AKP'de iki isim topun ağzında: Parti istiyor, gözler Erdoğan'da

AKP'de iki isim topun ağzında: Parti istiyor, gözler Erdoğan'da
HALKTV ÖZEL HABER/ 31 Mart seçim sonuçlarının AKP'de yarattığı sarsıntı, yeni bir hesaplaşmaya dönüşüyor. Gerek AKP tabanı, gerekse etkili isimleri; Erdoğan'ın yakınındaki 2 ismin başarısızlıkta büyük payı olduğu görüşünde. İşte topun ağzındaki isimler...

31 Mart seçimi sonuçlarının Ankara’da en çok değerlendirildiği adreslerin başında AKP ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı geliyor. Seçime MHP ile ittifak halinde girilmesinin AKP’ye oy kaybettirdiğini düşünen çoğu partiliye, Saray’dan “Sandıklara sahip çıkamadınız” eleştirisi yükseliyor. 31 Mart gecesi yaptığı balkon konuşmasının ardından dinlenmeye çekilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine revizyonuyla ilgili planlarının içine saraydaki danışmanlarını da katacağına kesin gözüyle bakılıyor.

AKP çevreleri, parti içindeki sorgulamanın YSK’nın kesin seçim sonuçlarını ilan etmesiyle birlikte ‘daha planlı’ bir şekilde yapılacağına dikkat çekiyor. Bu planlamanın yöneticisi de elbette Erdoğan olacak. Erdoğan’ın parti yönetimine ve teşkilatlara vereceği talimatların merakla beklendiği AKP’de “Özeleştiri yapmaktan korkuyoruz” diyen de var, “Birisi çıkıp artık tüm çıplaklığıyla konuşmalı, AKP-Saray çelişkisi bitmeli” diyen de.

asddd-001.jpg

SÜLEYMAN SOYLU'YA BÜYÜK ÖFKE

Partideki “Özeleştiri yapmaktan korkuyoruz” diyen cephe, seçim kampanyası sürecinde yapılan ‘yanlışların’ üzerinde ısrarla duruyor. Onlara göre; TBMM başkanlığını yürütürken İstanbul için aday gösterilen Binali Yıldırım’ın, başkanlık görevinden istifa etmesinin uzatılması kadar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Doğu ve Güneydoğu’da olduğu gibi başkent Ankara’da da ‘seçime müdahale eden tavrı’ seçmende ters tepti. Öyle ki, Süleyman Soylu’nun seçim sonrasında neden kamuoyunda görünüp de açıklama yapmadığı konusunda parti tabanından AKP yöneticilerine eleştirel soru yağmuru var. Bu sorular arasında “Seçimde düşmanca bir dil kullanmak, AKP’nin gönül belediyeciliği felsefesinin nasıl parçası oldu” sorusu öne çıkıyor. Soylu, Cumhur İttifakı karşısındaki Millet İttifakı’nın PKK’yla bir anlaşma imzaladığını hemen her seçim konuşmasında dile getirmişti. 

GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ LAFTA KALDI

Süleyman Soylu’nun Ankara’ya ilişkin açıklamalarının da sorgulanması gerektiğine ilişkin parti tabanından gelen istekler artıyor. Soylu, CHP’li bir belediyenin Ankara’da yaşayanlar için kabus oluşturacağını söylememekle yetinmemiş, seçmene ve parti çevresine “Ankara’ya Kılıçdaroğlu’nun adımını attırmayın” talimatı vermişti. Soylu’nun açıklamalarının AKP’nin seçim kampanyasında öne çıkardığı “gönül belediyeciliği” felsefesi ile çeliştiğini düşünen partili sayısı oldukça yüksek. Parti yönetiminde dahi “Soylu’nun düşmanca söylemleri Erdoğan’la halkın arasını açtı” değerlendirmeleri yapılıyor.

ONUN DA KOLTUĞU SALLANIYOR

Partideki bu değerlendirmelerde “Erdoğan yanlış bilgilendiriliyor” mesajları da dikkat çekiyor. Hatta bu mesajlar doğrudan Erdoğan’ın danışmanlarını hedef alır nitelikte. Erdoğan’ın Yeni Zelanda ve Avustralya ile yaşadığı krizler, bu krizler için basın danışmanı Fahrettin Altun’un “yanlış anlaşıldı” yönündeki düzeltme mesajları parti yönetimindeki AKP’lilerce not edilmiş durumda. Seçimin hemen sonrasında AKP’nin büyükşehirlerdeki yenilgisinin iktidar yanlısı basında FETÖ’ye bağlanması örneği de dahil edilerek saraydaki iletişim stratejisine sert eleştiriler yöneltiliyor. Vatandaşa daha makul ve somut bir iletişim stratejisiyle yaklaşmanın zamanının geldiğine ilişkin parti içindeki değerlendirmenin Erdoğan’a açık bir dille söylenmesi isteniyor. Peki bunu kim söyleyecek? Kim “Kral çıplak” diyecek? İşte AKP’de yanıtı aranan asıl soru bu.