Turan: Uzun vadeli çıkarlar iç siyasete feda edilmemeli

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, "Ülkemizin coğrafi konumlanışı da tarihsel modernleşme çizgisi de bugün transatlantik ittifak ve AB ile cisimleşen modern dünyanın parçası olma doğrultusundadır. Avrupa Konseyi, NATO üyeliği, AB katılım hedefi ve Gümrük Birliği konuları, hep bu köklü anlayışın doğal sonuçlarıdır. Uzun vadeli çıkarları ifade eden bu konum iç siyasetteki dinamiklere feda edilmemeli" dedi.

TÜRK Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "Ülkemizin coğrafi konumlanışı da tarihsel modernleşme çizgisi de bugün transatlantik ittifak ve AB ile cisimleşen modern dünyanın bir parçası olma doğrultusundadır. Bu durum, demokratik ülkeler topluluğunun eşit bir üyesi olma iradesi ile örtüşüyor. Avrupa Konseyi, NATO üyeliği, AB katılım hedefi ve Gümrük Birliği konuları, hep bu köklü anlayışın doğal sonuçlarıdır. Uzun vadeli çıkarları ifade eden bu konum, önümüzdeki dönemde de iç siyasetteki dinamiklere feda edilmemeli" dedi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, 2023'e doğru dünyanın 100 yıl öncesine benzer sorunlarla karşılaştığını belirterek, "Küresel düzen, bir kez daha ciddi sınamalardan geçiyor. 1923'te ABD dünyada lider konumunu üstlenirken, 2023'te liderliği bir dizi tehdit altında. Birinci Dünya Savaşı öncesinde göçler tüm dünyayı etkiliyordu; bugün de öyle. Birinci yüzyılın başında Türkiye, nüfus hareketleri ile sarsılmıştı. Bugün de Türkiye, dünyada en çok mülteci barındıran ülke. Göç sorunu, ekonomik ve sosyal boyutlarının yanı sıra jeopolitik, siyasal ve demografik riskler taşıyor. 1918'de İspanyol gribi milyonların ölümüne yol açmıştı. 2 yıldır ise COVID virüsü dünyayı kasıp kavuruyor. 19'uncu yüzyıla girerken elektrik ve içten yanmalı motorlar ekonomik ve toplumsal hayatta devrim yaratıyordu. Bugünse dijital teknolojiler ve biyoteknoloji benzer bir sürece yol açıyor" dedi.

Dünya sisteminin geçen yüzyıldan çok farklı olduğunu vurgulayan Turan, "Küresel esenlik için iş birliği gerektiren; demokratik, ekonomik, teknolojik, ekolojik, sağlık, enerji, göç gibi alanların her biri jeopolitik rekabetin kıskacı altında. Coğrafi konumu gereği Türkiye, kritik öneme sahip az sayıda ülkeden birisi. Küresel gelişmelere nasıl cevap vereceğimiz, alışveriş anlayışının yerine ilkeler ve kurallar üzerinde yükselen bir dış politikayı nasıl oluşturacağımız ve ulusal güvenlik kaygılarını gözetirken; dostlukları derinleştirip düşmanlıkları nasıl azaltacağımız, ülkemizin refahını ve ilerlemesini başa koyarken, uluslararası sistemin tasarımına nasıl katkı yapacağımız, ikinci yüzyılımızın şekillenmesinde önem taşıyacak" diye konuştu.

Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarının iç siyasete feda edilmemesi gerektiğini vurgulayan Turan, "Ülkemizin coğrafi konumlanışı da tarihsel modernleşme çizgisi de bugün transatlantik ittifak ve AB ile cisimleşen modern dünyanın bir parçası olma doğrultusundadır. Bu durum, demokratik ülkeler topluluğunun eşit bir üyesi olma iradesi ile örtüşüyor. Avrupa Konseyi, NATO üyeliği, AB katılım hedefi ve gümrük birliği konuları, hep bu köklü anlayışın doğal sonuçlarıdır. Uzun vadeli çıkarları ifade eden bu konum, önümüzdeki dönemde de iç siyasetteki dinamiklere feda edilmemeli. Bu bağlamda AB ile ilişkilerin göç eksenli alışveriş ilişkisinden kurtarılarak, yeniden bir ilerleme çıpası haline gelmesi zorunludur. Önümüzdeki zorlu jeopolitik süreci başarıyla yönetebilmek için ülkemizin dış politikayı, demokrasiyi ve ekonomik gelişmeyi bir arada ve birbirini destekleyecek biçimde ele alması gerekiyor" dedi.