Depremzede aile 3 yıldır çadırda kalıyor: "Tir tir titriyorum üç battaniye ile yatıyoruz"

Osmaniye'nin Kadirli ilçesi Yukarıçiyanlı Köyü'nde 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan emekli Fevzi Kızılgül, eşi Zöhre Kızılgül ile birlikte geçirdikleri üç yıllık çadır hayatını anlattı.

Kızılgül, çadırda yaşadıkları hijyen ve konfor sorunlarını dile getirirken, evini yaptıramama nedeninin hem mirasçıların imza vermemesi hem de düşük emekli maaşı olduğunu belirtti. Kızılgül, "6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde evim yıkıldı. Üç yıldan beri çadırda duruyorum. Çadır akıyor, karasinek var, sivrisinek var, fare var; onlardan yatamıyorum. Evi de mirasçılarımdan imza alamadığım için yaptıramadım. Üstelik Bağ-Kur emeklisiyim, param da yok. 16 bin 800 lira veriyorlar, yaptırsam zaten 3 yıldan beri yaptırırdım. Ancak ihtiyaçlara yetiyor. Bir kilo et bin 600 lira. Eti nasıl alayım kardeşim? Et almak kolay mı? En son Kurban Bayramı'nda kurban kestim o zaman yedim" dedi.

"'TOKİ EVLERİNİ YAPIYORUZ' DİYORDUNUZ, HANİ NEREDE KALDI?"

Kış aylarında yaşadıkları soğuk sorununun dayanılmaz olduğunu aktaran Kızılgül, akşamları elektrikli soba yakarak ve üçer tane battaniyeyle yatarak hayatta kalmaya çalıştıklarını söyledi.

Fevzi Kızılgül, çadırda geçirdikleri uzun süreye tepki göstererek yetkililere seslendi:

"Akşamları fermuarı çekiyoruz, bir de elektrikli soba var, onu yakıyoruz, öyle duruyorum. Çadırda tir tir titriyorum. Donduğumuzda üç battaniye ile yatıyoruz. Üstümüzde üçer tane battaniye var. Sayın Bakan Murat Kurum size sesleniyorum 'TOKİ evlerini yapıyoruz' diyordunuz, hani nerede kaldı? TOKİ'ye başvurdum. 'Köyde duranlara şehirden ev yok' dediler. Yerinde dönüşüm de yaptıramıyorum. Sayın Bakan ne yapmak istiyorsunuz? Böyle üzmeye mi çalışıyorsunuz? Halimiz ne olacak? Üç yıl oldu."

Depremzedeler çıksın diye elektrikleri kestiler! Kış günü çocuklarımızla ne yapacağız?

"BİR AĞLIYORUM, BİR ALLAH'A YALVARIYORUM"

Eşi Zöhre Kızılgül ise 'üç yıldır ağlayarak, sürünerek yaşadıklarını' ifade ederek, çadırın soğuk olduğunu söyledi. Zöhre Kızılgül, "Bir ağlıyorum, bir Allah'a yalvarıyorum, öyle zamanım geçiyor. Yetkililer, ne ellerinden geliyorsa onu yapsınlar. Ev gerek, tek bir oda olsun da ev olsun" dedi.