Ekonomist Selva Demiralp faiz indirimi tarihini açıkladı

Ekonomist Selva Demiralp faiz indirimi tarihini açıkladı
ECB ve FED faiz indirimi kararını açıkladı. Ardı ardına gelen haberlerin ardından gözler Merkez Bankası'nın da faiz indirimine gidebileceği beklentisi oluştu. Ekonomist Selva Demiralp faiz indirimi tarihini açıkladı.

Avrupa Merkez Ban­kası ve ABD Merkez Bankası FED faiz indirimine gitti. Ardı ardına gelen faiz indirimi haberlerinin ardından TC Merkez Bankası'nın da faiz indi­rimine gidebileceğine dair beklenti oluştu. Eylül ayı enflasyon rakamları beklentilerin üzerinde gerçekleşince indi­rim beklentisi karşılık bulmadı.

Enflasyon­la mücadelede beklentilerin ve planlamaların uzağında kalan Türkiye faiz in­diriminden uzakta kalırken Koç Üniversite­si Ekonomi Bölümü Öğretim üyesi ve Yapı Kredi Ekonomik Araştırma Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Selva Demiralp, ge­lecek erken bir faiz indirimi­nin reel sektörü rahatlatama­yacağını, aksine enflasyonu daha yapışkan hale getirerek alım gücünü zayıflatacağını belirtti.

Dünya'nın haberine göre; TCMB’nin sıkı para politikasına maliye politikalarının da eşlik etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Demiralp, “Türkiye sıkı para po­litikasında hiç bir zaman ye­terli sabrı gösteremedi. Fed ve­ya ECB hangi aşamada faiz indi­rimlerine başladılar, maliye politi­kası desteği neydi gibi sorula­ra odaklansak Türkiye’de enf­lasyonla mücadelede henüz faiz indirimlerine çok uzak ol­duğumuzu göreceğiz” dedi.

“TÜRKİYE HENÜZ FAİZ İNDİRİMLERİNE ÇOK UZAK”

“Türkiye’de tuhaf bir şekil­de bir yandan ECB ya da Fed gibi büyük merkez bankaları yakından takip edilirken bir yandan da bu büyük bankala­rın attıkları adımların sade­ce kendi işimize gelen kısım­larını takip etmek gibi bir hu­yumuz var” diyen Prof. Dr. Demiralp, “Konunun sadece ‘Fed faiz indirirse bunun bi­ze etkileri ne olur?’ boyutuna odaklanmayı bırakıp Fed ve­ya ECB enflasyonu düşürmek için ne kadar reel faiz verdi­ler, hangi aşamada faiz indi­rimlerine başladılar, onların başarılı olmasını sağlayan ku­rumsal altyapı, maliye politi­kası desteği neydi gibi sorula­ra odaklansak Türkiye’de enf­lasyonla mücadelede henüz faiz indirimlerine çok uzak ol­duğumuzu göreceğiz aslında” vurgusu yaptı.

"YAPISAL EKSİKLİKLE­RİMİZ VAR"

Türkiye’de sıkı para politi­kasına hep şüphe ile yaklaşıl­dığını aktaran Prof. Dr. Demi­ralp, şu yorumları yaptı:

“Sıkı para politikasında hiçbir za­man yeterli sabrı göstereme­memiz, sıkı para politikasını destekleyecek bağımsız ku­rumların, hukuk sisteminin olmayışı toplumu ‘Türkiye’de para politikası çalışmaz’ gibi kestirme cevaplara sürükle­di. Oysa biz hiçbir zaman para politikasını tam olması gerek­tiği gibi uygulayamadık. Para politikasının Türkiye’de ça­lışmaması için bir sebep yok. Ama bir yanda büyümeyi ön­celiklendiren siyasi tercihler, diğer yandan para politikasın­dan tam randıman almamızı engelleyen yapısal eksiklikle­rimiz var. Bu eksikleri yerine koymadığımız sürece enflas­yonu düşürebilmek için para politikasını yurtdışı örnek­lerinden daha da uzun süre sı­kı tutmanız gerekir. Bizde ise böyle bir durum söz konusu değil.”

