Bahçeli 2022: HDP kapatılsın, TTB kapatılsın

Bahçeli 2022: HDP kapatılsın, TTB kapatılsın
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında HDP ve Türk Tabipleri Birliği'ni hedef alan açıklamalarda bulundu. "HDP’yi, Türk siyasi ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz" diyen Bahçeli, TTB'ye ilişkin ise, "Kime ve neye hizmet ettiği belli olan TTB bugün değilse ne zaman kapatılacak?" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında 'HDP kapatılmalıdır' çağrısını yineleyen Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'ne seslenerek, "Görevini yapmasını bekliyoruz" dedi.

Öte yandan Türk Tabipleri Birliği'ne ilişkin 'Türkiye'yi hedef alan köksüzler' ifadesini kullanan Bahçeli, TTB'nin de kapatılmasına yönelik bir çağrı yaparak şunları söyledi:

"TTB, virüs kadar tehlike saçmaktadır. TURKOVAC'ın 3 faz çalışması yapılmasına rağmen bunu inkar etmek düpe düz yalancılıktır. Kime ve neye hizmet ettiği belli olan TTB bugün değilse ne zaman kapatılacak? Türk hekimleri bu bölücü ve husumet yapının tasallutundan ne zaman kurtarılacaktır?"

Bahçeli'nin satırbaşları şöyle oldu:

8 Ocak 2022 Cumartesi günü Şanlıurfa'nın Akçakale sınırındaki bir yol güzergahına PKK/YPG'li teröristler tarafından tuzaklanmış el yapımı patlayıcının bir askeri aracımızın geçişi esnasında infilak etmesiyle 3 askerimiz şehit düşmüş, bir askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize Allah'tan rahmetler, yaralı askerlerimize de şifalar niyaz ediyorum.

Merhum Nihal Atsız'ın haykırarak söylediği gibi 'İnsanlar büyür beşikte, mezarda yatmak için ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için' der. İşte o kahramanlar aziz şehitlerimizdir.

Türk Milleti, terörizmin hain planlarına, terör örgütlerinin kanlı saldırılarına baş eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Teröristler, tüm insanlığın ortak kan davalısı, ortak can düşmanıdır. Terörizmin hiçbir şekli, türü, türevi masum değildir, meşru değildir. Türkiye'nin üstesinden gelinmesi gereken öncelikli sorunu bölücü terördür. Bu melametin hakkından gelemedikten sonra hayatın diğer alanlarında tam bir istikrar yakalanamaz. Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır. Zaman zaman kanatılan bu yara açık olduğu sürece üzerine konmak için fırsat kollayan pek çok iç haşarat ve husumet ortağı çıkacaktır.

Ekonomik istikrarımızın sürekliliği, siyasal dirliğimizin sürdürülebilirliği, toplumsal huzurumuz terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara birebir bağlıdır.

'Biz TBMM'de terörist istemiyoruz'

Milli bekamız, birliğimiz buna bağlıdır. Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına, babalarına vefa ve minnet borcumuzu kesinlikle ödemek durumundayız. Biz TBMM'de terörist istemiyoruz. Biz, terör örgütüne eleman devşiren sözde Kürdistan propagandası ile sabırlarımızı kevgire çeviren HDP'yi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin görevini de yapmasını bekliyoruz. İblise piyonluk yapan bölücü terörün TBMM'de olması zuldür, zulümdür, zillettir. Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, terör kamplarında ideolojik ve silah eğitimi alacaklar sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan, sıkılmadan sıralayacaklar. Bu ne kepazeliktir?

29 Nisan 2017'de Adıyaman Akçalı kırsalında TSK operasyonu ile imha edilen 4 teröristten biri olan Volkan Bora'nın şu anda HDP Diyarbakır milletvekili olan bir kadının nasıl karanlık münasebet kurduğu deşifre olmuştur. Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen dokunulmazlığı kaldırılması derhal yapılmalıdır. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır.

