Duruşmada Şok Anlar! Azmettiriciden Tehdit!
Ankara'da katledilen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşması başladı.
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşmaya yüksek güvenlik önlemleriyle geldi. Ayşe Ateş, 6 koruma polisi ve çelik yelekle getirildi.
Duruşma salonundan ilk fotoğraf da geldi. CHP lideri Özgür Özel, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş, duruşmayı yan yana izledi.
CİNAYETİN AZMETTİRİCİSİ "BAY KEMAL NEREDE" DİYE BAĞIRDI
Tutuklu sanıkların her biri handarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Duruşma salonunda gerginlik de yaşandı. Cinayetin azmettiricisi Doğukan Çep, duruşma salonunda yerine oturduktan sonra "Bay Kemal nerede?" diye bağırdı. Çep, siyasilere sataştığı gerekçesiyle duruşma salonundan çıkarıldı.
Çep, bir süre sonra salona geri getirildi.
DOĞUKAN ÇEP: BEN AZMETTİRDİM
#SONDAKİKA
— Halk TV (@halktvcomtr) July 1, 2024
Sinan Ateş davasında gerginlik: Duruşmaya ara verildi
"Hem Doğukan Çep, hem Eray Özyağcı daha önce vermediği ifadeyi verdi. Aynı koğuşta kalmıyorlar. Bu ifade ezberletilmiş. Savunmaların organize edildiğini düşünüyorum"
????️ @ismailsaymazhttps://t.co/4ffMs22NCD pic.twitter.com/tc5LQGAIY7
Doğukan Çep, ilk duruşmada verdiği ifadede "Evet, ben azmettirdim" dedi. "Nasıl öldü bilmiyorum, Özyağçi'ya ayaklarına sık dedim. Şok oldum" dedi.
Doğukan Çep, verdiği ifadede "Ben bunu ayaklarından vuracağım Ankara'ya gidiyorum dedim. Eray da yanımda 'Abin ben gider vururum. Ben öldürmeye gönderseydim, öldürmeye gönderdim derdim. Allah’tan başka kimseden korkum yok. Ölmesini de istemezdim, nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Delikanlı gibi öldürdüm derdim. Sevip sevmemek önemli değil. Bunu öldür, öldürtme demem" diye konuştu.
Çep'in ifadesi şöyle:
"Evet ben azmettirdim. Çıktım cezaevinden. İki sene sonra ceza aldım. Tahliye oldum. Aranıyordum. Aziz Mahmut Hüdai Camisi’nde namaz kılıyor, zikre katılıyordum.
Bir gün sabah namazı çıkışında Sinan Ateş geldi. Yan yana namaz kıldık, zikir yaptık
Ben de DHKP/C’li vurmuşum, yardım istedim.
2013’te Hasan Ferit Gedik’ten ceza almışım.
‘Bana yardım edebilir misin’ dedim.
‘Elimden geleni yaparım’ dedi.
Telefon numarasını verdim.
Ayrıldık
Bana iyi davrandı.
20 gün sonra aradım. ‘Sen bizim hayallerimizi gerçekleştirdin kardeşim, elimden geleni yapacağım’ dedi.
Beklemeye başladım.
2020 yılında telefon çaldı
‘Dosyanı halledecekler, 1 milyon istiyorlar’ dedi.
‘Ben o kadar veremem’ dedi.
‘200 bin TL verelim, dosyanı halledecekler’ dedi.
‘Ayarlayayım’ dedim.
Bir hafta 10 gün sonra aradım. 'Nereye getireyim’ dedim. ‘Ben seni akşam arayayım’ dedi.
Taksim’de bir otele çağırdı.
Otelin önünde parayı verdimi ayrıldım.
Hayatıma devam ettim. Bazen İstanbul’da birilerini soruyordu. Tanımadığımı söylüyordum. ‘Kardeşim beliyoruz, haber vereceğiz’ dedi.
2021’de telefonum aldı. ‘Kardeşim, bir 200 bin TL ödememiz lazım’ dedim. ‘Aynı kişilere ödemiyoruz’ dedi. Arayacağım seni dedim. 4-5 günde ayarladım. ‘Kardeşim seni ayarlayacağım’ dedi. 3-4 gün sonra kendisi aradı. ‘Üsküdar’da sahile gelir misin’ dedi. ‘Gelirim’ dedim. Arabada oturuyorlardı. Arka koltuğa oturdum. ‘Kardeşim uzun sürecek ama hallolacak, acele etme’ dedi. Parayı verdim çıktım. Hayatıma devam ettim. Tatile gidiyorum. Bodrum’a gidiyorum. Ayetelkürsi okuyor, gidiyordum.
2023 Kasım ayı sonuna yaklaştık. ‘Paranın tamamını vermen lazım’ dedi.
‘Tamamını ayarlayamam’ dedi.
