İşkence gördüklerini söylemişlerdi: Yargılandıkları davada polislere zorla getirme kararı
Ataşehir'deki Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’nde 31 Mayıs 2022 tarihinde bir düğüne katılan Roman vatandaşlar Resul Bayır ile oğlu Hüseyin Bayır, iddiaya göre gürültü ihbarı üzerine düğün yerine gelen polise hakaret ettikleri ve görevlerini yaptırmamak için direndikleri gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Baba Resul Bayır ile oğlu Hüseyin Bayır’ın iddiasına göre kendilerini Mustafa Kemal Paşa Polis Merkezi’ne götüren polis memurları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmışlardı.
Baba ve oğluna hapis istemi
Polisler hakkında suç duyurusunda bulunan baba ve oğul Bayır’ın şikâyeti üzerine polisler hakkında açılan soruşturma devam ediyor. Polislerin, haklarında işlem yaptığı Resul Bayır ile Hüseyin Bayır hakkında Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, “kamu görevlisine hakaret” ve “kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnmek” suçlarından dava açıldı. Baba Bayır hakkında 2 yıl 3 ay 15 günden 10 yıl 11 aya kadar, oğlu Bayır hakkında ise 10 aydan 7 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Polisler duruşmaya katılmadı
Açılan davanın, bugün yapılan ilk duruşmasına tutuksuz sanıklar Resul Bayır ile Hüseyin Bayır, avukatlarıyla birlikte katıldı. Müşteki polis memurları İ.G., K.A., S.Ç. ve Y.A ise duruşmaya katılmadı.
'Alevisiniz, Allah'ınız, vatanınız, bayrağınız yok' demişler
Mahkemede savunma yapan sanık Resul Bayır, olay günü düğüne davetli olarak ailesiyle birlikte katıldığını, düğün eğlencesi başladıktan yaklaşık 15 dakika sonra iki polis memurunun geldiğini, müziği kapattıklarını ve düğün sahibiyle konuştuklarını söyledi. Bayır, savunmasının devamında şöyle konuştu:
Müşteki K.A. ile daha önce aynı mahallede oturuyorduk. Beni oradan tanıyor. Beni görünce eliyle bana selam verdi. Daha sonra ben ailemle birlikte düğünden ayrılmak için kalktım. K.A.’nın önünden geçtiğimde bana düğünü dağıtmamı söyledi. Ben de kendisine düğün sahibi olmadığımı, düğün sahibiyle konuşmasını söyledim. Bana, ‘Düğünü dağıtmazsan ananı sinkaf eylerim’ diyerek küfretti. Bana küfretmeye hakkı olmadığını söyledim. Bunun üzerine ‘Kim olduğumu sana göstereceğim. Siz esmersiniz, romansınız, çingenesiniz, Alevisiniz, Allah’ınız yok, vatanınız, bayrağınız yok’ gibi sözler söyledi. Ben de ‘Babam dahi olsa vatanıma, dinime, bayrağıma hakaret eden, en adi ş...dir’ dedim. Aradan bir süre geçti, 3 zırhlı polis aracı geldi. Beni zorla gözaltına almaya çalıştılar. Ben de müşteki K.A.’ya, ailemin yanımda olduğunu, kendi aracımla karakola geleceğimi ve isterlerse yanıma bir polis bırakabileceklerini söyledim. Bunun üzerine K.A., karakola kadar bana eşlik etmesi için diğer müşteki memur İ.G.’yi yanımda bıraktı.
'Kendileri bıraktı, kaçıyorsun diyerek ters kelepçe yaptı'
Bu şekilde karakola gittik. Oradaki memurlar bana çay ikram etti. Daha sonra memur K.A., tekrar bana küfretmeye başladı. Hakaret ederek ‘Buradan çıkın yoksa gösteririm size. Beni gördüğünüz yerde bana saygı göstereceksiniz’ dedi. Sonra memur İ.G. de bana gidebileceğimi söyledi. Ben karakoldan çıkarken, kendileri izin verdikleri halde K.A., karakoldan kaçtığımı söyleyerek üstüme geldi. Beni yerde sürükleyip ters kelepçe yaptılar. O şekilde tekrar karakolun içine aldılar. Söz konusu olayda görevli polis memurlarına tehditte bulunarak görevlerini yaptırmamak için direnmedim. Yapmış olsaydım, polis memuru benim aracıma binmez, benim aracımla karakola gitmezdim. Ayrıca hakaret etmedim, suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum.
Babasının ardından mahkemede savunma yapan Hüseyin Bayır ise polislere hakaret etmediğini ve hiçbir şekilde görevlerini yaptırmamak için direnmediğini söyleyerek suçlamaları reddetti.
'Etkin soruşturma yürütülse sanık değil mağdur olurlardı'
Mahkemede beyanda bulunan sanıkların avukatları ise, dava dosyasında ihbar yapıldığına dair bir kayıt olmadığını, dosyada savcıyla görüşme tutanağı olduğunu ancak bu tutanakta savcı imzası olmadığını savundular. Avukatlar, savunmalarının devamında müvekkillerinin Roman kimliklerinin hedef alındığını ve etnik bir saldırı olduğunu iddia etti. Etkin bir soruşturma yürütülmüş olsaydı müvekkillerinin sanık değil mağdur olarak mahkemede olacaklarını kaydeden avukatlar, soruşturmada düğün sahibinin ve diğer tanıkların, tanıklık ifadelerine başvurulmadığını söyledi.
'MOBESE görüntülerini savcılık izlemedi'
Düğün yerini gösteren görüntülerin ve karakolu gören MOBESE görüntülerinin savcılık tarafından istenmediğini ve izlenmediğini savunan avukatlar, savcılığın, müvekkillerin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini iddia etti. Müştekiler ile müvekkilleri arasında işkence iddiasıyla yürütülen bir soruşturma olduğunu belirten avukatlar, polislerin keyfi uygulama ila müvekkillerini gözaltına aldıklarını söyledi.
'2 dişi kırıldı, gözü morardı'
Sanık avukatları, müvekkilleri Resul Bayır’ın iki dişinin kırıldığını, gözünün morardığını ve vücudunun çeşitli yerlerinde ise başkaca morluklar da olduğunu, diğer müvekkilleri Hüseyin Bayır’ın ise kaşının yarıldığını belirterek, müşteki polis memurları hakkındaki soruşturmanın atıl bırakıldığını iddia etti. Avukatlar, kamera görüntülerinin ilgili yerlerden istenilmesini, devam eden soruşturma dosyasının celbini ve tanık dinletme talebinde bulundu.
Polisler hakkında zorla getirilme kararı
Mahkeme, ifadelerin alınmasının ardından, olaya ilişkin varsa kamera görüntülerinin istenmesine, müştekiler hakkında işkence ve kötü muamele iddiasıyla devam eden soruşturma dosyasının istenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, usulüne uygun bir şekilde kendilerine davetiye çıkarılan müşteki polis memurlarının, duruşmaya mazeretsiz bir şekilde katılmadıkları gerekçesiyle haklarında bir sonraki duruşmaya zorla getirilme kararı verdi.
Duruşma, 7 Haziran 2023 tarihine ertelendi.