HDP'yi kapatma davasında süreç nasıl işleyecek?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'nin kapatılması istemiyle 17 Mart 2021'de dava açtı. Ancak, Anayasa Mahkemesi (AYM) iddianameyi yetersiz bularak iade etti. Bunun üzerine Başsavcılık iddianameyi yenileyerek 7 Haziran 2021'de bir kez daha mahkemeye sundu. Bu kez iddianameyi kabul eden AYM, HDP'den yazılı savunma talep etti. HDP, 5 Kasım'da yazılı savunmasını sundu. Bunun üzerine Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin davaya ilişkin esas hakkındaki görüşünü AYM'ye sundu. Şahin, iddianamedeki görüşlerini ve HDP'nin kapatılması talebini tekrarladı. HDP'nin esas hakkındaki savunmasını yapmasının ardından Başsavcı Şahin ve HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak AYM raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemlerin tamamlanmasının ardından 15 üyeli AYM, HDP'nin kapatılıp kapatılmayacağına karar verecek. Kapatma kararı için 10 üyenin gerekliyken kapatılmasının yanı sıra 500 HDP'li hakkında siyaset yasağı da isteniyor.

Muhalefeti hedef aldı

Geçen cumartesi günü 3 kahramanımızın şehadeti neticesinde toplumun her kesiminden taziye mesajları paylaşıldı. CHP'nin yayımladığı mesaja dikkat buyurun: Kılıçdaroğlu özetle dedi ki 'Barış Pınarı Bölgesi Gültepe Hudut Karakolu'nda askeri araç geçerken yaşanan patlamada şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.'

İP'in genel başkanı, Şanlıurfa'da patlama sonucu şehit verdiğimiz kahraman mehmetçiklerimize rahmet diliyorum dedi. Burada patlayan nedir belli değil. Patlatan kimdir belli değil. PKK'ya YPG'ye tek bir açıklama yoktur. PKK bomba patlattı derseniz adam olursunuz. HDP'yi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKK'yı incitmemek için suya sabuna dokunmayanlar samimiyet fukarası, millet muhalifleridir.

Ey Zillet partileri çekinmeyin, telaşa kapılmayın. Yürekliyseniz itiraf edin. PKK, bomba tuzakladı sonra da patlattı derseniz sadece adam olursunuz, ahlaklı, dürüst, tutarlı olursunuz. Faili meçhul kanlı fiille konuşmak su katılmamış korkaklıktır.

Kılıçdaroğlu'na 'yalancı' suçlaması

CHP Genel Başkanı geçen hafta katıldığı bir televizyon programında milletimizin gözünün içine baka baka bir yalana bin yalan ekleyerek şu ibret verici değerlendirmelerde bulunmuştu. 'Terör konusunda bir şey geldi de biz hayır mı dedik? Terörle mücadele ederken yapmayın, etmedik mi dedik. Hayır.' Bu açıklamayı duyduktan sonra ne söylesek boştur. Türkiye'nin değişen terörle mücadele stratejisi kapsamında terörü kaynağında engellemek asıldır, önceliktir. Irak ve Suriye'ye asker gönderilmesini 2 yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'ne CHP hayır dedi. Bu tezkereye HDP hayır dedi. İP sadece 2,3 milletvekiliyle oylamaya iştirak edip evet dedi. O halde CHP Genel Başkanı kuyruklu yalana nasıl başvurabiliyor? Kılıçdaroğlu'na bakarsanız Suriye'ye barış getireceğiz masalını dinler, bütün komşularımızla barışacağız palavrasını dinlersiniz.

CHP Genel Başkanı, İBB'de terör örgütü ile irtibat ve iltisak içinde olanların işe alınmasıyla ilgili devam eden teftiş sürecinde görevli müfettişlere ateş püskürüyor. Çünkü çiğ süt içtiğinde karnı ağrıyor, hesabını veremeyeceği açıklarından dolayı korkuya kapılıyor. İmralı canisi tarafından kurdurulan PKK ve KCK şehir yapılanmasında yer alan DİAYDER'in referansıyla belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi çok açık söylüyorum Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Bize Sarayın sözcüsü diyen Kılıçdaroğlu, Kandil'in tedarikçisidir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış DİAYDER iddianamesinde Kılıçdaroğlu'nun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Bu zat, DİAYDER'in bölücü mensuplarıyla toplantı yaptı mı yapmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle.

Kılıçdaroğlu yalanı avuç avuç içiyorsun da yeri geldiğinde bir damla gerçeği yutmaya cesaret edemeyecek kadar denge kaybı mı yaşıyorsun?

'Teröristler ya hesap verecekler ya da yok edileceklerdir'

Suriye'nin Kuzey'i dahil olmak üzere 2015'ten bu yana 33 binden fazla terörist etkisiz hale getirildi. Şehitlerimizin katilleri için hiçbir yer emniyetli değil artık. Hainlerin döktükleri kanda boğulacakları kesindir.

Vatan topraklarını emanet ettiğimiz kahramanlarımızın kanı yerde kalmayacaktır. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayacak, huzuru büyüyecektir. MHP'yi bilhassa Kürt düşmanı göstermeye gayret eden sicili lekeli şerefsizlere diyorum ki, bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz muhabbet ve hürmet, sizin tahayyül sınırlarınızın alamayacağı kadar derindir. Türk ile Kürt ezeli kardeştir, Türk milletinin mensuplarıdır, bozguncular kalleştir. Aziz millet varlığının büyük tehlikede olduğu bu süreçte ayrıntılarla meşgul olamayacak kadar hassas bir dönemdeyiz. Bizim yüreğimizde herkese yer vardır, herkese yetecek kadar sevgi vardır. Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkes kardeşimizdir.

Bahçeli'den terörle mücadele önerileri

Karşımıza kim çıkarsa çıksın, Cumhur ittifakı olarak hepsine yeteriz. Terör bitecektir, bölücülük batağı kurutulacaktır. 22 Mart 2016 tarihinde grup toplantısında açıkladığım, terörle mücadele önerilerimi tekrar paylaşmaktan mutluluk duyacağım.

Önce olanı olmuşu ve olacağı bütüncül yaklaşımla terörle mücadele vizyonu geliştirilmelidir. İkinci aşamada yapılacakların tamamın kavrandığı, terörle mücadele konsepti oluşturulmalıdır. Üçüncü aşamada vizyondan beslenen konseptten çıkarılan terörle mücadele stratejisi ortaya konulmalıdır. Dördüncü aşamada resmi ve gayri resmi tüm kurullarla terörle mücadele stratejisi oluşturulmalıdır. Beşinci aşamada terörle mücadele kitle kazanımı yapılmalıdır. Terörle mücadele silahtan mayına, pusudan intihar eylemine kadar çok farklı değişiklikler gösterilmektedir. Bunlara ön alarak bir icra programı oluşturulmalıdır. Tutarlı dengeli istikrarlı terörle mücadele tanıtımı ortaya konulmalıdır. Ekonomik sorunların tamamen gündemden çıkacağı. Adaletin önemli kılınacağı bir Türkiye gerçeğidir. Cumhur İttifakı ve MHP bunu ortaya koyacaktır.

İstiklal'inden yoksun bir milletin uşaklıktan başka bir şey olmayacağı ortadadır. Türk milleti bağımsızlık onuruna düşkün bir millettir. Bu meşale sönmedikçe istikbal irfanını sürdürecektir. Türkiye Cumhuriyeti bu meşale ile aydınlanmaktadır.

Kazakistan'daki protestolar

Kazakistan'da fitili tutuşturulan toplumsal olayların, iç kargaşanın yalnızca petrol zammıyla, sosyoekonomik olumsuzlukla tanım yapılması basit ve kolaycılıktır. Dost ve kardeş ülke Kazakistan'daki kanlı gösteriler, mağdur kitlelerin hak arayışı, refah ve özgürlük talebi de değil. Orta Asya, küresel ekonominin küresel siyasi mücadelenin çok boyutlu ticaret ve güvenlik müzakerelerinin ana mihveridir. Kazakistan'da zamlar geri alınmıştır, yeni sözler verilmiştir, yeni paketler gündemdir. Ama olayların durulması mümkün olmamıştır. Hükümet istifa etmiştir. Meselenin can alıcı noktası şudur: Kazakistan'da devlet sokak gösterilerine, kanunsuz göstericilere tüm imkanlarıyla direnmiştir. Güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çatışmalar yaşanarak çok sayıda ölüm ve yaralanma vakası görülmüştür. Ülkenin güneyinde polis araçları ateşe verilmiştir, devlet binaları işgal edilmiştir dolayısıyla OHAL ilan edilmek durumunda kalınmıştır.

Sonu gelmez çatışmaların projelendirildiği anlaşılmaktadır. Toplumların siyasi ve ekonomik talepleri, dış destekçilerin vasıtasıyla silaha dönüştürülmektedir. Kazakistan'daki olayların gerçek iç yüzünü kesin ifadelerle söyleyebilmek için yeterli bilgiye elbette sahip değiliz. Zalim parmakların devrede olduğunu söylemek temelsiz bir iddia olmayacaktır. Demokrasi bu süreçte en çok istismar edilen kavramdır. Ekonomik çarpıklıklar, haddinden fazla abartılan konu başlıkları olarak sıcaklığını korumaktadır.

