DİSK'ten 'EYT’de zorunlu emekliliğe' karşı çağrı
DİSK, bugün İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yemekhanesi önünde, çalışanların zorunlu emekliliğini gündeme getireceği belirtilen EYT düzenlemesine karşı eylem yaptı. “Zorunlu emeklilik Anayasa’ya aykırıdır. Zorunlu emekliliğe hayır” yazılı pankart açılan eylemde, “Zorunlu emekli olmak istemiyoruz” sloganı atıldı.
Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yıllarca taşerona karşı mücadele verdiklerini söyledi. “’Hem sağlıkta hem bütün iş kollarında taşeron çalıştırmayı bu topraklardan sileceğiz’ diyerek bir mücadele verdik ve ardından 2017 Aralık ayında bir kanun hükmünde kararnameyle taşeronda çalışan işçilerin kadroya geçirildiği söylendi ama o kanun hükmünde kararname düzenlemesi o kadar kapalı kapılar arkasında işçilerin, sendikaların görüşü dahi alınmadan yapıldı ki, o kanun hükmünde kararnamenin, o düzenlemenin olumsuz sonuçlarını, hak kayıplarını yıllardır düzeltmeye çalışıyoruz” diyen Çerkezoğlu, şöyle konuştu:
“Birçok sorunla bizleri karşı karşıya bırakacaklar: Yine hepimizin bildiği gibi 1999 yılında, o büyük depremin tozu dumanı arasında ‘Sosyal Güvenlik Reformu’ denilerek emeklilikle ilgili bir düzenleme yapıldı. 1999 yılında yapılan düzenlemeyle deyim yerindeyse oyunun kuralı sonradan değiştiği için emeklilikte yaşa takılanlar mağduriyeti ortaya çıktı. Yıllardır bu EYT mağduriyetini ortadan kaldırmak için hem sendikalar olarak hem de EYT dernekleri olarak bir mücadele veriyoruz. Bugün hükümet, seçime gidilen bu süreçte EYT düzenlemesi yapacağını duyurdu. Yine aynı şekilde, tıpkı 2017’deki taşeron düzenlemesi gibi EYT ile ilgili yapacakları yasal düzenlemeyi de kapalı kapılar arkasında ‘Ben yaptım, oldu’ diyerek gerçekleştirmeye hazırlanıyorlar. Yine birçok sorunla bizleri karşı karşıya bırakacaklar.
Derhal EYT mağduriyetine son verilmelidir: Emekli olmak, bu ülkede belli bir süre çalışma süresini tamamladıktan sonra emekli olmak ve emekli olduktan sonra da son nefesimize kadar insanca yaşayacağımız bir ücret ve başta sağlık hakkı olmak üzere sosyal haklara sahip olmak, hepimiz açısından temel bir yurttaşlık hakkıdır. Devletin de bunu sağlamak görevidir, sorumluluğudur. O nedenle derhal bu EYT mağduriyetine son verilmelidir. Yapılacak olan EYT düzenlemesi, bundan 5 yıl önce bu düzenlemeyle 696 sayılı KHK ile kadroya geçirildiği söylenen işçi arkadaşlarımız için yeni mağduriyetler ortaya koyacak. 696 sayılı KHK’da, tüm arkadaşlarımızın tüm haklarından feragat etmeleri ve aynı zamanda bir zorunlu emeklilik dayatması da getirildi. Geçici 23. maddede emeklilik süresi dolanların zorunlu olarak hiçbir isteğe bağlı olmadan emekliye ayrılması bu yasal düzenlemeyle getirildi. O günden bugüne hastanelerde, belediyelerde, diğer bütün kamu kuruluşlarında yüzlerce işçi arkadaşımız zorunlu olarak emekliliğe sevk edildi.
Binlerce işçi çok ciddi bir gelir kaybına uğrayacak: Şimdi de EYT düzenlemesiyle ilgili bu zorunlu emeklilik kaldırılmazsa yüz binlerce işçi arkadaşımız, binlerce işçi arkadaşımız zorunlu olarak emekliye ayrılmak durumunda kalacak. Her şeyden önce burada yazdığımız gibi, ‘Zorunlu emeklilik Anayasa’ya aykırıdır’. Bu düzenleme bir KHK ile yapıldığı için Anayasa Mahkemesi’ne de götüremedik ve hâlen yürürlükte. Şu an yapılacak olan bu düzenlemeyle beraber, zorunlu emeklilik uygulamasının mutlaka kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Çalışma Bakanlığı’nı ve siyasi iktidarı, bu Anayasa’ya aykırı maddeyi derhal değiştirmeye ve zorunlu emeklilik uygulamasını kaldırmaya, emekliliği herkes açısından gönüllü bir tercih olarak tanımlamaya çağırıyoruz. Eğer zorunlu emeklilik kaldırılmazsa bu yasayla birlikte binlerce işçi arkadaşımız emekliye ayrılacak isteği dışında ve böylelikle de çok ciddi bir gelir kaybına uğrayacak.
