Barolar Birliği zeytinliklerin söküldüğü bölgeye gitti: Ağaç taşınmaz hafıza yerine konmaz

Barolar Birliği zeytinliklerin söküldüğü bölgeye gitti: Ağaç taşınmaz hafıza yerine konmaz
Barolar Birliği maden için talan edilen zeytinlik bölgesinde inceleme yaptı. TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kemal Aytaç, " İdarenin sessizliği izin anlamına geliyor, ormanlık alanlar bedelsiz şekilde şirketlere devrediliyor." eleştirisinde bulundu.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kemal Aytaç, beraberindeki İzmir, Muğla, Aydın Baro Başkanları ile İstanbul Barosu Çevre Komisyonu üyeleriyle birlikte, Muğla’nın İkizköy Mahallesi’nde yer alan Akbelen Ormanı’ndaki zeytinlik alanların madenciliğe açılmasına karşı yürütülen direnişe destek verdi.

HEYETTEN YERİNDE İNCELEME VE DESTEK MESAJI

Heyet, köylülerle birlikte sahada incelemelerde bulunduktan sonra, zeytinliklerin sökülmesine yönelik uygulamaları kınayarak kamuoyuna açıklama yaptı. Açıklamada, zeytin ağaçlarının meyveleri üzerindeyken 15 Eylül sabahı kökünden söküldüğü, güvenlik güçlerinin sert müdahalede bulunduğu ve bazı muhtarların gözaltına alındığı hatırlatıldı.

“AĞAÇ TAŞINMAZ, HAFIZA YERİNE KONMAZ”

kemal-aytac-tbb-001.jpg

TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Kemal Aytaç, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Torba yasalarla yönetilen bir ülkede, 7554 sayılı yasa ile hukuk devleti şirket devletine dönüşüyor. İdarenin sessizliği izin anlamına geliyor, ormanlık alanlar bedelsiz şekilde şirketlere devrediliyor. Ağaç yerinden taşınamaz, hafızanın yeri değiştirilemez, ekosistem telafi edilemez.”

Aytaç, ÇED sürecinin sadece formaliteden ibaret kaldığını ve ruhsatların çok önceden dağıtıldığını ifade etti. Ayrıca, yargı kararları beklenmeden alanda iş makinelerinin çalışmaya başladığını belirtti.

ANAYASA VE ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

Aytaç, yürürlükteki uygulamaların birçok hukuki normu ihlal ettiğini şu sözlerle dile getirdi:

“Bu uygulamalar yalnızca idari usulsüzlük değil; aynı zamanda
– Anayasa’nın 56. maddesi (sağlıklı çevrede yaşama hakkı),
– 169. maddesi (ormanların korunması),
– Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve
– Aarhus Sözleşmesi’ne açıkça aykırılık teşkil etmektedir.”

“TÜM FİİLİ UYGULAMALAR DERHAL DURDURULMALI”

TBB adına açıklamalarda bulunan Aytaç, sürece ilişkin talepleri şöyle sıraladı:

Akbelen’de sürdürülen tüm fiili müdahalelere derhal son verilmelidir.

7554 sayılı torba yasa geri çekilmeli veya iptal edilmelidir.

Sahadaki kolluk kuvvetleri, şirketin değil hukukun ve halkın yanında yer almalıdır.

“KÖMÜRE SADIK ENERJİ POLİTİKASI GELECEĞE İHANETTİR”

Aytaç, iklim krizine duyarsız ve fosil yakıtlara bağlı enerji politikalarının sürdürülebilir olmadığını belirterek, Akbelen’deki madencilik ısrarının gelecek nesillere karşı sorumsuzluk olduğunu vurguladı.

Açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“İkizköylülerin ve halkımızın yanındayız. Bizler hukukun, bilimin ve yaşamın safındayız. Doğaya, insana ve hukuka karşı yapılan hiçbir uygulamanın destekçisi olmayacağız.”

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi