Mardin'in Derik ilçesinde belediyeye kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk, 10 Kasım 2016 tarihinde makamına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu hayatını kaybetti. Saldırının ardından başlatılan soruşturmada 70 kişi gözaltına alındı ve 15 kişi tutuklandı. Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Ekim 2018 tarihinde 14 kişi hakkında beraat kararı verirken, dönemin Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu'na 2 defa ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl hapis cezası verdi.

Dava sürecinde birçok şüpheli ve ihmal ortaya çıktı. Dosya tanıklarından Mehmet Ali Gezginci’nin akli dengesinin yerinde olmadığı, Türkçe bilmediği ve beyanlarının yanlış çeviri yapılarak kayıtlara geçirildiği görüntülerle belgelendi. Ayrıca, dava sürecinde sanıkların darp edildiği ve dönemin dosya savcısının, sanıklardan Devran Aslan’ı yönlendirdiği görüntülerle tespit edildi. Kaymakam Safitürk'ün telefonunun “tahrip olduğu” ve şifresinin açılamadığı, dosyayı aydınlatacak deliller arasında yer alan emniyete ait 155 kayıt sisteminin bulunduğu harddiskin de “bozuk olduğu” iddia edildi.

Mesutoğlu, ilk ifadesinde savcının kendisine “Şerif sen zekisin senden başka kimse bunu yapamaz” dediğini belirtti. Karar duruşmasında ise, verdiği cezanın adaletsiz olduğunu vurgulayarak bedenini ateşe vermek istedi. “Beni bu davanın kurbanı seçtiniz. Ben bu zulmü kabul etmiyorum. Benim cansız bedenim suçsuzluğumun ispatı olacak” sözleriyle tepki gösterdi. Ancak, yerel mahkemenin verdiği kararlar Yargıtay tarafından onandı.

YENİDEN YARGILANMA TALEBİ

Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Mesutoğlu, 2 Eylül 2024 tarihinde Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeniden yargılanma talebiyle başvuruda bulundu. Başvuruda, dosyada yer almayan yeni delillerin olduğu belirtildi. Özellikle, Mardin İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 2 Aralık 2019'da hazırlanan ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9 Haziran 2022 tarihinde Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan Parmak İzi Eşleşmesi Uzmanlık Raporu'na dikkat çekildi. Bu raporda, patlamada kullanılan bomba kumandasının bulunduğu tuvalet deliğinde parmak izinin İ.K. isimli bir şahsa ait olduğu belirtildi. Ancak bu rapor, dosya Yargıtay incelemesindeyken savcılık tarafından mahkemeye sunuldu ve dikkate alınmadı.

Mesutoğlu, başvurusunda raporun ve diğer delillerin dikkate alınmamasına vurgu yaparak, konunun yeniden araştırılmasını talep etti. Ayrıca, Kaymakam Safitürk’ün patlamadan sonra sağlık durumunun kötü olmadığına dair doktor ifadelerini de başvuruda belirtti. Mesutoğlu, Safitürk’ün sağlık durumunun kötüleşmesine ilişkin çeşitli iddiaları da gündeme getirdi, ambulans geçişinin geciktirilmesi ve gerekli tetkiklerin yapılmaması gibi noktaları sorguladı.

REDDEDİLEN TALEPLER

Mesutoğlu, reddedilen taleplerine de dikkat çekti. Mahkemeye fiziki katılım, olay yeri inceleme polislerinin tanık olarak dinlenmesi, Hükümet Konağı binasının kapısında görevli polislerin dinlenmesi, kamera görüntülerinin bağımsız bilirkişiler tarafından incelenmesi ve çeşitli diğer taleplerinin reddedildiğini belirtti.

DOKUZ YILDIR MÜCADELE

Mesutoğlu, başvuru dilekçesinde yaklaşık 9 yıldır suçsuzluğunun ispatı ve gerçek suçluların adalet önünde hesap vermesi için mücadele ettiğini ifade etti. “Bu konuda yazmadığım devlet kurumu, yapmadığım eylem kalmadı. O dönemki mahkeme huzurunda bedenimi ateşe verdim. 228 gün açlık grevinde kaldım, ölüm oruçlarına girdim. Bugün de yaşamımı ortaya koymaktan zerre imtina etmem” dedi. Karartılan delillerin ortaya çıkarılmasını ve yargılanma talebinin kabul edilerek infazının durdurulmasını talep etti.