Ayhan Bilgen tahliye edildi
Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davada üçüncü duruşmasının ikinci oturumu bugün Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Eski Kars Büyükşehir Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Cihan Erdal’ın yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile tahliyesine karar verildi. 3’üncü duruşmanın 3’üncü oturumu yarın devam edecek.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Duruşmayı Eş Genel Başkanlar Mithat Sancar ve Pervin Buldan'ın aralarında bulunduğu bazı HDP'liler de izledi.
Dava dosyasına giren evraka ilişkin bilgi veren mahkeme başkanı, reddi hakim taleplerinin üst mahkemelerce kabul edilmediğini söyledi. Daha sonra söz alan sanık avukatları, davanın siyasi olduğunu öne sürüp usule ilişkin itirazlarını dile getirdiler.
Avukat Kenan Maçoğlu, iddianamede ifadelerine yer verilen gizli tanıkların nasıl bulunduğunun ve ifadelerinin nasıl alındığının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasını istedi.
Kobani eylemlerinde yaşamını yitiren Yasin Börü ve arkadaşlarının ailelerinin avukatı, davaya katılma talebinde bulundu.
Taleplerin ardından savunma yapan sanıklardan Ayhan Bilgen, üzerine atılı suçlamaları reddetti, 6-8 Ekim olaylarıyla ilişkilendirecek bir eyleminin bulunmadığını öne sürdü.
İddianamede, 6 Ekim 2014'teki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından HDP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlardan sonra farklı illerde olayların başladığının anlatıldığını dile getiren Bilgen, kendisinin söz konusu MYK toplantısına katılmadığını, bu sırada bir televizyon programında bulunduğunu söyledi.
Bilgen, iddianamede 37 kişinin ölümüne sebebiyet vermekle suçlandığını, bunu kabul etmediğini söyledi ve haksız yere bir kişiyi öldürmektense ölmeyi tercih edeceğini dile getirdi. Bilgen, siyasete girme nedeninin ölümleri durdurmak olduğunu belirterek, "Bir insanın öldürülmesini hangi gerekçeyle olursa olsun asla meşru görmüyorum. Bu bana atılmış bir iftiradır. Bu suçlamayı çok ağır bir itham olarak görüyorum." dedi.
Anayasal düzeni ihlal suçlamasını da kabul etmeyen Bilgen, Türkiye'nin darbe anayasasıyla yönetilmesinde siyasetçi olarak kusuru bulunduğunu, fakat demokratik bir anayasanın yine demokratik yollarla yapılması gerektiğine inandığını belirtti. Bilgen, ülke bütünlüğüne karşı bir suç işlemesinin söz konusu olmayacağını söyledi.
Ayhan Bilgen, Yasin Börü ve arkadaşlarının öldürülmesini olumlayan hiçbir ifadesinin bulunmadığını, sosyal medyadaki paylaşımlarının olayları yatıştırmaya yönelik uyarı niteliğinde olduğunu, kimseyi tehdit etmediğini öne sürdü.
Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemleri kimin organize ettiğinin sorulması üzerine Bilgen, Türkiye'de bunu organize edecek bir oluşum bulunmadığını, insanların kendiliğinden harekete geçtiğini, ancak bunun daha sonra provoke edildiğini ve olayların başka yerlere götürüldüğünü savundu.
Ayhan Bilgen, "O dönem yaptığınız paylaşımlar nedeniyle 6-8 Ekim olaylarında sorumluluğunuzun olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, suç oluşturacak hiçbir çağrısının bulunmadığını iddia etti.
AKP'nin avukatı Muammer Cemaloğlu'nun, "Süreç iyi yönetilmezse bunu iç savaşa çevirmek isteyen olur." şeklindeki sözlerini hatırlatarak, olayları iç savaşa çevirmek isteyenlerin kimler olduğunu sorması üzerine Bilgen, "Başka devletler, istihbarat örgütleri bunu kaşımak isteyecektir. Bizim bir sorunumuz var. Bu sorunla yüzleşmek ve bunu çözmek hepimizin sorumluluğudur. Sorunlardan nemalanmak kimseye, hele siyasetçilere yakışmaz." dedi.
Avukat Barbaros Yılmaz'ın olayların durmasına yönelik bir çağrısı olup olmadığını sorması üzerine Bilgen, her kesime uyarılar yaptığını söyledi.
Bilgen'in savunmasının ardından duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verildi.
AA