'Afganistan'da illa taşeronluk üstlenecekse SADAT'çılarını göndersin'

'Afganistan'da illa taşeronluk üstlenecekse SADAT'çılarını göndersin'
Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak, Taliban’ın, Afganistan'ın başkenti Kabil’e girişinin ardından Türk askerinin yurda dönmesi gerektiğini söyledi. Öztrak, "Erdoğan, Afganistan’da illaki taşeronluk üstlenecekse dantelli kefen bezi kuşanan tosuncuklarını, o da olmazsa besleyip büyüttüğü SADAT’çılarını göndersin" dedi.

CHP'li Faik Öztrak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. CHP Sözcüsü Öztrak, Afganistan’da Taliban’ın, başkent Kabil’e girmesinin ardından Türk askerinin yurda dönmesi gerektiğini vurgularken, “Taliban ile inanç farklılığı yokmuş. Taliban lideriyle de görüşebilirmiş. Dün de Pakistan üzerinden Taliban’a çiçekler göndermeye devam etti.

Erdoğan, Afganistan’da illaki taşeronluk üstlenecekse dantelli kefen bezi kuşanan tosuncuklarını, o da olmazsa besleyip büyüttüğü SADAT’çılarını göndersin. Mehmetçiğimizin üzerinden elini çeksin. Son kez uyarıyoruz. Afganistan’da Mehmetçiğimizin ayağına değecek en ufak taştan bizzat siz sorumlu olursunuz" dedi.

Yüzyüze eğitimin başlamasına 15 gün kaldı

Öztrak, yüz yüze eğitimin başlamasına 15 gün kaldığını hatırlatarak, "Uzaktan eğitim arapsaçına döndü. İmkanı olmayan ailelerin çocukları eğitime ulaşamadı, imkanı olan ailelerin çocukları da uzaktan eğitimden bir şey anlamadı. Okulların daha fazla kapalı kalmasına, artık bu ülkenin tahammülü yok. Okullar açılmadan önce sınıf başına öğrenci sayısını azaltmak için ne tür tedbirler alındı? Ağustos ayının ilk yarısında ortalama günlük vaka sayısı 23 bin 441 oldu. Bu dönemde günde ortalama 122 vatandaşımız salgın nedeniyle yaşamını yitirdi. Döndük dolaştık, günlük vaka ve vefat sayılarında da mayıs ayı seviyelerine geldik. Dünyada salgına en çok kurban veren 19’uncu ülkeyiz. Günlük vaka sayısında hala 12’nci sıradayız. Salgın yeniden kontrolden çıkıyor. Maske, mesafe, hijyen çok önemli; ama yaz aylarında bunları tamamen unuttuk. Çare aşı. Bu konuda da başarılı olduğumuzu söylemek çok zor. Toplumsal bağışıklık için toplumun en az yüzde 70’inin 2 doz aşılanması gerekiyor. Bizde tam doz aşı olanların oranı halen yüzde 40 civarında. Aşı konusundaki başarısızlığın arkasında yanlış yönetim var" dedi.


'Milletçe yas içindeyiz'

Yaşanan sel felaketinin ardından bölgede incelemelerde bulunduklarını kaydeden Öztrak, "Ülkemiz peş peşe gelen doğal afetlerle sarsılıyor. Yaz başında Marmara'da müsilaj felaketini yaşadık. Yazın ortasında güney orman yangınlarıyla kavruldu. Yaz sonuna yaklaşırken ülkemizin kuzeyi korkunç sel felaketlerinde boğuldu. Bartın, Kastamonu, Bozkurt ve Sinop Ayancık’ta şahit olduğumuz yıkım çok büyük. Can kayıplarımız artıyor ve hala kendinden haber alınamayan onlarca yurttaşımız var. Başta 11 büyükşehir belediyemiz ve diğer tüm ilçe belediyelerimiz felaket bölgesindeki yaraları sarmak için canla başla çalışıyorlar. Belediyelerimiz sel afetini yaşayan illerimize 479 personel, 193 iş makinesi ve 108 hizmet aracı olmak üzere toplam 301 araçla destek veriyor. Bunun yanında bölgede içme suyuna duyulan bütün ihtiyacı gidermek amacıyla belediyelerimiz 40 TIR dolusu içme suyu ve 15 bin gıda kolisi ile afetzede vatandaşlarımıza destek olmaya çalışıyor. Yaraları sarmak, kucaklaşmak, acıları beraberce hafifletmek, millet olmamızın bir gereğidir. Milletçe büyük bir üzüntü ve yas içindeyiz. Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu. 

'Doğaya karşı işlenen suçların bedeli ağır oluyor'

CHP'li Öztrak, ülkenin potansiyelinin çok yüksek olduğunu dile getirerek, "Yeter ki bilimle akılla istişareyle liyakatli kadrolarla yönetilsin. Yaşadığımız son felaketler gösterdi ki doğaya karşı işlenen suçların bedeli çok ağır oluyor. Giden canı da geri getirmek mümkün değil ama en azından kalanların acılarını gidermek için genel başkanımızın koordinasyonunda belediyelerimiz ellerinden geleni yapmaya devam edecekler. İklim değişikliği artık bir risk değil kapımızdaki en ciddi tehditlerden biri. Bu nedenle doğa ile uyum içinde yaşamayı amaçlayan politikaları hızla geliştirmek zorundayız" dedi.