'Aşırı steril ortam bağışıklık sistemini zayıflatabilir'

'Aşırı steril ortam bağışıklık sistemini zayıflatabilir'
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Serpil Mızrakçı, ortamın aşırı steril edilmesinin alerjik hastalıkların artmasına neden olabileceğini belirterek, “Yaşlı hastaların bağışıklık sisteminin bozulması onların daha çok, daha sık hasta olmalarına neden olmaktadır” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Serpil Mızrakçı, dezenfektanların kullanımı, aşırı steril ortamın zararları, aşılanma ve maske kullanımı noktalarında açıklamalarda bulundu.Mızrakçı, yabancı misafirlerin yoğun olduğu bir bölgede görev yaptığını belirterek, korona virüs şikayetiyle gelen hastaların tedavilerini başarıyla tamamladıklarını bildirdi.

Koronavirüs sürecinde dezenfektanların daha çok kullanılmaya başladığını dile getiren Mızrakçı, “Dezenfektanların bir kısmı yüzey bir kısmı da cilt ve mukozaya uygulanabilir özelliktedir. Dış ortam yüzeylerinde kullandığımız dezenfektanlar çamaşır suyu ve deterjanlar. Çamaşır suyunu küçük alanlarda kullandığımız zaman maruziyet arttığı için hastalarda solunum sıkıntısı ve solunum yollarında tahrişe neden olabiliyor. Solunum sıkıntısı daha çok koah ve astım hastalarında görülüyor” dedi.

Elleri sık sık 20 saniye süre ile yıkamak, alkol bazlı el dezenfektanı ve kolonya kullanmak ellerde ileride kaşıntı, yanma, çatlama gibi egzama belirtilerine yol açabildiğini ifade eden Mızrakçı, bu noktada ellerin nemlendirilmesinin önemine işaret etti.

'Eller sabunla yıkanmalı'

Özellikle ellerin sıvı sabunla yıkanmasının önemli olduğuna değinen Mızrakçı,“Dezenfektanların etkili olabilmesi için ellerde görünür bir kirlilik olmaması gerekiyor. 2-3 dezenfektan uygulamasından sonra mutlaka ellerin sabunla yıkanması gerekir” dedi.

'Aşırı steril ortam bağışıklık sistemini zayıflatabilir'

Ortamın aşırı steril edilmesinin alerjik hastalıkların artmasına neden olabileceğini işaret eden Mızrakçı, “Steril ortamların abartılması bağışıklık sisteminin güçlenmesini olumsuz yönde etkiler. Ortam sterilliği arttıkça, bağışıklık sistemi kendine doğru çalışır ve kendine zarar vermeye başlar. Bazı otoimmün hastalıkların temelinde bu yatar. Çocukların toprakla oynaması, yaşıtlarıyla vakit geçirmesi bağışıklık sistemini güçlendirmesine yardımcı olur. Yaşlı hastaların bağışıklık sisteminin bozulması onların daha çok daha sık hasta olmalarına neden olmaktadır” dedi. Mızrakçı, kalp,şeker, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan kişilerin, maske, mesafe el hijyenine devam etmeleri gerektiğinin altını çizdi.

'Toplumun yüzde 70’inin aşılanması ile rahatlayabileceğiz'

Aşı olduktan sonra her şeyin normale dönmediğini ifade eden Mızrakçı, “Kovid-19 salgınında toplumun yüzde 70’inin aşılanmasının ardından biraz daha rahatlayabileceğiz. 2022’ye kadar tam normal yaşama geçmek zor gibi görünüyor. 2021 yılı korunma ve aşı yılı gibi geçirerek, 2022’ye eski normalimizle girebileceğimizi öngörüyorum” diye konuştu.

'Açık alanda maske kullanımı'

Açık alanda kalabalık bir ortamda bulunulduğu zaman maske takılmaya devam edilmesi gerektiğini belirten Serpil Mızrakçı,“ Sinovac aşısı olanların açık havada mesafeyi koruduğu sürece maskeyi çıkarmada bir sakınca yok. Biontech aşısı olanların üzerinden 28 gün geçmiş olanlar açık havada maskesiz dolaşabilirler. Açık havada mesafeye dikkat edildiği sürece bulaşma riski düşük. Ancak toplumun yüzde 70’i aşılanana kadar, kapalı ve kalabalık ortamlarda açık havada dahi olsa maske takmaya devam edilmelidir” dedi.

'Maskenin faydası'

Maske kullanımını ve hijyen kurallarının artmasıyla gribin bu sene yok denecek kadar az gördüklerinin altını çizen Mızrakçı,“Maske kullanımı ve hijyene dikkat edilmesi nedeniyle grip gibi viral enfeksiyonların azaldığını gördük. Maskenin bir faydalı yönü de bu oldu. Tüm dünyada toplum bağışıklığı arttıkça tek tek vakalar göreceğiz, salgın şeklinde bir durum olmayacak” diye konuştu.