“EKİM-KA­SIM GİBİ FAİZ İNDİRİMİ MB İLE TUTARLI DEĞİL"

TCMB’nin Fatih Karahan liderliğine geçmesi ile birlik­te iletişiminin oldukça net­leştiğini söyleyen Prof Dr. De­miralp, “Faiz indirimi için ön koşulların enflasyonun ana eğiliminde bir düşüş ve bek­lentilerin çıpalanması olduğu not edildi. Durum böyleyken finansal piyasaların ekim-ka­sım gibi bir faiz indirimi fi­yatlaması, veriyle ve Merkez Bankası iletişimiyle tutar­lı değil. Daha ziyade reel sek­törün şikayetlerinin piyasa­lardaki yansıması” dedi.

Ey­lül enflasyon verisi düşük bile gelseydi TCMB’nin tek bir ve­riye bakarak faiz indirimi için şartların yerine geldiğine ka­naat getirmesinin mümkün olmadığını ifade eden Demi­ralp, “Fed’in, ECB’nin ‘karar vermeden önce istediğimiz yönde birkaç ay veri görme­miz lazım’ demesi boşuna de­ğil. Dolayısı ile ben eylül ve­risinden önce de ekim-kasım aylarında bir faiz indirimi için çok erken olduğunu düşünü­yordum. Eylül verisi bunun üzerine tuz biber ekti” açıkla­masını yaptı.

“İNDİRİM İÇİN OCAK AYI DA ÇOK ERKEN”

Prof. Dr. Selva Demiralp, eylül sonrası dönemde hem mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon rakamı yüz­de 1.5 bandına geriler hem de sektörel enflasyon beklentile­rinde kararlı bir düşüş gözle­nirse ocak ayında bir faiz in­dirimi olabileceğini belirt­ti. “Ama ben bu ön koşulların gerçekleşme ihtimalini çok yüksek görmüyorum” diyen Demiralp, şöyle devam etti: “Enflasyonun ana trendine baktığımızda Haziran 2024 hariç Merkez Bankasının çiz­diği patikanın oldukça üze­rinde kaldığını gözlemliyo­ruz. Hatırlanacak olursa TC­MB’nin yaptığı yönlendirme mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyon ve­risinin haziran sonrası dö­nemde yüzde 2.5’e, sonra ka­demeli olarak yüzde 2 ve yılın son çeyreğinde de yüzde 1.5’e ineceği şeklindeydi. Oysa son açıklanan mevsimsellikten arındırılmış TÜİK verisi bi­ze üç aylık ortalamaların ha­la yüzde 2.8’nin altına düşme­diğini gösteriyor. Bu tablonun yılın son çeyreğinde hızla iyi­leşmesi çok olası değil. Zi­ra talep tarafında yavaşlama başlamış olsa da oldukça inat­çı bir beklenti etkisi var.”

“ÖDENECEK BEDELLER ARTIYOR”

Geçmişteki çok ciddi politi­ka hatalarıyla enflasyon kont­rolünü kaybeden bir ekonomi yönetiminin tekrar güven ka­zanması ve bu güvenin bek­lentilere yansımasının uzun bir zaman alacağını ifade eden Prof. Dr. Demiralp, “Ve şu an­da ödediğimizden daha ağır bir bedele mal olacak görü­nüyor. Bir de buna genel se­çimler öncesi yaratılan servet transferi ve yüksek enflasyo­nun gelir dağılımında yarat­tığı bozulmayı eklediğimiz­de para politikasının etkinliği daha da azalıyor, ödenecek be­del artıyor” dedi.

Demiralp’e göre, bu bedeli ödememek ve erken bir aşamada “bu kadar yeter” deyip erken faiz indi­rimine gitmek sadece enflas­yon problemini kemikleştir­meye yarar. Bu zamana kadar ödenen maliyet de boşa gider. Demiralp, “O nedenle şu an­da odaklanılması gereken ko­nu faiz indirimlerine ne za­man başlanacağından ziyade Merkez Bankasına geç kalan maliye politikası desteğinin gelmesi ve acı reçetenin bede­linin topluma daha adil bir şe­kilde dağıtılması olmalı” vur­gusu yaptı.

Kaynak:Dünya