AKP Ankara eski Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski danışmanı Aydın Ünal, Yeni Şafak’taki köşe yazarlığını bıraktı ve son yazısında ‘’Evet, kaçıyorum, dün hocaefendisinin dizinin dibindeyken, bugün herkesten çok bağırıp bizi bile FETÖ’cü ilan eden densizlerin ithamına aldırmadan yanlışa yanlış deyip adalet ve adalet çağrısından hiç kaçmadığımıza tarih şahittir. Kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Düşmandan değil, dost görünenden kaçıştır. Dostça uyarılarımızı kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır’’ dedi.

Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde metin yazarlığı yapan ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına getirilen Ünal, 2015'te AKP'den Milletvekili seçildi. Daha sonra da iktidara yakın Yeni Şafak'ta köşe yazarlığına başladı. Bir yazısında, Cumhur İttifakının Ankara'da belediye seçimini kaybedebileceğini belirten ve Melih Gökçek dönemini de eleştiren Ünal, veda yazısında ise şöyle dedi:

EVET KAÇIYORUM

“…Okur, yazmanın artık ne kadar zor olduğunu takdir edecek ve inanıyorum ki beni anlayışla karşılayacaktır. Kaçıyor muyum? Evet, kaçıyorum…Bilen bilir: Hırsızla, arsızla, haşeratla, asalakla, hainle, münafıkla, yetimin hakkını yiyen yüzsüzle, dönekle kavgadan hiç kaçmadım, kaçmam. Herkesin ‘mesaj alındı' diyerek boyun eğdiği günlerde Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında Gezi darbesine karşı dimdik durduğumuza, çoklarının ‘fitne çıkarıyorsunuz, hoca efendimize haksızlık ediyorsunuz' dediği günlerde, hedef yapılmaktan çekinmeyip Fetullah ve uşaklarına karşı savaştığımıza, 17/25 Aralık yargı darbesine direndiğimize, her türlü teröre, algı operasyonuna, darbe girişimine karşı istisnasız doğru tarafta durduğumuza, dün hoca efendisinin dizinin dibindeyken, bugün herkesten çok bağırıp bizi bile FETÖ'cü ilan eden densizlerin ithamına aldırmadan yanlışa yanlış deyip adaletten ve adalet çağrısından hiç kaçmadığımıza tarih şahittir.

ÇÜRÜMEDEN, SEVİYENİN DÜŞMESİNDEN

Lakin kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Kaçışımız düşmandan değil, ‘dost' görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, masumane kaygılarla dostça uyarılarımızı sınırsız iştihalarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır. Okur da bilir ki, elin ve kalemin naçar kaldığı zor zamanlarda dervişane sükut eylemden evladır.”