giren kız çocuklarının sağlık harcamaları ücretsiz olacak. Rahim kanserini önleyen HPV aşısı da dahil olmak üzere bu konudaki tüm önleyici sağlık harcamaları da devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanacak.
'Çakma ekonomist'
Şahsım yine oturmuş üniversite öğrencilerini toplamış onlara 'Yap-İşlet-Devret'i anlatıyor. Diyor ki, 'Ben ekonomistim, siz ne kadar kaynak oluşturursanız devletin kasasından bir kuruş çıkmaz. Yaptığımız bu ama Bay Kemal'in kafası bu işlere basmaz' diyor. Vallahi benim kafam kul hakkı yemeğe, adaletsizliğe basmaz. Vatandaşın ödediği verginin hesabını vermek benim için onurdur.
Sen ekonomistin ekonominin geldiği hale bak. Böyle ekonomiste 'Çakma ekonomist' denir. Ekonominin E'sini bile bilmiyor. İlkokul mezunu bakkal bunlardan daha iyi devlet yönetir..
Yap-İşlet-Devlet dolayısıyla devletin cebinden bir kuruş çıkmıyormuş. Madem bir kuruş çıkmıyor sevgili Şahsım bu bütçedeki milyarlar ne? İmza attığın bütçeyi bilmiyorsun bu daha vahim. Ben bütün kadınların ve gençlerin huzurunda Erdoğan'a bir çağrı yapmak istiyorum. Madem bir kuruş ödemiyoruz, madem sen ekonomistsin A Haber var senin yayın organın zaten çık karşıma oturalım sadece Şehir Hastanelerini soracağım. Cesaret edemeyebilir valla soruları önceden vereceğim, cevapları promptera yaz istersen. Bütün sorulara samimi, düzgün, net cevaplar isteyeceğim ama karşıma çıkmaz. Yiğidin karşısına çıkacak adamın namuslu ve temiz olması lazım.