Ne ayarlıyorsan ver, elin kulağında, dosya çözüm aşamasında, vermen lazım’ dedi.
Borç harç toparladım. Bir hafta içinde 250 bin TL ayarladım. ‘Ankara’ya gelir misin’ dedi.
‘Gelebilirim’ dedi
Sabah karşı 3-4 gibi vardım
Kardeşim pastaneye gel dedi
Çukurambar’da pastaneye gittim. Parayı verdim. ‘Elin kulağında bekle, merak etme, bundan sorna paranın tamamını ayarlaman lazım’ dedi.
Çıktık dışarıya. ‘Burası benim ofisim’ dedi. Tam binanın önünde bir arabaya parayı koydu, gitti.
Ayrıldım, İstanbul’a gittm.
Aralık başlarıydı. ‘Ne oldu' dedim. ‘Haber bekliyorum, sabret’ dedi. ‘Olmuyorsa paramızı geri alalım’ dedim. ‘Çocuk oyuncağı mı, adamlara para verdim, nasıl geri alayım’ dedi.
Aramasını bekledim, aramadı. Arıyorum, açmıyor. Açmamaya başladı. Baktım, açmıyor. ‘Bunu ayaklarında vuracağım’ dedim. Ankara’ya gidiyorum. Eray da yanımda. ‘Ben giderim abi’ dedi. Ben öldürmeye gönderse gönderdim derdim.
Ben ayağına vurdurmaya gönderdim
Öldüğü için üzgünüm, ölmesini istemezdim.
Kimseden çekincem ve korkum yok.
Öldürmeye göndersem delikanlı gibi gibi öldürdüm derdim.
Bir baktım ölmüş.
İstemediğim bir şey…
Üzüldüm.
Bir anda kaynar sular döküldü.
Ben bir insanı öldüreceksem bana karşı olması lazım.
Suikast diyorlar…
Abi yaralamaya gönderdim."
DOĞUKAN ÇEP'TEN TEHDİT
Duruşma başlamadan önce Doğukan Çep, geriye dönüp elindeki evrakları bana sallayarak "Bana torbacı demişsin. Ben torbacım mıyım" dedi. Önceki sırada bulunan gözcü Suat Kurt da “Benim için cinsel taciz yazmışsın, görüşeceğiz seninle, sana mektup yazdım” dedi.
Davayı izleyenler arasında pek çok partiden isim bulunuyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve genel başkan yardımcısı Hakan Şeref Olgun, milletvekili Selçuk Türkoğlu; Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Gelecek Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve grup başkanvekili İsa Mesih Şahin; Deva Partisi Sözcüsü İdris Şahin ve Mersin milletvekili Mehmet Emin Ekmen; Eski cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, izleyiciler arasında yer alıyor.
MHP'Lİ AVUKATLARIN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ
MHP'li avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Park davaya MHP adına katılma talebinde bulundu. Avukatların katılma talebi savcıların 'MHP suçtan zarar görmedi' reddedildi. MHP'li avukatların izleyici bölümüne geçip davayı izlemesi istenince salondan alkışlar yükseldi.
TETİKÇİ ERAY ÖZYAĞCI VERDİĞİ TÜM İFADELERİ DEĞİŞTİRDİ
İlk olarak tetikçi Eray Özyağcı'nın ifadesi dinlendi. Özyağcı, daha önce emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerin hepsini değiştirdi. Özyağcı, Doğukan Çep ile Sinan Ateş arasında bir davanın çözümüyle ilgili mesele olduğunu, Ateş'in bir dosya için ona söz verdiğini iddia etti. Ateş'in para istediğini ancak sorunu çözmediğini ileri sürdü.
Bunun üzerine Çep'in Ateş'i ayaklarından vurmaya karar verdiğini iddia etti. Özyağcı, bunun üzerine kendisinin de "Ben vuruurum" diyerek bu işi üzerine aldığını savundu. Özyağcı, Sinan Ateş'i ayaklarından vurmak üzere Ankara'ya gittiğini ve Doğukan Çep'in talimatlarına uyarak hareket ettiğini iddia etti. Ateş'i ayaklarından vurduktan sonra kaçtığını ve Sinan Ateş'in yanındaki iki insanın arkasından ateş ettiğini ve kendilerine karşılık verdiklerini söyledi.
Bu sırada bu iki kişinin "Reisi vurduk" dediklerini ileri sürdü. Özyağcı, Sinan Ateş'i ayaklarından vurduğunu ancak Sinan Ateş'i yanındaki iki arkadaşının vurduğunu ima etti.
