İspanya merkezli uluslararası banka adını koydu: Türkiye’deki hiperenflasyon

İspanya merkezli uluslararası banka adını koydu: Türkiye’deki hiperenflasyon
İspanya merkezli banka BBVA’nın CEO’su Onur Genç, Türkiye’de hiperenflasyon muhasebeleştirmesi için yetkililerle görüştüklerini söyledi.

Reuters’a konuşan Genç, Garanti BBVA’nın ikinci çeyrekten itibaren enflasyon muhasebeleştirmesinin ‘büyük ihtimalle uygulanacağını’ söyledi.

Enflasyon muhasebesi, AKP’nin döviz kurlarını ve enflasyonu fırlatan ekonomi politikalarının etkisiyle 2003’ten sonra ilk defa beş ay önce tekrar gündeme gelmişti.

Vergi usul kanununda yer alan maddeye göre son üç yılda yurt içi üretici fiyat endeksi toplamda yüzde 100 ve aynı senede yüzde 10’den fazla yükselirse enflasyon muhasebesi uygulanması gerekiyor.

Örneğin piyasada satılan bir malın yerine yenisi alınana kadar fiyatı artıyor. Bu yüzden de önceden alınan malların değeri bilançolarda düşük görünüyor. Bu firmanın kredibilitesini etkileyip işletme yönetiminde raporlamayı sekteye uğratıyor.

Enflasyon muhasebesinin amacı, bilançolarda duran kıymetleri bugünün değerine endekslemek. Enflasyon muhasebesi yüksek enflasyonun olduğu durumlarda uygulanıyor.

Genç, Türkiye’de enflasyon muhasebeleştirmesi uygulanması durumunda bankanın sermayesinin olumlu ancak kârın olumsuz etkilenebileceğini söyledi.

Genç ayrıca, bankanın Türkiye için risk maliyeti tahminini belirsizliklere rağmen değiştirmediğini de belirtti.

hiperenflasyon.jpg

Hiperenflasyon nedir?

Hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. Dörtnala enflasyon olarak da adlandırılır. Paranın değerini yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir.

Hiperenflasyonun nedenleri

Hiperenflasyonun en önemli nedeni aşırı parasal genişlemedir. Merkez Bankası bağımsız olmayan devletlerde para politikasını da hükûmet yönetir. İşte bu noktada hükûmetin maaşların ödenmesi, yatırım ya da bütçe açığının kapatılması için kontrolsüzce para basma kararı alması çok yüksek enflasyona neden olur.

İkincil olarak, ülkede siyasi istikrarın olmadığı, hükûmetlerin ortalama ömürlerinin 1-2 yıl olduğu durumlarda iktidar partisi, seçimlerin tekrarlanacağı ve halkın kendilerini cezalandırıp tekrar iktidara taşımayacağı beklentisi taşımaları durumunda kendilerinden sonra gelecek partinin iktisadi planlarını bilerek ve isteyerek bozacak kısa vadeli gayrı-iktisadi kararlar alabilirler. Özellikle gelişmemiş ve yeni gelişmekte olan ülkelerde gözlemlenen bu durum, ileride arz ve talep yönlü daralmalara yol açacak derin ekonomik krizlere sebep olabilir.

hiperenflasyon2.jpg

Enflasyon yaratmanın dayanılmaz cazibesi

Yüksek enflasyonla boğuşan ülkelerin hiperenflasyon tuzağına düşmelerinin nedenlerinden biri de bilerek ve isteyerek hedeflenenden daha yüksek bir enflasyon düzeyi yaratmaktır. Enflasyonun %80 olduğu bir ülke düşünün. Böyle bir durumda ülkeden yerli para cinsinden alacağı olan kişiler kendilerini enflasyonun yıpratma payına karşı kendilerini korumak (örneğin memur sendikalarının zam haricinde enflasyon farkı da talep etmesi) yerine belli bir para isterlerse hükûmet o parayı değersiz konuma düşürecek enflasyonu bilerek veya isteyerek oluşturabilir.

Hiperenflasyona özgü gelişmeler

Hiperenflasyon durumlarında görülen bazı özel durumlar vardır. Örneğin hiperenflasyon dönemlerinde kredi talebi olağanüstü şekilde artar. Bunun da en temel nedeni kredi taksitlerini ödemenin zorluğunun dönemler içerisinde enflasyon oranına bağlı olarak gitgide azalacak olmasıdır. Bunun yanı sıra hiperenflasyon durumlarında elde para tutmanın fırsat maliyeti çok pahalıdır. Bu durumda ülkedeki finansal okuryazarlık oranına bağlı olarak kişiler yerli parayı ya yüksek faizde değerlendirme ya da bir an evvel ellerinden çıkarma eğilimi gösterirler. İkinci durumun yoğun olduğu ülkelerde yüksek enflasyon düzeyine rağmen ekonomide suni bir canlılık görünebilir.

hiperenflasyon1.jpg

Para ikamesi

Hiperenflasyon döneminde kişiler kendilerini enflasyonun etkisinden korumak için yabancı para tutmaya başlarlar. Hiperenflasyon süreci ne kadar uzarsa, yabancı para cinsinden alışverişin niteliği de o denli artar. Örneğin ev sahipleri kira ücretini yabancı para cinsinden istemeye başlarlar ya da kişiler maaşlarını alır almaz yabancı paraya çevirirler. Yerli paraya olan güvenin bu derece sarsıldığı ortamda kişiler ülkedeki döviz talebini inanılmaz şekilde arttırır. Bunun sonucunda piyasada gittikçe kıtlaşan dövizin değeri artar, döviz kuru yükselir. İlginçtir ki bu durum belli bir sınıra kadar ülkenin makro politikalarını belirleyenler için katlanılabilir bir maliyettir zira döviz kurunun yükselmesi öncelikle reel kuru, ardından da ihracatı yükseltip ülkenin makro dengelerinde kısa süreli bir iyileşmeye neden olur. Ama orta vadede yabancı para cinsinden borçlu olan kesimlerin, örneğin devletin ve şirketler kesiminin, borçlarını katlayarak arttıracağı için önce bütçe açıklarına, önlem alınmaması halinde ise ekonomik krizlere neden olabilir.

Hiperenflasyonun çözümleri

Düşünülenin aksine kısa vadede %400'lük enflasyonu düşürmek %40'lık enflasyonu düşürmekten daha kolaydır. Çünkü böyle durumlarda daha önce siyasi maliyet yüzünden alınamamış tedbirler daha kolay alınabilmektedir. Üstelik %400'lük bir enflasyonu %200'e indirmenin siyasi kazancı, %40'lık enflasyonu %20'ye indirmekten daha fazla olabilir. İkincil olarak, çoğu zaman hiperenflasyona neden olan aşırı parasal genişlemeyi kontrol altına almak bile enflasyonu daha makul düzeylere indirmek için yeterli olabilmektedir.

Uzun vadeli çözümler için bütçe disiplinini sağlayacak reformların yapılması ön koşuldur. Bunun için de kararlı bir finansal istikrar programı uygulanmalıdır. Bu program dahilinde kurumsal açıdan yapılanma, vergilendirilmeyen tabanı vergilendirmeye çalışma, vergi idaresinin iyileştirilmesi ve harcama önceliklerinin kesin olarak belirlendiği bir mali reform önşarttır.