Erdoğan: Yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar uygun
Partisinin grup toplantısında konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Dünyada halkının kurtuluş savaşını bizzat yöneten, her badirenin ardından ayağa kalkıp çalışan çok az Meclis vardır," ifadeleriyle konuşmasına başladı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“Türkiye Büyük Millet Meclis’imizi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Bir süredir hazırlıklarını yürüttüğümüz reform paketimizin çatısını oluşturan yeni anayasa teklifimizi geçtiğimiz hafta kabine toplantımızın ardından milletimizle paylaştık. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de bu teklife olumlu bakmasıyla Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına sahip olmuştur. Milli iradenin gücünü yansıtacak yeni anayasamızın Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı için belirlediğimiz hedefleri taçlandıracağına inanıyorum. Tek parti dönemi faşizminin ardından 1960 ve 1980 darbesinin gölgesinde hazırlanan anayasaların yol açtığı sorunların ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. İktidarımızın ilk dönemlerinde vesayetin kanlı cinayet oyunlarından vesayet kurumlarının ve medyanın küstah meydan okumalarına kadar nice demokrasi ayıbıyla karşı karşıya kalmıştık. Cumhuriyet mitingleri gösterileriyle savcısından rektörüne kadar kendini devletin ve milletin üstünde gören nice kibir abidesinin saldırılarına şahit olduk. Partimize kapatma davası açıldığında, buna karşı omurgalı bir duruş sergilemek yerine dava dosyasına belge üretme peşine düşenleri de elbette unutmadık. Türkiye son 7-8 yılda sınır içi ve dışından sayısız işgal girişimi ile karşı karşıya kaldı. Terörün, alçaklığın, sinsiliğin her türlüsünü yaşadık. Bunların hepsi aziz milletimizin sinesine çarparak paramparça oldu.
"Yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar uygun"
15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından Cumhur İttifakı olarak ülkemizi yeni bir yönetim sistemine kavuşturmayı başardık. Darbe anayasasının ruhundan kaynaklanan anaforlar bir türlü bitmek bilmedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni çalışırken karşımıza hep anayasa meselesinin çıktığını gördük. Adalet Bakanlığımızca hazırlanan yargı reformu strateji belgesi hazırlıklarında da buna şahit olduk. Bilindiği gibi geçmişte aynı tespitler ve ihtiyaçlarla anayasa çalışması başlatmıştık. Mecliste çoğunluk bizim partimizde olmasına rağmen tüm partilerden eşit sayıda üyenin katılımıyla bir komisyon kurarak yeni anayasa için ilk adımı atmıştık. CHP'nin işi yokuşa sürmesi ve masayı devirmesi ile bu çalışmamız akamete uğramıştı. Bugün artık vesayetin gücünü kırmış, darbe niyetlilerine açıkça mesajını vermiş, uluslararası alanda özgürce hareket etme iradesini ortaya koymuş bir Türkiye var. Yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar artık gayet uygun.
"Tercihimiz tüm partilerin süreçte yer alması"
Geçmişteki reform çalışmalarımız bize yeni anayasa hazırlıklarında nasıl davranmamız gerektiği hususunda yol gösterecektir. Tercihimiz tüm siyasi partilerin bu süreçte yer almasıdır. Her kesimle gereken istişareleri yaparak bir anayasa metni ortaya çıkartmalıyız. Hatta bu öyle bir metin olsun ki Türkiye’nin 150’nci 200’üncü yılları kutlanırken bu anayasa çalışması tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin.
