Bakan Bozdağ'dan yargı kararlarına 'temiz dille eleştiri' çağrısı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adalet Bakanlığı, 81 ilin başsavcıları, Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) başsavcıları ve Bölge İdare Mahkemesi (BİM) başkanlarının katılımıyla 7-8 Ekim'de İzmir'de gerçekleştirilecek Yargı Teşkilatı Toplantısı'nın açılışına katıldı. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'in de katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, toplumda 'adaletin' önemine vurgu yaptı. Bakan Bozdağ, "Politikalarımızı yargıda görev yapan hakim, savcı ve avukatların ve yargıdan her kesimin ortaya koyduğu görüşlerden Türkiye'mizin birikimine değer vererek oluşturuyor, geliştiriyor ve gereken adımları atıyoruz. Bundan sonra da istişare esaslı yolumuzu aydınlatmaya, adalet politikalarımızı geliştirmeye devam edeceğiz" dedi.
"Hak arayana hakkını teslim etmek kadar kıymetli bir şey olamaz" diyen Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
"Adaleti sadece mahkemelere bırakırsak yanlış yaparız. O nedenle adaleti ayakta tutmak 85 milyon her insanımızın ortak görevidir. Adalet, aile reisinin veya herhangi bir yöneticinin, hakimin, savcının, avukatın ikramı ve ihsanı değildir. Adalet, vatandaşın bizden talep ettiği hakkıdır."
'8 milyon davanın 6 milyonu karara bağlandı'
Yargıya olan güveni daha ileriye taşımak istediklerini belirten Bakan Bozdağ, yargı hizmetlerinin bağımsız ve tarafsızlığı yanında adil kararlarla yoluna devam etmesinin, yargıya güveni ve memnuniyeti arttıracağını kaydetti. Bakan Bozdağ, "2021 verilerinde, yaklaşık 8 milyon dosyanın yargının elinde olduğu ve neredeyse 6 milyonunun karar bağlandığı dikkate alınırsa tarafların yarısı kaybediyor, yarısı kazanıyor. Kazanan da istediği gibi kazanamıyor. 100 lira tazminat istemiş ama mahkeme 10 lira vermiş. Kazanmış ama memnuniyeti yüksek değil. Bu nedenle yargı hizmetlerinden memnuniyet, diğer hizmetlerle aynı yere koymak yargı görevlilerine haksızlık olur" diye konuştu.
'Herkesin ağzından çıkanı kulakları duyacak'
Yargıda verilen kararların 'temiz bir dille' eleştirilmesi gerektiğini belirten Bozdağ, "Hakimler ve savcılarımızın verdikleri 'kararları' eleştirilebilirler. Ama bunu yaparken hakim ve savcılarımızı itham etmelerini, suçlamalarını, hakaret etmelerini asla kabul edemeyiz. Herkes değerlendirme yapacak ama şahsiyet yapmadan, saygı duyarak, itham etmeden yapacak. Bu incelikleri göz ardı edenler adalete en büyük kötülüğü yapacaklardır. Dosyadaki delilleri görmeden, hakim veya savcının ne dediğine bakmadan sadece sosyal medyada, gazetelerde ve siyasi kanatların terazisinde tartılan değerlendirmeler çerçevesinde yargıya saldırmak çok büyük bir haksızlıktır. Bu aslında adalete saldırmaktır. Adalete güvenin ortadan kalkmasına destek vermektir. Eleştirilerimizi hakaret etmeden, siyasallaştırmadan hukuka uygun, ahlak ve kültürümüze bağdaşır bir biçimde yapmak gerekiyor. 8 milyon davada içinde 2 elin parmağını geçmeyecek dosyadan bihaber kişilerin değerlendirilmeleri çerçevesinde yargıya saldırmak büyük bir hata. Bizim istediğimiz kararları verirlerse 'Ankara'da hakim ve savcılar var'; eğer verilmezse 'sarayın savcıları' oluyor. Bu dil yargıya düşmanlık dilidir. Kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milleti adına adli süreçleri yürüten hakim ve savcılarımıza bu dille saldırma hakkına, gücüne ve kudretine sahip değildir. Herkes haddini ve yerini bilecek. Ağızlarından çıkanları kulakları duyacak. Hiç kimse Türk yargısını şamar oğlanı gibi göremez. Görmesine de izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Yalan haberle mücadele konusunun yargıya güveni artıracağına vurgu yapan Bakan Bozdağ, "Medyada görülen bir yalanın doğrusunu açıklamak lazım. Bu yargıya güç katar ve yargının yıpratmasının önüne geçilir. Yalan ve iftira kol gezerken bir açıklama yapılırsa yalanın hükümdarlığı sona eriyor" diye konuştu.
'Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kaldırabiliriz'
Bakan Bozdağ, toplumda cezasızlık algısına yol açan bazı uygulamalarda değişikliğe gitmek için çalışmalara başladıklarını da söyledi. "İşler doğru gitmediği takdirde neşteri vuracağız" diyen Bozdağ, "Yeni dönemde önemli çalışmaları da gündeme getirmeyi planlıyoruz. Özellikle cezasızlık algısına yol açan kimi ceza muhakemesi uygulamaları ve infazla ilgili hususları yeniden ele alıyoruz. İnfaz sistemimizi yeni bir anlayışla ele alan, cezasızlık algısını ortadan kaldırırken, diğer yandan ıslah edici fonksiyonunu öne çıkaran denetimli serbestlik müessesini daha aktif hale getirmek için önemli adımlar atacağız. Arkadaşlara hazırlık talimatını verdim. Yeni dönemde uzlaştırma müessesi, kamu davasının açılmasının ertelenme müessesesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi, şahsi davanın yeninden sisteme kazandırılması hususu içtimaya dair yeniden ele alınması gerekiyorsa, yeniden tanzim edilmesi başta olmak üzerine Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza İnfaz Kanunu'nu 2005'ten bu yana 17 yıllık uygulamada aksayan yönleri köklü bir şekilde masaya yatırıp cesur şekilde değiştireceğiz. 'Bunu biz yapmıştık, geri çekmeyelim' diye bir düşüncemiz yok. Eğer bunlarda sağlıklı cevap vermek imkanı arzu ettiğimiz düzeyde değilse, durup bakmayacağız. Belki, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını sistemimizden tamamen çıkarabiliriz. Belki, kamu davasının açılmasının ertelenmesini çıkarabiliriz. Tüm bunların hepsini uzmanlarla, pratiği her gün uygulayanlarla, akademisyenlerle ele alacağız" dedi.
'Yargılamalar seri şekilde sürecek'
Başlatılan çalışmayla, yapılacak değişikliklerin önemine dikkat çeken Bakan Bozdağ, "İnfaz sistemimizde cezasızlık algısını ortadan kaldırmak amacıyla cezası az olan suçlarda yeni bir infaz uygulamasını gündeme getirmeyi ve ülkemize kazandırmayı düşünüyoruz. Bizde nerdeyse düşük cezalarda infaz yok. Yeni düzenlemede cezası az olanların belki bir kısmında tam infaz olabilir. İnfaz sistemimizi, cezasızlık sistemimizi ortadan kaldıracak hem de daha nitelikli suçların işlenmesini önleyecek şekilde yeniden dizayn etme ihtiyacı da ortaya çıkıyor. Özellikle kadına karşı şiddet ve pek çok suçların işlenmesine baktığımızda, 'Tedbirler alınmış olsa engel olunabilir miydi' diye düşünmüyor değiliz. Uzun uzun yargılamalar değil, seri bir şekilde bitecek biçimde yeni bir usulü ortaya koymaya da kararlıyız" diye konuştu.
Sistemi daha iyi hale getirmeyi amaçladıklarını anlatan Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, adalete güveni sağlamak, infazın yanı sıra rehabilite eden ve topluma kazandıran sistemi getirmek istiyoruz. Seçime kadar yetiştirmeye çalışacağız ama yetişmezse seçimden sonra atacağımız ilk adımlardan biri bu değişiklik olacak. Pratiği yapanlar, vatandaşlarımızı doğrudan etkiliyor. Emin olun bu adımlar adalete güven verecek, memnuniyeti arttıracak önemli adımlar olacaktır"
'Lütfen odalarınızın kapılarını açık tutun'
Halktan aldığı en fazla şikayetin yargı mensuplarınca dinlenmemek olduğunu belirterek, 'Adaletin kapısını kapatmayın' çağrısında bulunan Bakan Bozdağ, "Lekelenmeme hakkına verdiğiniz önemi yakından takip ediyorum. Onun için sizleri kutluyorum. İnsanımızın iftiralara karşı korunması ve hukuk devletinin doğal bir gereğidir. Artan iftiralar karşısında masum insanları sizden başka koruyacak kimse yok. Bu hassasiyetin korunması ve artarak sürmesinin faydalı olacağının altı çizmek gerekiyor. Adaletin kapısı adliyenin kapısı değildir. Adaletin kapısı hakimin, savcının kapısıdır. Bu kapılar halka, hak arayana kapanırsa o zaman adaletin kapısı halka kapanmış olur. Lütfen adaletin kapısını halka da, avukatlara da, derdini anlatmaya gelene de sonuna kadar açın. Kapatmak isteyenlere de izin vermeyin. Bundan hakim ve savcılarımızın bağımsızlığının ölçümü yapılamaz. Hakim ve savcılarımızın tarafsız ve adil olduğunu gösteren ölçü, verilen kararların adil olması, gerekçelerin ikna edici olduğu gösterir. Siz adil karar verdikten sonra sizin makamınıza gelip derdini anlatanın bunu gölgelemesi mümkün değildir. Anayasamız ve yasalarımız da kapıları açık tutmayı emrediyor. Ancak çok kötü örnekler geliyor. Milleti arkasına dönen hakim vasfını o cübbe altında taşıyamaz. Bu konularda hassasiyet istiyorum. Milletin talebini dile getirmiş olayım" diye konuştu.
'Medyada da sağlıklı dilin hayata geçmesi gerekiyor'
Özellikle kadına şiddet ve kadın cinayetleri haberlerinde medyaya da çağrıda bulunan Bozdağ, "Kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda yargının ortaya koyduğu duyarlılığa teşekkür ederim. Hukuku uygulama konusundaki hassasiyetin korunmasında da çok fayda olduğunun altını çiziyorum. Medyaya da çağrım var. Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde mücadele hepimizin ortak vazifesi. Biraz sesli düşünüyorum, kadınlara karşı işlenen cinayet haberlerinin sunuluş tarzlarını bir tartsınlar. Sansür uygulayın, bunları milletten gizleyin demiyorum. Haber alma ve vermek hakkını birlikte değerlendirirken, kamu yararını da gözeterek, kadınlarımızın hukukunu da gözeterek, bu mücadeleyi de gözeterek, bu suçların azalması hususunu gözeterek buna göre bir dil, üslup, haberleştirme ve görüntü verme hususu değerlendirilirse faydalı olur" dedi.
Bakan Bozdağ'ın konuşmasının ardından hatıra fotoğrafı çekildi. Yargı Teşkilatı Toplantısı'nda bugün Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci, Birinci Daire Başkanı Halil Koç ve kurul üyelerinin de katılımlarıyla soru cevap yapılacak. Yarın ise Teftiş Kurulu Başkanlığı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Personel Genel Müdürlüğü, Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Adil Destek ve Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından sunum yapılacak. Program, sunumlardan sonra, soru cevap bölümünün ardından sona erecek.