İstismar davalarına yönelik o madde Meclis'ten geçti: Somut delil arayışı failin elini güçlendirecektir

İstismar davalarına yönelik o madde Meclis'ten geçti: Somut delil arayışı failin elini güçlendirecektir
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dün yapılan oylamada 4. Yargı Paketi'nin içinde bulunan, cinsel istismar suçunda somut delil arama maddesi kabul edildi. Kadın örgütleri ve hukukçular yargı paketi içindeki maddenin kabul edilmesine tepki gösterdi.

Kamuoyunda 4. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14 maddeden oluşan birinci bölümü, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Bu kanun teklifini halktv.com.tr'ye avukat Tuba Torun ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu başkanı Canan Güllü değerlendirdi.

Yasa tasarı içerisinde bulunan ve dün kabul edilen  'somut delil arama şartı' kamuoyu tarafından dikkatle takip ediliyor. Geçtiğimiz hafta Elmalı Davası'nın da gündeme gelme nedenlerinden olan bu madde, Tuba Torun'a göre  diğer şiddet vakalarına da kıyasla uygulanabilecek, siyasi iktidarın epeydir haz etmediği “kadının beyanı esastır” ilkesini de fiilen devre dışı bırakılabilecek.

Torun bu noktada 6284 sayılı kanuna dikkat çekerek "Talep edilen koruma kararlarında somut delil aranabilecek. Fakat 6284'ün temel özelliği, şiddet tehlikesi içindeki kişiyi, delil aramaksızın korumaya yönelik tedbirleri hayata geçirmesidir. 6284 kapsamında talep edilecek koruma kararları için somut delil ararsanız bu yasayı tanımamış olursunuz, bir anlamı olmaz" diye konuştu.

TCK'nun belirlediği katalog suçlarda somut delil varlığı gerektiğini hatırlatan Torun, bu suçlarla cinsel istismarın aynı değerlendirilemeyeceğini belirterek "Çünkü bu suçlar somut delil olmadan işlenebilir. Israrla yapılırsa cezasızlık ortaya çıkar" dedi.

Yasa yapım sürecinde risk hesaplaması yapılması gerektiğini de belirten Torun siyasi iktidarın davranışlarına bakıldığında şiddeti kökeninden çözmek gibi bir derdinin olmadığını söyledi. Torun, iktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak şiddete dair çözüm bulmak istemediğini kanıtladığını vurgulayarak "Somut delil aramama ilkesinin 6284'de de uygulanacağını, bu nedenle bu yasaya da zarar vereceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Somut delil aramanın, her türlü toplumsal cinsiyet eşitliği açısından olumsuzluklar teşkil edeceğini düşündüğünü söyleyen Torun ''Buradaki somut delil arayışı failin elini güçlendirecektir" diyerek sözlerini sonlandırdı.


Canan Güllü: Çocuğun ruhsal dönüşümleri, adli tıp raporları somut delil değil midir?

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu başkanı Canan Güllü, 6284’de 'kadının beyanı esastır' maddesi üzerinden çok durduklarını söyleyerek kadının, tecavüzü uğradığını, şiddete uğradığını beyan ettiğinde geçerli sayıldığını hatırlattı. 

6284'deki bu maddenin bazı kesimleri rahatsız ettiğini de belirten Güllü "Bu maddenin eklenmesini bir rövanş olarak görüyorum. Son günlerde ve Adalet Bakanlığı’nın da istismar olaylarının yüzde 30 arttığı söylerken bizlere 'somut delil arıyorum' diyor. Hukukun tabi ki somut delili olacaktır fakat bir tecavüz ve istismardaki somut delili nasıl yaratacağız?'' dedi.

Failin çoklu, mağdurun tek olduğu durumlarda haksızlığın nasıl kanıtlanacağının bilinmezliğe sürüklediğini söyleyen Güllü, "Çocuğun ruhsal dönüşümleri, adli tıp raporları somut delil değil midir? Bu paketteki maddeye Kadın ve çocuğa taciz-tecavüz vakalarında bir somut delil aranmaz parantezi ekleyeceklerdi, bu kadar. Bu yasa yargılama sürecinde tereddütte olduğumuz dosyaların artmasına neden olacak" diye konuştu. 

Bu yasanın Türkiye'yi çağdaşlıktan ve hukuktan uzak bir ülke olma yolunda uzun adımlar atarak ilerlediğini düşünen Güllü, "Kadın kazanımlarına çarpı koyarak hızlıca demokrasiden ve laiklikten uzaklaşıyoruz" dedi.

Canan Güllü, sözlerini "Bu yasa maddesinin kanun taslağı hazırlanırken yuvarlak masa toplantılarında hukukun derin analiz yöntemleriyle imbikten geçirilmesi gerekirken kimlerle yapıldığı belli olmayan, sahadaki durum analizleri konusunda bilgin noksanlığı ile 'Biz yaptık, tamam!' dercesine yapılan çalışmalar hukuku derinden yaralıyor. Hukuk, bir hesaplaşma düzeni gibi  birilerinin işine yaraması adına yollar ihdas eden bir müessese değildir. Bugün fare delikleri gibi açtığınız tünellerle suçluları aklama metodolojisi bu ülkenin ciddi hasarlar almasını sağlamaktadır. Bugün bu konular konuşulmasın istiyorsak tartışıp ortak paydada kararlar alınmalı ve siyaset için değil, ülke ve halk için çalışmalar yapılmalıdır" diyerek sonlandırdı. 

Öte yandan yasanın mecliste kabul edilmesine sosyal medyadan da tepki gösterildi. 

 

Fotoğraf: meltem ulusoy / csgorselarsiv.org