Alaattin Çakıcı'nın da ismi karışmıştı: Hükümet düşüren Türkbank yeniden açıldı

Alaattin Çakıcı'nın da ismi karışmıştı: Hükümet düşüren Türkbank yeniden açıldı
Organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın ihale sürecinde isminin karıştığı ve Mesut Yılmaz hükümetinin düşmesine neden olan Türk Ticaret Bankası AŞ'ye yeniden faaliyet izni verildi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Türk Ticaret Bankası'nın yeniden faaliyetine izni verildi. Türk Ticaret Bankası'nın bankacılık yapma ve mevduat toplama yetkisi 1 Temmuz 2001‘de kaldırılmıştı.

Alaattin Çakıcı tarafları rahatsız etti

Türkiye'nin ilk özel bankası Türk Ticaret Bankası veya diğer adıyla Türkbank, 1994'te patlak veren krizin ardından o dönem 274 şubesi ve 4 bin 532 çalışanı olan banka zayıfladı.Aynı yılın Mayıs ayında Hazine'ye devri gerçekleşti. Ancak, bankanın yüzde 84,52'lik hissesi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından kamu ihalesiyle satışa çıkarıldı.

TMSF, 4 Mayıs 1998'de ihale açmak istedi. 18 Mayıs'ta İstanbul polisi, Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne Korkmaz Yiğit'in cep telefonu organize suçla mevcut bağları ve para transferine ilişkin makul gerekçelerle dinleme izni almak için başvurdu.

İhalenin tamamlanmasının ardından polis, Yiğit ile organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı arasındaki ilişkiyi ve Çakıcı'nın ihaleye teklif veren diğer tarafları rahatsız ettiğini yazılı olarak TMSF'ye bildirdi.

CHP'li vekil ifşa etti

17 Ağustos 1998'de Çakıcı, Türk polisinin talebi üzerine Fransa'da yakalandı ve Türkiye'ye iade edildi. 29 Ağustos günü, CHP milletvekili ve Kültür ve Turizm Bakanlığı yapmış olan Fikri Sağlar'ın eline posta yoluyla Yiğit ve Çakıcı arasında Türkbank ihalesi hakkında bir konuşma kasedi geçti. Sağlar, 13 Ekim günü yaptığı basın toplantısıyla olayı kamuoyuna duyurdu. Bunun üzerine TMSF, 15 Ekim 1998'de ihaleyi geçersiz kıldı.

Yılmaz hükümeti düştü

Korkmaz Yiğit, 12 Kasım'da polise verdiği yazılı ifadede tüm bağlantılarını itiraf etti ve hukuka aykırı iş yaptığını kabul etti. Yiğit'in ifadesinin kamuoyunda yankı bulmasıyla konu siyasete de sıçradı. Skandala Başbakan Mesut Yılmaz ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı Güneş Taner'in de karıştığı ortaya çıktı.

Yiğit, bunu yapmaya kendisini Yılmaz ve Taner'in teşvik ettiğini, hatta bunun için kamu bankalarından kredi teklif ettiklerini iddia etti. Sonunda Yiğit, tutuklandı ve hapse mahkum edildi. Bir süre sonra ise tüm malvarlığını kaybetti.

Skandala karışan başbakana karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde soruşturma komisyonu kuruldu. Yılmaz ifadeye çağrıldı ve kabinesi güven oyunu kaybederek 11 Ocak 1999'da düştü.

Cezaları ertelendi

Meclis komisyonu çok sayıda gazeteciyi dinledikten sonra Yılmaz'ı, ihaleye fesat karıştırmaktan suçlu bulan bir rapor hazırladı.

13 Temmuz 2004'te 447 milletvekilinden 429'unun oyunu alan rapor onaylandı. Ancak Yılmaz, Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmak istedi. Anayasa Mahkemesi, bunu davanın iki sanık için ayrılması gerektiğini söyleyerek geri çevirse de 27 Ekim günü mecliste yapılan oylamada iki isim ayrı ayrı Anayasa Mahkemesi'ne gönderildi.

Anayasa Mahkemesi 23 Haziran 2006'da Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'i Türk Ceza Kanunu'nun 205. maddesi uyarınca görev süreleri içinde ihaleye fesat karıştırmaktan suçlu buldu. Ancak cezaları ertelendi.