Bize kalırsa Kazakistan'da FETÖ parmağını araştırılması elzemdir. Sorun sadece Kazakistan'ın sorunu değildir, 'Ben Türk'üm' diyen herkesin sorunudur. Adımız birse mücadelemiz de bir olmalıdır. Terörist ellere karşı tutumuzun da aynı olması lazımdır. Nasıl Karabağ'da Azerbaycan ile tek yürek olduysak, Kazakistan'la da beraber oluruz.

'Dün hedef Bülent Ecevit'ti bugün Recep Tayyip Erdoğan'dır'

4 Temmuz 2002'de 57. koalisyon hükümetini oluşturan partilerin genel başkanları olarak Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlarla ilgili Başbakanlık Konutu'nda bir toplantı yapmıştık. Bu toplantıya ekonomi bürokratları, bakanları pek tabii Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş de katılmıştı. Bakanlık görevini DSP kontenjanından üstlenmiş bu kiralık batı komiseri, o günkü toplantıda defalarca siyasi belirsizlikten bahsetmiş, yeni bir siyasi senaryoya ihtiyaç olduğunu sürekli vurgulamıştı. Derviş, merhum Ecevit'in koltuğundan inmesini sağlayacak, koalisyon hükümetini dağıtacak, kendisine verilen talimat listesinde ne var ne yoksa uygulamasına refakat edecekti.

Dün siyasi belirsizlikten bahseden tehlikeli zihniyetin çırakları bugün erken seçim dayatmalarıyla aynısını tekrarlamaktadır. Gerçekten de Kemal Derviş'in yetiştirmeleri CHP'de köşe başlarını tutmuştur. Dün hedef Bülent Ecevit'ti bugün Recep Tayyip Erdoğan'dır. İsimler değişse de oyunlar hep aynı oyundur. Kurgu aynıdır, kumpas aynıdır, komplo aynıdır. 57. hükümet gitti gitmesine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kabinesi gitmeyecek, sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye gücü asla yetmeyecektir. Egemenliğin büyük sahibi Millettir. Hükümeti ile devleti hedef alan sokak olaylarına canımızla kanımızla direnmeyi çok iyi biliriz.

TTB'yi hedef aldı

Türk Tabipleri Birliği isimli tıbbın yüz karası meslek örgütü Türkiye'yi karalamaktan, saygın bilimsel çalışmaları kötülemekten başka hiçbir işe yaramadığını defalarca ispat etmiştir. Adında 'Türk' olsa da Türk düşmanlarının adeta çatısı, organı, beşiğidir. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun acil kullanım onayı verdiği ve şahsımın da seve seve kullandığı TURKOVAC aşısı Faz 1, Faz 2, Faz 3 çalışmalarının olmadığını iddia eden bu örgüt, tıpkı koronavirüsün Omicron varyantı gibidir. Ortada bir aşı değil solüsyon olduğunu öne süren Tabipler Birliği müfteriliğinin en önde giden kuruluşudur. Ülkesine bu kadar yabancılaşan, şaşı bakan böylesi bir meslek örgütünün halen faaliyetlerine devam ediyor olması bizim için esef verici talihsiz bir durumdur.

Erciyes Üniversitesi'nin değerli rektörü bu sahte ve sözde sağlık örgütünün yalanlarını boşa çıkarsa da henüz muhataplarında bir nedabet hali görülmüş, duyulmuş değildir. Yerli ve milli aşımızın itibar ve inandırıcılığını aşındırmaya heves edenler aslında Türkiye'yi hedef alan köksüzlerdir. TTB, virüs kadar tehlike saçmaktadır. TURKOVAC'ın 3 faz çalışması yapılmasına rağmen bunu inkar etmek düpe düz yalancılıktır. Kime ve neye hizmet ettiği belli olan TTB bugün değilse ne zaman kapatılacak? Türk hekimleri bu bölücü ve husumet yapının tasallutundan ne zaman kurtarılacaktır?

TTB yönetiminden hesap sorulmalı, milletine, vatanına, bayrağına bağlı yeni bir mesleki örgüt planlanıp, hayata geçirilmelidir.