Aykut Erdoğdu: Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor

Aykut Erdoğdu: Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şeker fabrikalarının devletin sırtında yük olduğunu açıkladığını belirterek “Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şeker fabrikalarının devletin sırtında yük olduğunu açıkladığını belirterek “Sarayın 13 günlük harcaması şeker fabrikalarının tüm zararını karşılıyor. Saray harcamalarında 30’da 1 oranında tasarruf etse milli şeker sanayimiz ve bu fabrikalardan geçinen 2,5 milyon insanımızın geleceği kurtulacak” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın dün partisinin MKYK toplantısında yaptığı, “Şeker fabrikaları devletin sırtında yük ve zarar ediyor. O nedenle özelleştireceğiz” dediğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Bu fabrikalar 2,5 milyon insana iş ve aş sağlıyor. Devletin resmi rakamlarına göre, şeker fabrikalarının 2016 zararı 76 milyon. Aynı yıl saray 650 milyon TL ve 1 milyar 650 milyon TL örtülü ödenek harcaması yaptı. Yani devletin resmi kesin hesaplarıyla kıyaslarsak, sarayın 13 günlük harcaması ile şeker fabrikalarının tüm zararı karşılanıyor. Söz konusu dönemde saray günde 1 milyon 600 bin TL harcamış. Bu sarayın dakikada 4 bin 281 TL harcadığını gösteriyor. Rakamlar milletin sırtına kimin yük olduğu gösteriyor. 2,5 milyonun ekmek kapısı şeker fabrikaları değil, israf batağındaki saray bu milletin sırtına yük.”

İYİ YÖNETİLMİYORLAR

Sayıştay raporlarına göre şeker fabrikaları iyi yönetilmediği için 2016’da 22 milyon TL faiz ödediğinin belirtildiğini kaydeden Erdoğdu, “Fabrikaların iyi yönetilmemesi ne işçilerin ne de pancar eken çiftçinin suçu. Oraya getirdiğiniz adamlar bu fabrikaları rantabl hale getirememiş. O adamların hatasını 2,5 milyon aileye ödetemezsiniz” diye konuştu.

Erdoğdu,  Türkiye’de kamu öncülüğünde ve kooperatiflerin girişimciliği ile pancar şekeri üretimi başarıyla devam ettirildiğini, arz güvenliğinin yanı sıra, fiyat ve verimlilik açısından önemli başarılara imza attığını belirterek, “Bu nedenle, özelleştirme kararının iktisadi mantığı çürüktür.” dedi. Şeker pancarı üretiminin sözleşmeli üretimin ilk örneklerinden biri olduğunu ve sanayileşme tarihinde tarımın sanayiye entegre olmasını sağlayarak gıda sanayinin gelişiminde kilit bir rol oynadığını anlatan Erdoğdu, mevcut sistemin arz güvenliği sağladığını ve işletmelerin sürdürülebilirliğini garanti altına aldığını bildirdi. Erdoğdu şöyle devam etti:

“Türkiye’deki 43 şeker fabrikasının 25’i kamuya, 5’i Pankobirlik’e ait. 2016 yılında 15 milyon hektar alanda tahıl ve bitkisel ürün ekilirken, şeker pancarı ekim alanı ise 322 bin hektar civarında gerçekleşti.2017’de pancar üretimi bir önceki yıla göre yüzde 22 artışla 19 milyon 500 bin ton olarak gerçekleşti. Bu miktar Şeker Kanunu’nun uygulanmaya girdiği 2002’den bu yana en yüksek üretim. Üretilen pancar 16 milyon tondan 20 milyon tona yükseldi, dekar başına verim 5,5 tondan 6,1 tona ve ürün taşıyan alan da 2,9 milyon dekardan 3,2 milyon dekara genişledi.”

AB ÜLKELERİ ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR

Pancardan üretilen şekerin dünyada hükümetler tarafından desteklendiğini anlatan Erdoğdu, 2016 yılında AB ülkelerinin şeker pancarı ve beyaz şeker bakımından Türkiye’nin 14 katına ulaşan oranlarda destek verdiğini bildirerek şunları söyledi:

“Fabrikanın sermaye yapısının ya kamu elinde bulunması ya da tabana yayılarak kooperatif yapısıyla şekillenmesi doğrudur. Ülkemizin coğrafi olarak şeker ithal eden ülkelere olan yakınlığı ve AB ülkelerine göre verimli alanlara sahip olması, Türk şeker sanayinin uluslararası piyasalarda rekabet şansını artırıyor. Uygun iklim ve toprak verimliliği ülkemize, AB’ye kıyasla yüzde 15-20 daha ucuz kristal şeker üretme imkânı sağlıyor. Hollanda gibi şeker pancarı için uygun olmayan iklime sahip AB ülkeleri bile pancar şekeri üretimini tereddütsüz devam ettiriyor. Bunun nedeni pancar ziraatının ve sanayisinin üreticilere sağladığı katma değer. AB ülkelerinden Almanya ve Fransa mevcut tüketiminin iki katı daha fazla şeker üretiyor.”

ABD ve AB’de faaliyet gösteren şirketlerin önemli bir bölümünün çiftçi kooperatifleri ve çalışanlarının içinde yer aldığı yönetim modellerinin mülkiyetinde olduğunu bildiren Erdoğdu, “Pancar tarımı, çiftçiyi köyde tutan en önemli araçlardan biri. Özelleştirme kararı neticesinde 10 milyon insanımız eliyle yaratılan 2,5-3 milyar dolarlık katma değerden ve istihdam gücünden vazgeçilecek, pancar tarımı yok olacak. Pancardan geçimini sağlayan 2,5 milyon insan şehirlere göç ederek işsizler ordusuna katılacak” diye konuştu.

NBŞ ÜRETİMİ AB’NİN 8 KATI

Özelleştirmenin sonucunda sağlığa aykırı olduğu bildirilen nişasta bazlı şekerin (NBŞ) iç tüketimde pancar şekerinin yerini alacağına dikkat çeken Erdoğdu, AB ülkelerinde NBŞ üretiminin çok sınırlı olmasına karşın Türkiye’de AB ülkelerinin 8 katı üzerinde olduğunu söyledi. Erdoğdu şöyle konuştu:

“Ülkemizde, şeker, dünya ortalama büyüme hızının ancak yarısı düzeyinde büyürken, NBŞ üretimi dünya ortalamasının 4 katı, yüksek yoğunluklu tatlandırıcılar ise 10 katının üzerinde büyümekte. Bu da şeker fabrikalarının Cargill ve benzeri fabrikaların isteği üzerine kapatılmak istendiği iddialarını doğruluyor. Şeker-İş’in 2005’den bu yana NBŞ kotasının artırılmasının iptaline yönelik Danıştay’a açtığı hemen hemen her davanın kazanılmasına rağmen NBŞ kotalarındaki oynak sistem, Türkiye şeker sektörünün altını oyuyor.”

CHP olarak, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı oldukları görüşünü tekrarlayan Erdoğdu, “Genç cumhuriyetin kıt kaynaklarıyla kurduğu bu değerli işletmeler, iktidarın anlık rant hesabına kurban edilmemeli, ülkemizin gıda güvenliği tehdit edilmemeli. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi değil, kooperatiflerimizin bu fabrikaların yönetimi ve mülkiyetinde pay alması bu kritik sektörün başarılı seyrine devam etmesi için atılması gereken birinci adımdır.” dedi.