İstanbul'da Korkutan Salgın... Tabip Odası: İki Çocuk Öldü, Bir Hastanede Özel Bölüm Açıldı

İstanbul'da Korkutan Salgın... Tabip Odası: İki Çocuk Öldü, Bir Hastanede Özel Bölüm Açıldı
İstanbul Tabip Odası, İstanbul'daki kızamık hastalığının endişe verici boyutlara ulaştığı uyarısında bulundu. Yapılan açıklamada, kızamık hastalığı nedeniyle acil servislere başvuru sayısının artış gösterdiği belirtilerek, bu hastalık nedeniyle çocuk ölümleri yaşandığı bildirildi.

İstanbul Tabip Odası, kızamık salgınında yaşanan vaka artışının endişe verici boyutlara ulaştığını açıkladı. Konuyla ilgili düzenlenen toplantıda çocuk ölümlerinin yaşandığına, acil servislere başvuran hasta sayısının arttığına dikkat çekilerek Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde özel servis açıldığı kaydedildi.

İstanbul Tabip Odası adına açıklamayı okuyan Yönetim Kurulu Üyesi Saffet Ercan, “İstanbul’da kızamık hastalığında endişe verici bir artış olduğunu ve ne yazık ki kızamık salgını nedeniyle kaybedilen çocuklar olduğunu biliyoruz. Kızamık, tarihi çok eskilere dayanan ve milyonlarca insanın hayatına ve ondan daha fazlasının sakat kalmasına yol açan, bulaştırıcılığı yüksek bir hastalıktır. Ancak yaklaşık yarım asırdır uygulanan aşısıyla günümüzde önlenebilir bir hastalık olan kızamıktan çocuklarımızı kaybetmeye tahammülümüz yok” dedi.

Türkiye üçüncü sırada

Ercan, Nisan 2022 – Mart 2023 tarihleri arasında Avrupa’daki kızamık olgu sayılarına göre Rusya ve Tacikistan’dan sonra 457 olgu ile Türkiye’nin geldiğine işaret ederek, “Bu sayının 343’ü de 2023’ün ocak ve şubat aylarına aittir. Sahada çalışan meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilerden mart ayından itibaren yeni olguların olduğunu biliyoruz ancak Sağlık Bakanlığı’nın verilerin paylaşımında Covid-19 pandemisindeki şeffaf olmayan tutumunu devam ettirmesi sebebiyle rakamlara ulaşamıyoruz. Oysaki epidemiyoloji biliminin genel kurallarına göre, salgınlarda kamu otoritesi güven inşa etmeli, erken duyurmalı ve şeffaf olmalıdır” diye konuştu.

istanbul-kizamik.jpg

Virüsün durdurulabilmesi için aşı gerekiyor

Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi toplumun yüzde 92-95’inin kızamık aşısıyla aşılanmış olması gerektiğinin altını çizen Ercan, Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ ile paylaştığı 2021 verilerinde İstanbul dâhil olmak üzere ülkemizin birçok şehrinde bu orana ulaşılamadığını söyledi.

Ercan, salgını etkileyen faktörler arasında, aşı reddi ve aşı kararsızlığı, göç olgusu, aşı takviminde yapılan plansız değişiklik, bilhassa doğu ve güneydoğu illerinde yaşayan nüfusun aşıya ulaşmada yaşadığı güçlük ve herhangi bir aile hekimine kaydı olmayan, kayıt altına alınmamış nüfus olduğunu söyledi.

Uygur Türk’ü bir bebek öldü

Saffet ayrıca ocak ayında da kızamık salgınına dikkat çekmeye çalıştıklarını, Bahçelievler’de bir bebeğin hayatını kaybettiğini bildiklerini vurgulayarak, “Şimdi mayıs ayında da Çin’den gelen Uygur Türk’ü bir bebeğin kaybedildiği bilgisini aldık” diye konuştu.

Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne servis açıldı

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Özden Güngör ise salgını Covid-19 döneminde olduğu gibi kulaktan dolma bilgilerle öğrenebildiklerini vurgulayarak, “Net vaka sayısını bilemiyoruz. Sağlık çalışanlarından aldığımız bilgilere göre her gün hastanelerin acil servislerine başvuru sayısı oldukça yüksek. Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’ne ayrıca servis açıldığını öğrendik. Genelde çocuk ve aşısız hastaların olduğu yönünde bilgiler alıyoruz. Bağışıklık sisteminin baskılandığı bireyler risk altında. Ayrıca gebelerimizi de korumamız gerekiyor. Vaka sayılarının şeffaf bir şekilde açıklanmasını istiyoruz. Okullar kapanacağı için vaka sayıları azalabilir ama eylül ayında tekrar yükselişe geçecektir. Bu zamana kadar önlem almak istiyoruz” diye konuştu.

“Aşı Karşıtları Toplumun Hastalıklara Direncini Kırıyor”

Özetle; aşı sadece bireyi korumaz, hastalıktan korunan bireyler yoluyla etkenlerin toplumda yayılmasını da önler. Buna ‘sürü şeklinde bağışıklama’ denir. Bir toplumda sürü bağışıklama oranı düşerse, hastalık etkenleri okullarda, otobüslerde, işyerlerinde ve kamusal alanlarda çılgın partiler vermeye başlar ve bu partiler ne yazık ki insanların cenaze törenine dönüşebilir. İşte aşı karşıtları bunu yapmaktadır yani toplumun hastalıklara karşı direncini kırmaktadır.”

Aşı karşıtları,
1- Hastalıkların iyileşen sanitasyon ve hijyen uygulamaları ile yok olduğunu,
2- Hastalık olan bireylerin çoğunun daha önceden aşılandığını,
3- Aynı aşının bazı özel serilerinin öldürücü olduğunu,
4- Aşıların kısa sürede çok ciddi yan etkileri olduğunu ve uzun dönemdeki yan etkilerinin bilinmediğini,
5- Aşıyla önlenebilen hastalıkların zaten kendi ülkelerinde kalmadığını ve aşıya gerek olmadığını,
6- Çoklu aşı uygulamalarının bağışıklık sistemini aşırı uyararak bazı hastalıklara sebep olduğunu ileri sürüyor.
7- Ayrıca dini nedenle aşı içeriğindeki jelatine karşı çıkılabiliyor. Domuz jelatini içeren aşıların Türkiye'de bulunmadığı belirtilen Sağlık Bakanlığının resmi web sitesinde, "Bakanlık olarak kullandığımız aşılarda sığır jelatini bulunmaktadır" deniliyor.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi