Kılıçdaroğlu’ndan Diyarbakır Patlamasıyla İlgili Konuştu
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'daki patlamaya ilişkin, "Umarım yetkililerin yaptığı açıklama doğru olur" dedi.
Dikili ilçesinde Star Tv’nin ana haber bültenine konuk olan Kılıçdaroğlu, HDP’nin Diyarbakır mitinginde yaşanan patlamaya yaralananlara şifa diledi.
HDP’nin mitingini iptal etmesinin sorumluluk gereği güzel bir davranış
olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Umarım yetkililerin yaptığı açıklama doğru
olur. Yani trafo patlamıştır başka bir sabotaj olmamıştır diye umuyorum, öyle
olmasını da diliyorum. Herhangi bir acı olaya yol açmaması da güzel bir şey, can
kaybına yol açılmaması güzel bir şey” dedi.
İki aylık seçim sürecinde il ve ilçeler dahil olmak üzere 120′nin
üzerinde miting yaptığını, bugün İzmir’i tamamlayacağını, yarın İstanbul’da
gezerek bölgesel mitingler yapacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, alanların
düşündüğünden daha canlı olduğunu gözlemlediğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle
konuştu:
“Vatandaşlar sorunlarının çözülmesini istiyorlar ve gerçekten de
sorunlar altında bunalan bir kitle var. Ve bu kitle siyasetten çözüm üretmesini
istiyor, kavga istemiyor. Ben de zaten bütün seçim stratejimizi kavgasız bir
sürece indirgemeye çalıştım. Düşüncelerimizi açıklıkla ifade ediyoruz. Hangi
sorunlar varsa o sorunlara ilişkin çözümlerimizi ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla
geçmiş seçimlerden çok daha farklı olarak ‘O onu dedi, bu bunu dedi’den çok biz
ne yapacağımızı geniş kitlelere aktarıyoruz. Ama bu arada 2 kişi de devamlı bizim
aleyhimize konuşuyor. Varsın konuşsunlar, canları sağolsun.”
Seçim meydanlarındaki seviyenin rahatsız edici bir noktaya geldiğinin,
konunun altın klozet tartışmalarına ulaştığının ve bu tartışmayı da meydanlara
Kılıçdaroğlu’nun soktuğunun hatırlatılarak polemiklerin, tartışmaların bu düzeyde
olmasının rahatsızlık verip vermediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları
söyledi:
“17 milyon yoksulun olduğu bir yerde, bir siyasal iktidar düşünün
2002′de iktidara gelirken söz vermişti. ‘Ben yoksulluğu bitireceğim’ 3 Y’den biri
yoksulluktu. Hadi yolsuzlukları filan saymıyorum. Bugün 17 milyon yoksulumuz
varsa, 3 milyon 750 bin hanedeki çocuklar yatağa aç giriyorsa, anneler
yoksulluklarının giderilmesini istiyorsa, metafor olarak bir ülkenin valisi
kalkıp da kendisine altın kaplamalı klozet yapıyorsa bu bir metafordur. Ve
iktidar bunu görmezlikten geliyorsa birisinin hatırlatması lazım. Ben sorumluyum.
Benim hatırlatmam lazım. Nasıl oldu da siz israfı bu boyutlara taşıdınız?
17 milyon yoksulun olduğu bir ülkede siz kalkacaksınız milyonluk
arabalara ‘çerez parası’ diyeceksiniz. Arkasından kalkacaksınız Diyaneti de alet
edip kendi israfınızı meşrulaştırmaya çalışacaksınız ve bazen dozu
kaçıracaksınız. Kalkacaksınız Papa’yı örnek vereceksiniz. 10 dakika sonra Papa
sizi yalanlayacak ‘benim uçağım yok’ diye. Nasıl bir devlet anlayışıdır bu
anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Papa geliyor Türkiye’ye. Kendisine lüks bir
araba veriliyor bütün gezilerini onla yapsın diye. Papa bunu reddediyor, ‘ben bir
din adamıyım, israf benim için doğru değildir’ diyor, Clio’ya, mütevazi, küçük
bir arabaya biniyor. Biz ne yapıyoruz. Tam tersine işler yapıyoruz. Aklın
alamayacağı işler. Papayı örnek gösteriyor. Sen papayı örnek göstereceğine niye
peygamberimizin hayatını bilmiyor musun? Nasıl yaşadığını bilmiyor musun? Nasıl
mütevazi olduğunu bilmiyor musun? Devlet malına ne kadar özen gösterdiğini
bilmiyor musun? Her şeyi şaşırdı, her şeyi karman çorman oldu. Ama bunların
kesinlikle düzelmesi lazım. Yazık bu ülkeye.”