Bunun üzerine makheme başkanı "Onlar arkandan koşuyorlar nasıl bağırdılar" diye sorunca Özyağcı'nın ifadesi çürümüş oldu. Özyağcı daha sonra Vedat Balkaya'nın kullandığı motorla Gölbaşı'na gittiğini ve burada daha önce İstanbul'da tanıştığını söylediği Mustafa Kemal adlı arkadaşının kullandığı araçla Gölbaşı'na geçtiklerini iddia etti. Burada 4 gün bir villada kaldıktan sonra, arabanın bagajında İzmir'e gittiğini; 1 buçuk ay burada kaldıktan sonra Yunanistan'a gitmek üzere Edirne'ye getirildiğini iddia etti. Daha sonra Yunanistan'a botla geçtiğini ve yakalanıp geri gönderildiğini söyledi.
Özyağcı daha önceki hiçbir ifadesinde Mustafa Kemal isimli kişinin varlığından; Gölbaşı'nda 4 gün kaldığını ve İzmir'e götürüldüğü söylememişti.
Bu ifadeyle açıkça kendisini Ankara'dan İstanbul'a götüren Tolgahan Demribaş ve Emre Yüksel'i korudu. Özyağcı gözaltına alındıktan sonra emniyette baskı gördüğünü ve hakarete uğradığını kaydetti.
1 polisin bu olayın siyasi olduğunu düşündüğünü söylediğini iddia ederek "Savcı Dursun Ali Kaya 'Devlet Bey'den emir aldıysan söyle' demeye başladı" dedi. Bu ifadeleriyle Sinan Ateş soruşturmasını MHP'ye yönelik bir operasyonmuş gibi göstererek kendisini kurtarmaya çalıştı. Özyağcı, Doğukan Çep'in ayaklarından vurma talimatını verdiğini kendisinin de bunu gerçekleştirdiğini ileri sürdü.
TOLGAHAN DEMİRBAŞ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Sanık Tolgahan Demirbaş ise suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek ifadesine başladı. Demirbaş, MHP ve Ülkü Ocakları'nın bu cinayetle zan altında kaldığını iddia ederek "Benim karşınızda bulunuyor olmamın sebebi, azmettirmem değildir. Suça karışmam da değildir. Bir camiayı zan altında bırakmak maksadıyla yapılan kamuoyu baskısı sonucu tutuklanmış bir insanım.
Yüksek lisans mezunu, iki yabancı dil bilen bir öğretmenim. Şampiyonlukları olan milli sporcuyum, voleybolcuyum. Adli sicilim temizdir" dedi.
Duruşma öncesinde davayı yerinde izleyen Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz canlı yayında Ayşe Ateş'i konuk etti. Ayşe Ateş canlı yayında şunları söyledi:
"Eksik delillerin tamamlanması yeni tam bir iddianamenin hazırlanması ve hızlı bir şekilde şüphelilerin ifadelerinin alınmasını istiyoruz. Bu bizim istediğimiz bir mahkeme değil eksik yarım bir mahkeme. Bizim istediğimiz eksik olan belgeler iddianameye eklenecek ondan sonra tam bir mahkeme görülecek. Bence asıl şüpheliler getir götür işlerini yapan kiralık katiller asıl azmettiriciler gizliliği olan diğer dosyada yeralıyor. Bizim için asıl olan o dosyada yeralanların ifadelerinin alınarak bu dosyaya eklenmesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız görüşmede bize adaletin en hızlı şekilde geleceği sözünü verdi. Bu görüşmeden sonra bir gelişme olmadı ama bu mahkemeden sonra bir gelişme olmasını bekliyoruz. Bazı çevreler farklı şekilde yorumladı ama ben katılmıyorum sayın cumhurbaşkanının sözünü tutacağına inanıyorum. Ortada bir tane cinayet var iki ayrı dosya olması akıl ve mantık dışı. Bu cinayetin emniyet ve yargı ayağı vardır hiç şüphem yok. Emniyet ve yargının aynı zamanda MHP ve Ülkü Ocaklarının içine sızmış suç örgütü vardır. Zaten bu dosya üzerindeki karanlık el bunlar bir sac ayağının parçaları. Bugünden sonra o karanlık bu dosyanın üzerinden çekilsin ve adil bir yargılama yapılsın. Bizim başka bir talebimiz yok. Ben sadece kocamın katilleri adil bir şekilde yargılansın istiyorum. Bugün Mersin olayı ile birlikte değerlendirmesini isteyeceğim. Hepsinin kaynağı aynı hepsi aynı merkezden talimatı alıp bu suikastı gerçekleştirdiler. MHP'nin avukatları burada ne sıfatla bulunuyorlar. Bizim yanımızda olmadıkları aşikar. Bu boşluğu aziz milletimiz doldursun. Umarım sanıklar serbest kalmaz."
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan'da sadece 22 tutuklu sanık hakkında dava açmış, iddianameyi 7 Mayıs'ta kabul etmişti.
Yargılanacak 22 tutuklu sanık arasında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem de bulunuyor.
İddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getiren ve kaçıran Vedat Balkaya ile Suat Kurt hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor