Erdoğan: Ekonominin sorumluluğu bize aittir

Erdoğan: Ekonominin sorumluluğu bize aittir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'in açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Ekonominin sorumluluğu da bize aittir" dedi. Erdoğan, yeni Anayasa çalışmaları hakkında da "Partiler, yeni anayasa tekliflerini paylaşmalı" ifadesini kullandı.

TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 5. Yasama Yılı için toplandı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, birleşimi açmasının ardından TBMM resmi olarak açılmış olacak. Şentop, "TBMM'nin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşları, hususende İstiklal Marşı'nın şairi ve birinci Meclis milletvekili Mehmet Akif Ersoy olmak üzere birinci Meclis'ten bugüne bu Yüce çatı altında hizmet etmiş bütün vatan evlatlarını minnetle ve şükranla anıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin açılışında gerçekleştirdiği konuşmada, Yeni Anayasa çalışmalarından bahsederek, "Yeni anayasa teklifimizin de Meclis'imiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. Meclisimizin tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Partiler yeni anayasa tekliflerini paylaşmalı." ifadesini kullandı.

Şentop satırbaşları şöyle oldu:

Değerli milletvekilleri, içinde bulunduğumuz süreç birinci Meclis'in şartlarına benzer özellikler göstermektedir. Dünya yeniden şekillenmekte, yeni sınırlar çizilmekte, sömürü ilişkileri yeniden tanzim edilmektedir. Şüphesiz ki dış saldırıların şekli değişmiştir. Ne var ki sömürgeci emellerin içeriği değişmemiştir. Bu çatı altında bulunan her milletvekili bu gerçeğin şüphesiz farkındadır. 100 yıl önce mali durum tam bağımsızlık istemeye müsait değildir diyenlere karşı, 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri' emrini bir vatan vazifesi olarak ortaya koyan, Birinci Cihan Harp'inin güçlü bir devlet çıkaran irade bugünde bütün sağlamlığıyla dünyaya meydan okumaktadır.

Ülkemizin kaderine yön verme sorumluluğumuz birbirimizle kurduğumuz diyaloglara da yansımalıdır. Bu çatı altında hiç kimse ülkemizi daha çok sevme konusunda yarışamaz. Anlaşmazlığa düşünen konularda yaklaşımlarımızın milletin aziz varlığını temsil eden bir vakara sahip olması Meclis'imizin varlığı için önem arz etmektedir. Her konuda uzlaşma mecburiyetinde değiliz. Ne var ki uzlaşmanın mümkün olduğu durumlarda da çözümü gündelik siyasete feda etmemek gerekir.

Her biri temsil ettiği milletin tamamının sorumluluğunu taşıyan değerli milletvekilleri, gönül almanın, iyi olmanın, bilgiye dayanmanın, farklı görüşleri saygıyla karşılamanın öneminin farkındadır. Elbette bizler kimliğimizin önemli bir parçasını teşkil eden siyasi partilerin mensuplarıyız fakat bu yüce Meclis'in vakur kurumsal kimliğinin de temsilcileriyiz. Bu münasebetle demokratik rekabetin, insani nezaketin ve milli bütünlüğün sınırları içerisinde hareket etmeye büyük intiham göstermek elzemdir.

'Yeni anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır'

Şentop'un ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma gerçekleştirdi.

Erdoğan'ın satırbaşları ise şöyle:

TBMM'nin 27. dönem 5. yasama yılının bu yüce kurumla birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Milli mücadelenin öncüsü ve bir fiil yürütücüsü olan Meclis'imizin kuruluşundan itibaren milletvekili sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm mensuplarını tanzimle yad ediyorum. Artık bir asrını geride bırakan görev yapmış vekillerimizden vefat edenlere Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sağlık niyaz ediyorum. Bu vesileyle bugün hayatını kaybeden geçmişte beş dönem vekilliğin yanında çeşitli bakanlık görevlerinde bulunmuş ağabeyim kıymetli dost Oğuzhan Asiltürk'e Allah'tan rahmet diliyorum.

Tıpkı Milli Mücadele döneminde olduğu gibi 15 Temmuz'da da Meclis'imiz kirli ellerin, bu mübarek ülkeye değmesine izin vermemiştir. Siz kıymetli milletvekillerimizin gayretleri hiç şüphesiz tarihe takdirle kaydedilmiştir. Artık milletimiz, TBMM'nin ışıkları yanıyorsa, çalıyorsa, vekillerimiz görevlerinin başındaysa bu ülkenin sırtının yere gelmeyeceğini biliyor.

Meclis kürsüsünde ifade edilen her beyanın Milletin çıkarı gayesinde dile getirildiğini düşünüyorum. Milleti ve vekilleri ile yürüttüğümüz her mücadele gibi büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası hedefimize de inşallah birlikte ulaşacağımıza inanıyorum. 2023 hedeflerine ulaşma ve 2053 vizyonumuzu hayata geçirme konusunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceğinden şüphe duymuyorum.

Yeni anayasa teklifimizin de Meclis'imiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. Meclisimizin tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Partiler yeni anayasa tekliflerini paylaşmalı.

30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. Biz de Azerbaycanlı kardeşlerimizin sevincine ortak olduk. Önümüzdeki haftalarda inşallah Azerbaycanlı kardeşlerimiz ile yeniden bir araya geleceğiz. Karabağ savaşı ve sonrasında yaşananlar bizim için bir turnusol kağıdı olmuştur.

Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm yolunda attığı adımlara destek olduk. Her yere alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gere gere gidiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız Türk Evi, tarihteki yerini almıştır. Çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren Türk Evimiz, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir.

Artık 10. yılını geride bıraktığımız Suriye krizinde uluslararası toplumun ne kadar aciz olduğunu hep birlikte gördük. Türkiye, tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler oldu. Ellerinde ne varsa alınıp, işkence edilen insanlarla karşılaşıyoruz. Bu insanlık dışı tutumun sahipleri BM kararlarını da çiğnemektedir. Akdeniz'in karanlık sularında her yıl ne kadar insanın hayatını kaybettiğinin istatistiği tutulamıyor. İç savaştan kaçan insanların yaşadığı trajedi, herkesi bekleyen bir tehlikedir

İki yüzlülüğün benzerini Suriye'deki terör örgütleri konusunda da yaşıyoruz. Sadece Türkiye, bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır. Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sananlar, yaşanan her siyasi çalkantıyla işin öyle olmadığını görmeye başlıyorlar. Afrika'daki kıtlığın tüm insanlığın ortak sorunu olduğu yakında daha iyi anlaşılacaktır.

Artık siyasi olmaktan çıkıp milli hedefler haline dönen vizyonu TBMM'den başlayarak ülkemizin tüm fertleriyle sahiplenmeliyiz. Hiçbirimiz için başka Türkiye, başka vatan, başka gelecek yok. Bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz.

Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Sınırlarımızın dibinde bir veya bir kaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen, 'Kürt sorunu' denilen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük. Diyarbakır'daki vatandaşlarımıza söz verdiğimiz şekilde ret, inkar politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Diyarbakır Anneleri'nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titrettikleri bir dönemi başlattık.

Ekonominin sorumluluğu da bize aittir. Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz 122 milyar dolara ulaştı. Ekonominin sorumluluğu da bize aittir. Birilerinin sürekli nerede diye durdukları MB rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. İşsizlik küresel sorun olarak varlığını devam ettirirken pek çok ülkede borçluluk oranları tarihi seviyelere ulaştı. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar ciddi bir yönetim krizi içindeler. Böylesine kritik bir dönemde iktidar ve muhalefet ile bazı hakikatleri açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız. Bu salgının Türkiye'de çıkmadığı, ülkemizin dünyanın maruz kaldığı krizin etkilerine maruz kaldığını kabul etmemiz gerekiyor. Türkiye bu zorlu dönemde güçlü kalmayı başaran hatta gücünü arttıran az sayıdaki ülkelerden biridir.

Son 8 yılda yaşadığımız teker teker her olumlu ve olumsuz sürecin ekonomiye de yansımaları olmuştur. Salgınla da böyle bir süreçte karşı karşıya kaldık. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İhtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya devam edeceğiz. Geçen seneyi büyüme ile kapattık. İnşallah 2021'i yüzde 9'luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi dönemine göre istihdamını arttıran sayılı ülkelerden bir tanesi. Milli gelirimizi bir trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir. 2021 için belirlediğimiz ihracat hedefinin üzerine çıkacağımız anlaşılıyor. Cari dengede önemli bir iyileşme başladı.

Enflasyon sorununu göz ardı etmiyoruz. Türkiye enflasyon ile ilk defa karşılaşan bir ülke değil. Makroekonomik ve yapısal düzenlemelerle enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan, fiyatları keyfiyetlerine göre belirleyenlerin üzerine de kararlılıkla gideceğiz.

Şirketlerimizden bankacılık sektörüne bağımlılıklarını azaltarak sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarına uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz.

Ülkemizi çevre hassasiyetlerimizle farklı bir yere taşımıştık. BM Genel Kurulu'nda ilan ettiğimiz Paris İklim Anlaşması'nı Meclisin takdirine sunduk. Gelecek nesillere karşı sorunluluğumuzu yerine getirmekte kararlıyız. Doğal gaz tedariki konusundaki yatırımlarımızı hızlandıracağız. Akkuyu'daki nükleer santralin ilk etabını inşallah 2023'de hizmete alacağız. Giderek daha dengesiz ve sert hale gelen meteorolojik hadiselere karşı kapsamlı bir erken uyarı sistemi kuracağız.