Bu yüksek enflasyonda, binlerce işçi ve ailesi açlığa mahkûm edilecek: Çünkü yine hepimizin bildiği gibi, 2008 yılında yapılan düzenlemeyle emekli aylıklarının bağlama sistemi değişti. Aylık bağlama oranları düşürüldü. Emekli aylıklarının alt sınırı kaldırıldı ve emekli aylıklarının büyümeden, milli gelir artışından emeklilerin aldığı pay yüzde 100’den yüzde 30’a geriledi. O nedenle sistematik bir biçimde emekli aylıkları bugün asgari ücretin bile altına gerilemiş durumda. Eğer bu zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılmazsa EYT düzenlemesiyle beraber binlerce işçi arkadaşımız mecburen emekli olacak ve aldıkları aylıklar, şu an aldıkları bu düşük aylıkların, açlık sınırının bile altındaki ücretlerin de yarısına düşecek. Bu yüksek enflasyonda, bu yoksullukta, bu geçim derdinde binlerce işçinin ve ailesinin açlığa mahkûm edilmesi demektir bu. O nedenle hemen, derhal bu Anayasa’ya aykırı olan zorunlu emeklilik uygulamasını kaldırmaya çağırıyoruz iktidarı.
Emeklilik gönüllü bir hak olarak tanınmalı: EYT düzenlemesi hemen çıkartılsın. EYT mağduriyeti sona ersin. Zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılsın. Emekli aylıkları insanca yaşayacak bir düzeye yükseltilsin. En düşük emekli aylığı en azından asgari ücret düzeyine yükseltilsin, diyoruz. Bir de bu 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilmeyen, hâlâ hastanelerde, yemekhanede, laboratuvarda, görüntülemede taşerondan çalışan işçi arkadaşlarımızın, belediyelerde ‘Kadro verdik’ dedikleri ama hâlâ belediye şirket işçisi olarak çalışan on binlerce işçi kardeşimizin kadrolu, güvenceli çalışma hakkı derhal verilmelidir, diyoruz. Tüm taşeron işçilere amasız, fakatsız, hiçbir gerekçe olmaksızın kadro verilmesi ve taşeron çalıştırmanın son bulması için mücadele veriyoruz. Bugün de burada, emekliliğin bir hak olduğunu ve bir gönüllü tercih olduğunu hatırlatıyor, EYT mağduriyetine son verilmesi ve zorunlu emeklilik uygulamasıyla binlerce işçi kardeşimizin istemediği hâlde emekli olarak açlığa mahkûm edilmesine yol açacak olan bu düzenlemenin derhal iptal edilmesini ve emekliliğin gönüllü bir hak olarak tanınması gerektiğini ifade ediyoruz.
Emeğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağız: Buradan son kez bu ülkede yaşayan, bu ülkenin dört bir yanında bütün iş kollarında, hastanelerden belediyelere, fabrikalardan atölyelere, alışveriş merkezlerinden plazalara kadar Türkiye’nin dört bir yanındaki iş yerlerinde çalışan ve bu ülkenin tüm değerlerini üreten işçi sınıfı olarak yaşadığımız her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı yan yana, omuz omuza mücadeleyi yükselteceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Tüm iş yerlerinde çalışan işçi kardeşlerimizi de sendikalı olmaya, DİSK’li olmaya ve DİSK’e bağlı sendikaların çatısı altında bu insanca yaşam mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz. Hep birlikte inanıyoruz, biliyoruz ki, bu ülkede, bu topraklarda eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve kardeşlik içinde yaşayacağımız, ürettiğimiz değeri hakça paylaşacağımız adaletli bir sistemi, emeğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağız diyorum.”
Senem: Sendikalarla paylaşılan hiçbir taslak yok
DİSK adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan İstanbul Şube Başkanı Feridun Senem de “Türkiye’nin dört bir yanında taleplerimizi iş yerlerimizden haykırmak için bir araya geldik” dedi. Senem, şunları söyledi:
“EYT’liler olarak adlandırılan ve iş gücünün çok büyük kısmını ilgilendiren bir düzenleme Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde yürütülmeye devam ediyor ancak bugüne kadar sendikalarla EYT konusunu ülkemizin gündemi hâline getiren, EYT dernekleri ile paylaşılan hiçbir taslak yok. Daha önce ‘Seçimi kaybetsek bile EYT çıkmayacak’ diyen hükümet, seçimlerin yaklaştığı bu dönemde EYT ile ilgili çalışmaları kapalı kapılar ardında görüşmeye devam ediyor. Kamuoyundan, sendikalardan gizlenerek yapılan düzenlemelerden bize bir fayda çıkmayacağını 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçiş sürecinde yaşadık. Yaklaşık 5 yıl önce yaşanan bu geçiş sürecinin hâlâ sıkıntılarını yaşıyoruz. Bugün buraya toplanmamızın nedeni de kadroya geçiş sürecinde bir gecede, OHAL KHK’sı ile ‘Ben yaptım oldu’ diyerek yapılan düzenlemedir. Taşerondan kadroya geçen işçiler dışında hiçbir çalışana uygulanmayan, Anayasa’da yer alan başta eşitlik ilkesi olmak üzere çalışma hakkı, sosyal güvenlik hakkı gibi temel değerlere aykırı bir düzenleme ile getirilen zorunlu emeklilik düzenlemesi bizleri bugün bir araya getirdi.
Personel eksikliği ile iş yükünü daha da artıracak: On binlerce kamu işçisi zorunlu emeklilikle karşı karşıya. Zorunlu emeklilik, kamuda çalışanların sosyal güvenlik kurumlarından emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazandıkları tarihte kendi iradeleri dışında emekli edilmeleridir. EYT’nin görünmeyen bir yüzü de zorunlu emeklilik tehlikesidir. EYT kapsamına giren bazı arkadaşlarımız hemen emekli olmak isterken bir bölümü ise istemiyor. Çünkü ciddi gelir kaybı yaşayacağız. Yaşayacağımız gelir kaybı yanında bir diğer sorun ise hastanelerde yaşanan personel eksikliğinin daha da artacak olmasıdır. Zorunlu emeklilikle yaşanacak personel eksikliği hâli hazırda zaten fazla olan iş yükünü artıracağı açıktır. Bu sistem 2017 yılında çıkarılan 696 sayılı KHK ile kadroya geçen taşeron işçiler için zorunlu hâle getirildi.
Emekli olduğumuzda hâlen aldığımız ücretlerin yarısını bile almamız zor: Bu nedenle EYT düzenlemesi çıktığında kamuda 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçiler olarak resen emekliye sevk edileceğiz. Bu durum bizim için büyük gelir kaybı anlamına gelecek. Bugün 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu’na göre emekli olanların aylıkları üç ayrı bölüm halinde hesaplanıyor. 2000 öncesi çalışmalar, 2000- 2008 arası çalışmalar ve 2008 sonrası çalışmalar. Bu hesaplama yüzünden çalışmasının çoğunluğu 2000’li yıllarda olan bizler için büyük mağduriyet yaşanacağı açıktır. Prime esas kazançları düşük ve prim gün sayıları sınırlı olan 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilen işçiler olarak zorunlu olarak emekli edildiğimizde emekli aylıklarımız 3 bin 500 TL civarında olacak. Emekli olduğumuzda hâlen aldığımız ücretlerin yarısını bile almamız zor.”
“Emekli maaşları insanca yaşamaya yetecek ücret olmalıdır”
Ferudun Senem, taleplerini ise şöyle sıraladı:
“Zorunlu emeklilik Anayasa’ya aykırıdır. Aynı iş yerinde yan yana, aynı statüdeki iki işçi için yapılan farklı uygulama Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
Zorunlu emeklilik uygulaması derhal kaldırılmalıdır. SGK’ya kayıtlı bütün çalışanlar için emeklilik isteğe bağlı bir hak iken 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçen işçiler için zorunlu olması kabul edilemez.
Emekli maaşları insanca yaşamaya yetecek ücret olmalıdır. Emekli maaşı bağlanma oranları artırılmalıdır.”
Bakan Bilgin, aralık sonu demişti: EYT yine rötar yiyebilir
EYT'linin maaş hesabında 4 kriter
CHP'li Bulut’tan Bakan Bilgin’e: EYT’yi ikiye bölmeye çalışıyorsunuz