Boğaziçi akademisyenlerinden atanmış yönetim hakkında suç duyurusu
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, 15 Temmuz 2021 tarihinde görevden alınan atanmış rektör Prof. Dr. Melih Bulu, yardımcıları Prof. Dr. Naci İnci, Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez, Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve YÖK başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç hakkında görevlerini açıkça kötüye kullandıkları gerekçesiyle 16 Temmuz 2021’de suç duyurusunda bulundu.
Bahsi geçen isimlerin kamu görevlileri olarak kanunda kendilerine verilen görev ve yetkilerden şahsi emelleri için yararlandıklarını, görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olacak şekilde idari işlemler, eylemler gerçekleştirdiklerini ifade eden Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, atanmış yönetimin tüm bu eylemlerinin önemli bir kısmının Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu’nu ele geçirmeye yönelik olduğunu da belirtti.
Akademisyenlerin suç duyurusunda bulunduğu gün, 15 Temmuz 2021 tarihinde görevden alınan atanmış rektör Melih Bulu’nun yerine Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne vekaleten atanan Naci İnci, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim görevlisi Can Candan’ı asılsız gerekçelerle usulsüz bir şekilde görevden almıştı.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin yaptığı açıklama şöyle:
Basına ve Kamuoyuna
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak demokratik, özgür ve özerk üniversite talebimizi farklı yollarla dile getirmeye ve hukuk mücadelemize devam ediyoruz.
Bu kapsamda daha önce Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararı ve üniversitemiz bünyesinde iki yeni fakültenin kurulma kararlarının iptali için Danıştay’a; ayrıca kurulmuş olan Hukuk Fakültesine YÖK tarafından yapılan dekan atamasının iptali için de İdare Mahkemesi’ne başvurularımızı yapmıştık. Sonrasında YÖK ve üniversitenin yeni yönetimince alınan hukuksuz kararların yürütmelerinin durdurulmalarını talep etmek amacıyla 21 Mayıs 2021 tarihinde üç başvuru daha gerçekleştirdik. Bunlardan birincisi kuruluş kararının yasal olmadığı gerekçesiyle Danıştay’a başvuruda bulunduğumuz İletişim Fakültesi’ne rektörün vekaleten dekan olarak atanması kararının iptali içindi. İkinci başvuruda Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Muzaffer Eroğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne hukuken tartışmalı olan görevlendirilmesinin iptalini talep ettik. Üçüncü başvuruysa Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Muzaffer Eroğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin senatörü olarak atanmasının iptali talepliydi. Bunlara ek olarak, üniversitenin yeni yönetimince senatoda yeterli oy çokluğuna ulaşarak, bir anlamda yasadışılıklarını yasallaştırma çabası olarak nitelenebilecek olan mükerrer oy kullanma hukuksuzluğunu gerçekleştirdikleri, 23 Haziran 2021 tarihli senato toplantısında alınan kararların yürütmelerinin durdurulmalarını talep ettiğimiz bir başvuruyu daha 13 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirdik.
'Zararlara neden olacağı açıktır'
Yapılan usulsüzlüklerin üniversitemiz bünyesinde telafisi güç, hatta imkânsız zararlara neden olacağı açıktır. 15 Temmuz 2021 tarihinde görevden alınan Prof. Dr. Melih Bulu, yardımcıları Prof. Dr. Naci İnci, Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez, Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve YÖK başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç gerçekleştirdikleri işlemlerle görevlerini açıkça kötüye kullanmışlardır. İşbu kamu görevlileri, Kanun’da kendilerine verilen görev ve yetkilerden, şahsi emelleri için yararlanmışlar, görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olacak şekilde idari işlemler, eylemler gerçekleştirmişlerdir. Bu eylemlerin önemli bir kısmı Üniversite Senatosu ve Üniversite Yönetim Kurulu’nu ele geçirmeye yöneliktir. Saymak gerekirse;
1- 3 Şubat tarihinde, Boğaziçi Üniversitesi adına iki yeni fakültelerin kurulmasına yönelik olarak teklif yazısını YÖK’e gönderen Boğaziçi Üniversitesi rektörü, Üniversiteyi temsil görevini kötüye kullanmıştır. Zira yazılan teklif yazısı, ÜYK'dan ve senatodan gizlenerek ve Senato ve ÜYK üyelerinin yetkileri gasp edilerek hazırlanmış ve sonrasında da YÖK’e iletilmiştir. Rektör Senato veya ÜYK’dan böyle bir teklif kararı alamayacağı için gayrimeşru yollara girişmiştir.
2- Hukuk Fakültesi’ne Marmara Üniverstesi’nden bir akademisyenin görevlendirilmesi talebini YÖK’e gönderen, bu teklifi ÜYK'dan gizleyen rektör suç işlemiştir. Boğaziçi ÜYK’sının görevlendirmeye dair görüşü alınmamasına ve kararı olmamasına rağmen YÖK Başkanı görevlendirmeye onay vererek bu suça ortak olmuştur.
3- Üç rektör yardımcısının, ÜYK'nın karar alma yetkisini gasp etmek için Hukuk Fakültesi'ne atanması ve rektör yardımcıları ile atanmış dekanın usulsüz bir şekilde fakülte yönetim kurulunu oluşturup Muzaffer Eroğlu’nun görevlendirilmesine dayanak yönetim kurulu tutanağının usulsüz bir şekilde düzenlemesi, rektörün bu yönetim kurulu tutanağını destekleyen belge yaparak Muzaffer Eroğlu’nun Üniversite’de görevlendirilmesini istemesi suretiyle birden fazla defa görev kötüye kullanılmıştır.
