Bakan Pakdemirli: Anayasanın 169. maddesinin istisnaları var, turizm alanı ilan edilecekse edilir
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy; Muğla’nın Milas ilçesinde Yangın Koordinasyon Merkezi’nde konuştu.
Pakdemirli: Rüzgar, termik santral yönünde esmiyor
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli şunları söyledi:
Milas yangınına da müdahale ediyor olacağız, Seydikemer'de iki yangın devam ediyor, Muğla üzerinde. Ancak bunların, diğer saydığım yangınlara göre ciddiyeti daha az. Manavgat yangını halen devam ediyor. Bugün itibarıyla Gündoğmuş'un tahliye edilmesi söz konusu oldu. Gündoğmuş yangını devam ediyor. Tunceli Hozat, yeni bilgi geldi şu anda kontrol altına alındı. Şu anda ana odak olarak Muğla ve Antalya yangınları devam ediyor. Çok kısa bir süre önce aldığımız haberle de Isparta'da Sütçüler mevkisinde saat 11.30 sularında bir yangın daha çıktı. Ona da hemen 1 uçak, 15 arazöz ve 200'ün üzerinde personel sevk ettik, burada da çalışmalara başladık. İlerleyen saatlerde bununla alakalı da gerekli çalışmaları ve gerekli bilgileri veriyor olacağız.
Termik santralle ilgili 'risk altındadır' veya 'değildir' gibi bir durum meydana geldi. Sayın Bakanımızla geldiğimizde akşam saatlerinde bilgisayarda matematiksel modelleme ile baktığımızda, rüzgar durumuna baktığımızda bir risk görünmemekle beraber hem yangının hem de termik santrallerin özelinde bir ziyaret gerçekleştirdik. Şimdilik orada bir problem görünmüyor. Rüzgar da o yönde esmiyor. Bir problem yok, ilerleyen saatlerde bir değişiklik olursa bununla ilgili de karşı ateş ve diğer tekniklerle müdahale etmek için arkadaşlarımız gerekli tahkimatı yaptı. Bununla ilgili bir değişiklik olursa ilerleyen saatlerde bilgi veririz. Ancak şu anda inşallah olmayacak diye düşünüyoruz.
'Yerleşim yerlerinin güvenlik altına alınması belediyenin işi'
Meteorolojik olarak yarın yine tüm zamanların en düşük nemiyle, yüzde 8 gibi bir nemle karşı karşıya kalacağız. Normal şartlarda, yaz mevsimde yüzde 30'un altında bir nemin ne Antalya ne de Muğla'da olmaması gerekir diye düşünüyoruz ama şartlar bunu gerektirdi. Bu zorlu şartlar altında mücadelemiz devam ediyor. Devlet, tüm kamu kurumları, belediyeleri, jandarması, AFAD'ı, UMKE'si, sağlık ekipleriyle, en başta kahraman ormancılarıyla buna müdahale ediyor. Üç bakan burada. Tüm yangınlar sönene, vatandaşımız eski, normal hayatına kavuşana kadar burada çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız. Tüm bu yangınlara 16 uçak, 9 İHA, 51 helikopter, 1 insansız helikopter, 850'nin üzerinde arazöz, 150'nin üzerinde iş makinesi ve 5 binin üzerinde tüm kamu kurumlarından personelle müdahalelerimiz devam ediyor. Uçaklar konusunda alan çok yaygın olduğu için vatandaşlar semaya baktığında çoğunlukla gözleri uçak arıyor ama arazi yaygın, defalarca da sortiler yapılıyor.
Muğla'da sabahtan binden fazla helikopter sortisi ve 3 bin tondan fazla su atıldı. Yerleşim yerleri odaklı gidiyoruz, maalesef ormanlarımızı bırakmak durumunda kalıyoruz. Marmaris özelinde yangında da çok ciddi yerleşim yeri tahkimatı ile çalıştık. Yerleşim yerlerinin güvenlik altına alınması belediyenin işi. Belediyelerimizin bunları tahkimatı konusunda ormanla iş birliği içinde ileriye dönük tedbir alınması gerekir diye düşünüyorum.
