Bahçeli'den 'FETÖ'nün siyasi ayağı' çıkışı

Bahçeli'den 'FETÖ'nün siyasi ayağı' çıkışı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmaları hakkında konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara'da gazetecilerle bir araya geldi. Hürriyet'ten Umut Erdem'in aktardığına göre Bahçeli şunları söyledi:

FETÖ’nün siyasi ayağı nasıl ortaya çıkarılmalı?

Araştırma komisyonunda ısrar etmek ve herkesi oraya da davet etmekte eğer çok kuşku verici davranışlarının üzerini örtmek gibi bir çabaları yoksa zaten bir anlamı olmaz. Meclis’te ne yapacağız hepimiz; savcılık mı yapacağız? Böyle şey olmaz. Bir de bunu çok saptırıyorlar. İşte zaten bizi düşündüren, CHP’ye olan güvenimizi sarsan nokta burasıdır. 15 Temmuz’un arkasında bir Yurtta Sulh Konseyi var. Bunların içerisinde darbeyi yapan askerler olduğu gibi darbecilerle hareket eden siviller, bürokratlar olabilir. Darbe başarılı hale gelirse de ülkeyi yönetecek bir yönetim kadrosunun bulunması lazım. Şimdi böyle bir durumu biz araştırıyoruz.

Şu gördüğünüz dosyada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Başsavcılarına suç duyurusu olabilecek konular üzerindeki ifadeleri bulunuyor. Tiyatroya hanımları gönderiyorsunuz da sizler niye gitmiyorsunuz? Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş. Demirtaş cezaevinde bari tiyatroya gittiğinizde değerli bir artistle yan yana otursaydınız da hanımlar evde sizi seyretseydi. Kılıçdaroğlu, ‘ByLock’çu vekiller açıklansın. AKP’de 120, 180 arasında ByLock kullanan var’ diyor. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, 120 ile 180 arasındaki ByLock’çuları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na götür ver. Eğer vermiyorsan biz sana suç duyurusunda bulunacağız, gel tıpış tıpış ayaklarınla bunların isimlerini ver diyeceğiz.

Artık ille de Adil Öksüz bulunsun demeye gerek yok. Savcılar gidecek cezaevindeki komutanlara, ‘Bize sivilleri anlatın kimler bunlar’ denilmelidir. Bunu niye sormuyorsunuz? TRT spikerine o metni okutanın kim olduğunu niye sormuyorsunuz? Yoksa Meclis’te bulunan herkes iki ayaklı. Ama 15 Temmuz’un siyasi ayağı her halde iki ayaktan fazladır. Bizim komisyonla ne işimiz var. Bunlar savcıların işi. Suç duyurusunda bulunacağız, bunlar doğru mu savcılar ona bakacak. Bizim işimiz yol göstermek.

CHP aklını başına alıp da Yurtta Sulh Konseyi’nin araştırılması için önerge veriyoruz demiş olsa çok daha anlamlı olur. Ama, ‘siyasi ayağı kimdir bunu Sayın Bahçeli imzalasın biz de arkasından gidelim’. Sizin benim arkamdan gelme şansınız yok. Sizin arkamda dolaşmanıza ben zaten müsaade etmem. Böyle bir önerge ile kalkıp işin üstünü örtüyorlar.

Siyasi ayağının daha çok CHP içinde olduğunu mu ima ettiniz?

Yurtta sulh Cihanda Sulh. Söyleyen kim Mustafa Kemal Atatürk. Üstünü örtüyorlar. Yağmurluk gibi onu geçirmişler. Araştırılması gereken konulardır. Ben diyorum ki, siyasi ayak kim ise çıkarılsın. Bizdekileri biliyordum hadi güle güle dedim. Bunları bulun diyoruz. Bulamıyorlarsa bize yetki versinler biz buluruz bunları.

3 yıl boyunca bulunamama nedenleri ne olabilir?

Siyasi ayağın zekasındandır. Askeri sürüyorlar arkalarında kalıyorlar. Sütre gerisindeler. Komutanlar başarılı olursa gidip bravo komutanım, sen bir tanesin diye alkışlıyorlar. Şimdi Kenan Evren’i seven mi var. Siyasi kadro darbelerin sivil kanadını oluşturan insanların zekasıdır.

Bu milletvekili işi değil. Yargıya başvuracaksınız, savcılar harekete geçecek. Bugünkü hükümetin yapacağı tek şey bundan böyle, ‘terörle mücadelenin her iki boyutunda tam yetkilisiniz ve sonuna kadar da gidiniz. Gittiğiniz yerde millet iradesi olarak ben varım’ diyecek. Yani hükümet olarak milli iradeyi temsilen o yargıçların arkasında duracak: Size tam yetki veriyorum, elden gelen tüm çabayı gösteriniz. Siyasi irade olarak da arkanızda duruyoruz demeli. 500 küsur gün oldu. Bu ayak çözülmeden Türkiye’de terörle mücadelede de netice almakta zorlanıyorsunuz. İster yerde ister gökte ara. Zaten yarısı çıkmış. 15 Temmuz’da Ankara’da olanlar 16 Temmuz’da uçmuşlar.

Dönemin EDOK komutanını serbest bırakan istinafın üyelerinin yer değiştirilmesi başka yanlışın önünü açmak değil midir?

Mümkündür. Çünkü o mahkemeden alınan kararların doğru olmadığı anlaşılmıştır. HSK bu yanlışı görerek görevden almıştır. Bunun anlamı bunlar artık benim göz hapsimde demektir. Devlet yönetimlerinde bunlar olur. Göz hapsine alırsın ilişkileri belli olur, kiminle ne konuşuyor, haksızlığa uğradım diyorsa telafisi için hangi siyasilerin peşinden koşuyor iktidarla mı, muhalefetle mi görüşüyor. Yurtta Sulh Konseyinin askeri kanadı Sincan ve Silivri’de, Bahçeli diyor ki, sivil hayatı nerede? Ankara’da mı, İzmir’de mi, Türkiye’nin neresindeyse bulun getirin kardeşim.

Eşlerin tiyatro oyunun izlemesi, terör propagandasının perdelemesi mi?

Çok net bunlar. Kimi eş kimisi ittifak eşi. Bu hanımefendiler evde otururken siz zaten bu tiyatroyu oynuyorsunuz, bu defa Kadir İnanır ile beraber sahnede oynasanız ne olur. O üç masum hanımın ne günahı var.

 Kaynaşlı Belediye Başkanı. Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil edecek hanımefendilere terbiyesizce yaklaşımından dolayı MHP’nin listesinden düştü. Demek ki MHP ille de filan belediye başkanını yanımıza alacağız diye bir çabanın içinde olmamak durumunda. MHP’ye HDP’den CHP’den belediye başkanı her gün geleyim dese dahi kabul etmem mümkün değil. AKP’den de geleceğe de Cumhur ittifakı var ayıp olur. Erken seçime bizim dışımızda, AKP’nin dışında çok ciddi hazırlık yapanlar var. Haziran ayından sonraki her pazar günü erken seçim yapılır diyerek birbirlerine destek verenler var. Yeni kurulacak partileri aralarına alanlar var. Biz kaya gibi Cumhur İttifakı olarak yolumuza devam ediyoruz.

MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu'nun başındaki Ali Memlük ile görüştüğünün hatırlatılması üzerine:

Türkiye büyük bir devlettir. Önemli kurumları vardır. Bu kurumlarda yetişmiş çok güçlü elemanları vardır. Bunların Türkiye’nin geleceği açısından, bekası açısından muhtelif temaslar içerisine girmeleri, bir başka devletle ilişkiye girmek yerine Türkiye'nin çıkarlarını planlayan bir anlayışa sahip olduklarını ifade ederek kabul etmek lazımdır. Bu konuda hükümet direkt temas kurmasa da birçok yerlerle temasa geçebilecek bir durumda olması lazımdır. Bu görüşmelerde mahsurlu bir taraf yoktur.

Ama, ‘İlle de siz görüşünüz’ gibi bir inada bindirilerek bir başka siyasi amaç hedefleniyorsa, benim şu an için gördüğüm, tanıdığım Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çağrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceğine ihtimal vermiyorum. İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil.

Araba koleksiyonu:

Koleksiyon yenileniyor. Yeni bir jip var. Bizimki eski model. BJK plakaları yayıyorum her tarafa.

Kanal İstanbul

Sayın Cumhurbaşkanı'nın 17 yıllık iktidarları dönemindeki uygulamaları, 2019 yılı hakkındaki icraatları konusunda toplumu bilgilendirme toplantısı oldu. Bunların içerisinde seçim beyannamelerinde, programlarında bazı projelerin olduğu iddiası ile iktidar döneminde önemli teşebbüs ve yatırımlar yapmışlar. Köprüler, tren yolları, bölünmüş yollar yapmışlar. Bir tanesi de Kanal İstanbul. Diyorlar ki biz bu projeyi gerçekleştireceğiz. Diğerlerini gerçekleştirirken muhalefet yine değişik kavramlarla itiraz etmiş. Olabilir, itiraz edebilirler. Ama seçim beyannamelerini okuyarak, siz bunları nasıl yapacaksınız, kaynağı nedir sorularını sormayıp, bunlar gündeme geldiğinde yaptırırdım, yaptırmazdım tartışması ile Türkiye’yi germenin bir manası yok. İktidar diyor ki 'Ben bugün iktidarım, elimdeki imkanlarla bunu yapmaya çalışacağım.' Diğeri 'Ben belediye başkanıyım sana bunu yaptırmam.' Kurulan tezgah şu; mevcut İstanbul Belediye Başkanını birileri cumhurbaşkanlığı makamı ile özdeşleştirerek belli bir dönem için yarışa hazırlıyorlar. Onun adını koymaya çalışıyorlar. Ona artık kimse "Sen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanısın" demeyecek, "Sen muhtemelen cumhurbaşkanı adayımız olacaksın" diyecek.