4- Hukuk Fakültesi'ne usulsüz bir şekilde görevlendirilen Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Muzaffer Eroğlu, yine aynı hukuksuz amaçlar ve görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacak işlemlerle Boğaziçi Üniversitesi Senatosu’na seçilmiştir.
5- Son 4 ay içinde Enstitü ve Fakülterlerde müdürlük ve dekanlık gibi yönetici pozisyonlarına olağan dışı şekilde, asaleten atama imkanı varken vekaleten atama mekanizması işletilmiş ve bu kadrolara rektör yardımcıları atanmışlardır. Amaç üniversite üst yönetimini ele geçirmek ve bu makamların Kanun’dan kaynaklı görev ve yetkilerini belirli kişilerin kullanmasını sağlamaktır. YÖK Başkanı bu atama ve görevlendirmelere onay vermiştir.
6- Atanmış rektörün yönettiği Senato toplantılarında Boğaziçi Üniversitesi Senatosunun önceden beri uygulanagelen toplantı usulleri sebepsiz yere devre dışı bırakılmış, Senato üyelerinin gündeme madde ekleme imkanları fiilen ortadan kaldırılmıştır. Senato tutanakları, senato temsilcilerine hiç yada gereği gibi gönderilmemiştir. Rektör Bulu, toplantıya katılma ve oy kullanma hakkı olmayan kişilere oy kullandırmış, vekaleten temsil edilen makamlar adına da oy kullandırarak Senato toplantılarını hukuken sakatlamıştır. ÜYK’da boş olan bir koltuğa seçim yapılması aylarca senatörler tarafından gündeme getirilmek istenmesine rağmen gündeme getirilmemiştir. Yeterli dışarıdan ve vekaleten atama sağlandığı düşünüldüğünde gündema alınarak yapılan bir senato toplantısında Üniversite Yönetim Kurulu’na usulsüz olarak kullandırılan oylarla üye seçtirmiştir.
Yapılan tüm bu işlemlerle TCK m.257, açıkça ve birden fazla defa ihlal edilmiştir. Görevlerini defaatle kötüye kullanmış olan Prof. Dr. Melih Bulu, Prof. Dr. Naci İnci, Prof.Dr. Fazıl Önder Sönmez, Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve YÖK başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç suçludur ve cezalandırılmalıdır!
Son olarak, yukarıda belirttiğimiz görevi kötüye kullanma suçlarının faillerinden Prof. Dr. Naci İnci Yükseköğretim Kurumu tarafından 15 Temmuz 2021 tarihinde, Prof. Dr. Melih Bulu’dan boşalan üniversitemiz rektörlük makamına vekalet etmeyle görevlendirilmesinden bir gün sonra, Yükseköğretim Kurumu’nun 15 Temmuz 2007 tarihli ilanına başvuru yapacağını üniversite kamuoyuna elektronik posta iletisiyle 16 Temmuz 2021 tarihinde bildirmiştir. Kendisine Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan tüm rektör atamalarının hukuksuzluğunu ve Anayasaya aykırılığını bu vesileyle bir kez daha anımsatmak isteriz.
Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri
Avukat Fırat Kuyurtar’ın görüşü:
2 Ocak 2021’den bu yana, ülkemizin en değerli kamu kurumlarından biri olan, tüm toplum için değer üreten, yüksek kamu yararı gereği korunması, başarılarının sürdürülebilirliğinin sağlanması için destek verilmesi beklenen Boğaziçi Üniversitesi, bunun tam aksine eylemlerle, siyasal iktidar tarafından görevlendirilen yöneticilerin pervasız işlemleri ile büyük bir yıkıma sürüklenmekte.
Atanmış/görevlendirilmiş yöneticiler, Kanun’la kendilerine verilen atama, görevlendirme, toplantı yapma, toplantılarda oy kullandırma, ders açmaya onay verme, sözleşmeli ve emekli personelin görevine devam etmesine onay verme gibi görev ve yetkilerini kendileri veya ‘birileri’nin çıkarlarına uygun kararlar almak için kullandılar ve kullanmaya da devam ediyorlar. Tek ölçütleri, kendilerini görevlendirenleri memnun etmek. Haliyle bu motivasyonla hareket etmenin doğal neticesi, Boğaziçi Üniversitesi’nde başta öğretim elemanları, öğrenciler, mezunlar ve çalışanlar olmak üzere tüm kamunun zararına işler yapmak oldu. TCK m.257, yukarıda açıkladığım bu eylemleri görevi kötüye kullanmak olarak tanımlamakta.
Senato’da, Üniversite Yönetim Kurulu’nda görev alan hocalarımız, her gün rektörlük binasına sırtlarını dönüp çeşitli şekillerde protestolarını gerçekleştiren hocalarımız, öğrenciler, mezunlar, diğer muhalif çevreler yapılan hukuksuzlukları defalarca dile getirdiler. Senato ve ÜYK’da Kanun’un uygulanmasını talep eden hocalarımız muhalefet şerhleri yazıp, yaptığınız yanlış dediler. Tüm bunlara karşın atanmış idareciler ise hukuksuzlukta sonuna kadar ısrar ettiler. Bir hukuk devletinde olma iddiamız Anayasal düzeyde halen devam ettiğine göre, herkesin yaptıklarının sonuçlarına katılması gerekiyor. Gayrimeşru amaçların gerçekleştirilmesi için görevli oldukları konularda kamu zararına işlem yapan idareciler hakkında bu nedenlerle suç duyurusunda bulunduk.
YÖK Başkanı Saraç ile Erdoğan arasından 'Bulu' anlaşmazlığı: Ayrılık hazırlığında
Boğaziçi eylemlerinde şiddet uygulayan polislere soruşturma yolu açıldı
Melih Bulu'nun ardından onlar da küme düştü
Boğaziçi'nde ilk rektör adayı belli oldu