'Turizm alanı ilan edilecekse edilir'
İlk yağmurlarla dikime başlıyoruz. Anayasanın 169. maddesi asla ve asla orman alanları daraltılamaz diyor, bunun istisnaları var. Bu istisnaların içinde rahmetli Özal'dan beri 40 yıldan beri olan konu, turizm alanı tahsis edilecekse edilir. Kurumlardan görüş alınır, turizm alanı ilan edilecekse edilir. Bunun için ormanların yakılması gibi spekülasyonların yapılması yanlıştır. Bir genel başkanın söylemesi üzücüdür. Ormanları kimse yakamaz, böyle hainler varsa cezasını adli merciler verecektir. Provokasyonlara dikkat etmemiz lazım.
Amfibik dediğimiz hem karada giden hem de suda yüzen demektir, suyu toplar, alır, sonra da iniş yapacağı noktaya gider ve atışını yapar. Amfibik uçaklar tercihimiz. Rusya, Azerbaycan, İspanya gibi ülkelerden gelen yardım taleplerine 'tamam' dedik. Bu yardımlar yavaş yavaş geliyor. Gelen pilotların bizim sistemimize adapte olması zaman alıyor. Her uçağın faydası var burada. Her gelen yardımı kabul etmiyoruz. Çünkü 5 tonun altında su atan uçaklar bizim uçuş patentinde de kalabalık meydana getirebiliyor. 5 ton ve üzeri su atan, tercihen amfibik uçakları tercih ettik. Hala uçaklar gelmeye devam ediyor. Sahada çalışan 16 uçak, 51 helikopter var. İHA'larımız, insansız helikopterlerimiz var.”
Soylu: Buradan rant sağlarım düşüncesi sapkın bir düşüncedir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise şöyle konuştu:
“Devletin bütün kurumları ayırt etmeden söylüyorum, yangınların bir an önce söndürülebilmesi için çaba sarf ediyor. Pandemi geçirdik, tüm sağlık çalışanlarımıza moral verdik. Şimdi de buranın önde gelen kahramanları var, ormancılar... Ateşin üzerine giden insanlar. Hepimizin ciğerleri yanıyor, doğru. Bir ağaç büyütmek için çaba sarf eden ormancıların bedenleri yanıyor. Bir vekilin paylaşımını gördüm, üzüldüm. 'Geldim bir ormancı görmedim.' Göremezsin tabi, ateşin içinde ormancı. Dün 13 ormancı Antalya'da yangının ortasından alındı, kahramanlarımız kurtuldu dedik.
Buradan rant sağlarım düşüncesi sapkın bir düşüncedir. 2 selfie çekmekle sanki yangın söndürülüyor. Buradan herkese siyasi parti gözetmeksizin söylüyorum, herkesin bu konuda kahramanlarımızın morallerini yükseltmek görevimizdir. Ana muhalefet partisi genel başkanından istirhamımız var. Eksiği söylersem, tweete yazıp şu da şöyleydi dersem sorumluluk mu bu? Sorumsuzluktur. Onlar da canhıraş mücadele ediyor, görmüyor muyum?
Sosyal medyada herkes elinden geleni ardına koymuyor. Sosyal medyada yüzde 90'ı yalandır. İşi olan insanları yangını söndürmeye çalışıyor, işi olmayan insanlar dedikodu yapıyor. Ormanlık alanlarda gezip selfie çekmeyin. Arkadaşlarımızın moralini bozuyor. Araya nifak sokup milletin çalışma güdüsünü aşağıya almayalım. Sayın Genel Başkan 'hadsizler' diyorsunuz. Neyin hadsizliği var burada.
Sosyal medyada bu işi körüklemeye çalışan yurtdışından yeni açılmış hesaplar var. Halkı korkutmak, nefret yaratmak için yapıyorlar. Gereğini yapıyoruz. Yüzlercesini tespit ettik.
Yerleşim yerlerine girmeden çoğu yangın başarıyla durdurulmuştur. Bu önemli bir şeydir, bu rüzgara rağmen, bu sıcaklığa rağmen. 8 yerleşim yeri tamamen boşaltılmıştır tedbiren. Allah'a şükür can kaybı yok. Börtü böcekten hayvanlara kadar kaybımız oldu, bunu da atlamamak lazım. İnsan canı kaybolmuş değildir. 5 yerleşim yeri de kısmen boşaltılmıştır. 70'in üzerinde bina kullanılamaz haldedir.
Vatandaşımızın morali bozulacak diye üzülüyoruz. Tekrar istirham ediyorum. Sosyal medyayla ilgili son bir şey söylemek istiyorum. Bir kamplaştırma oluşturmak istiyorlar. Lütfen bu nefret dilinden, bu öfke dilinden uzak duralım. Siyasetçiler çok siyaset yapmak istiyorlarsa, ki ben de siyasetçiyim, bunu yangında yapmasınlar. Bazen beklediğimizden fazla yardım geliyor. Bunları konuşlandırabileceğimiz bir yer, kurumlarımız bunu koordine ediyor. Neye ihtiyaç olduğu açıklamasını AFAD'dan ve Valiliklerden bildireceğiz. Neye ihtiyacımız var, neye yok, bunu hep birlikte ortaya koyacağız. Tarım ve hayvancılık hasarları olsun, kimseyi yalnız bırakmayacağız.
Cumhurbaşkanımız da kamuoyuna bilgi verdiğinde özel ekip kurulduğundan bahsetmiştik. 300'e yakın ihbar geldi. Bu ihbarların hepsiyle tek tek ilgileniyoruz. Yangına neden teşkil eden meseleler var. Gözaltında olanlar var. Yargımız kararını verecek. Sabotaj, dikkatsizlik, terör... Bunların her biriyle ilgili yaptığımız çalışmalar, bildiklerimiz var, teşebbüs etmeye çalışanlar var. Terör örgütü PKK, 3 yıldan beri ekonomik tesisler, ormanlar, vatandaşlarımızın araçları dahil olmak üzere hedef aldığı yerleri yakmak konusunda Kandil'den talimat alıyor. Bu açık ve nettir. Yılbaşından beri 300'ün üzerinde eylem engellenmiştir. Özel ekiplerin çalışmaları devam ediyor. Bir vilayetimizde kendisine para aktarıldığını ifade eden bir kişi ele geçirilmiş ve yargıya teslim edilmiş ve tutuklanmıştır. Biz bunun nereden beslendiğinin arkasını iyi değerlendirdikten sonra anlayış ortaya koyabiliriz. Birileri bize birbirimize kışkırtmak istiyorlar. Bir ilçemizde oldu. 'Şunlar yaktı, linç edelim'. Yardım etmeye gelenler ve anneleri. Hiç alakaları yok. Bir kaosla karşı karşıya kalınacaktı. Yanlış bir istihbarat kaynağı ile bizi yanıltmaya çalışanların da oyununa düşmeyiz. Muğla'da yaklaşık 10 bin vatandaşımızı bulunduğu konutlardan tahliye ettik. Çadır ve konteyner ihtiyaçları, bunların tamamı tarafımızca karşılanacaktır.”
Ersoy: Orman haline gelmesi kanundur, mecburiyettir, zorunluluktur
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise şu açıklamayı yaptı:
“Yangınla mücadele tweetle olmuyor, bizzat sahada operasyonun içinde olarak oluyor. Özellikle sahanın içinde mücadele eden arkadaşlarımız, ilgili kurumlarımız işini çok iyi biliyorlar. Onların en çok ihtiyacı olan şey motivasyon. Yanan orman arazilerinin herhangi bir sebeple, Anayasa, kanunlar gereğince yapılaşmaya veya başka amaçla tahsisi mümkün değildir. Yanan araziler öncelikli olarak tekrar orman arazileri ağaçlandırılır, orman haline gelmesi kanundur, mecburiyettir, zorunluluktur."