Buradan akademisyenlerimize, üniversitelerimize, medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin hep birlikte tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım. Hiç kimseyi ve hiçbir kesimi dışarda bırakmadan vizyoner bir bakış ile bunları milletimizle paylaşalım. Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla değil yeni sivil bir anayasa ile karşılayalım. Biz, Cumhur İttifakı olarak çalışmalara en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Nihai karar elbette milletimizin olacaktır. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Salgın tedbirleri
Dünya salgın tehdidi ve tedbirlerinin yol açtığı ağır sorunlarla yüzleşiyor. Biz, sistemimizin gücü ve tedbirler sayesinde bu süreci nispeten daha az hasarla atlatıyoruz. Batılı ülkeler salgınla baş etmekte zorlanırken biz sonrası dönemin hazırlıklarına başladık. Esnaf başta olmak üzere her vatandaşımızın sıkıntısını biliyoruz. Çözüm için sürekli yeni destek programları geliştiriyoruz. Hiçbir vatandaşımızın kendisi sahipsiz hissetmemesi için tüm imkanları harekete geçirdik. Pek çok ülke güvenlik zafiyeti yaşarken polisimiz, imamımız, öğretmenimiz vatandaşımızın evine giderek onlara yardımcı oluyor. Vatandaşlarımıza verilen destekler 51 milyar lirayı geçti. Bizim şu anda hazinemiz hamdolsun tamamen esnafımızın, milletimizin emrindedir. Bay Kemal bunları takip edemiyorsa ben ne yapayım. Biz kasamızdan çıkanı biliyoruz.
CHP'ye yüklendi
Geçtiğimiz günlerde İzmir'deki yağışlar sonucu yaşanan sel felaketi ile ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Sel felaketinin ardından nasıl olduysa hatırladı CHP Genel Başkanı'na bir esnaf ''Altyapı İzmir'de bitik. Sizden ricam ediyorum, burada 35 senedir CHP var, lütfen bu altyapıyı düzeltin'' diyor. Aklıma bu vatandaşımız kimi kime şikayet ediyor düşünmedim değil. Çiğli tramvayı temel atma töreninde konuşan CHP Genel Başkanı kendi belediyesinin hazineden daha uygun şartlarda borçlandığını övünerek anlatıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi zaten bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir, Bay Kemal. Bunları öğren. Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlamadığı için hazinenin sağladığı uluslararası finansman kredi şartlarının daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil. Bunların hangi yalanlarını düzelteceğimizi bilmekten usandık. Bunları görünce bir anda 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanlığına seçildiğimiz günleri hatırladık. Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermedikten sonra hiçbir belediye bu şekilde borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, benim de onaylamam gerekir. Ben onamadan bu dış borçlanmayı yapamaz. Bilmiyor. Hiçbir şeyi takip etmiyor.
Kılıçdaroğlu şunu bil: Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermedikten sonra hiçbir belediye bu şekilde borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, benim de onaylamam gerekir. Ben onamadan bu dış borçlanmayı yapamaz. Bilmiyor. Hiçbir şeyi takip etmiyor. Bundan sonra da sen bu yanlışla gidecek olursan burada soru işaretleri artar.
İzmir tüm altyapı ve kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette. İzmir gibi güzel şehrimizin hele Karabağlar'ın halini gördüğüm zaman 'Eyvah' diyorum. Ne iş yapıyorsunuz? Suyunuz yoktu. Suyu DSİ'ye verdiğim talimatla biz getirdik. İstanbul, Ankara buraların barajlarını da yine biz yaptık. Bu barajlar sayesinde İstanbul sayesinde susuzluk yaşamıyor. Şu anki CHP Kuvayı Milliye CHP'si değildir. Yeni sistemde bakanlar CHP'nin Genel Başkanları gibi kasetle gidip kasetle gelmiyor. Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
Yunanistan'a tepki
Miçotakis baktım meydan okuyor. İstikşafi toplantılar başlatılsın dedik, Miçotakis meydan okuyor. Sen şimdi bu meydanı okuduktan sonra biz seninle nasıl bir araya gelelim. Önce haddini bileceksin. Barış arayışın varsa önce haddini bil. O zaman sen masayı tekmeledin, kaçtın. Adalarda yaptıkların ortada, neye güveniyorsun ya? Bir yerden destek gelecek ona mı güveniyorsunuz? Nereden ne gelirse gelsin, Türkiye dimdik ayaktadır, gereğini yapar. Yunan tarafının son günlerdeki açıklamalarında Kıbrıs Türk'ünü yok sayıyorlar. Bu işin iki devletli çözümden başka çözümü yok. İster kabul edin ister etmeyin. Artık federasyon falan yok.