Uygur Türklerine yönelik şiddetin belgeleri infial yarattı
Çin'in Sincan'da Uygur Türklerine yönelik baskı politikası fotoğraflarla belgelendi. Polis bilgisayarının hacklenmesi sonucu elde edilen binlerce fotoğraf ve belge önce BBC'ye servis edildi.
Çin'in Sincan'daki gizli kitlesel alıkoyma sisteminden binlerce fotoğraf, bu yılın başlarında BBC'ye iletildi. Bunları araştırmak ve doğrulamak için aylarca süren çalışmanın ardından yayımlanan rapor, bölgedeki Uygur Türklerinin alıkonulmasına ilişkin önemli yeni ayrıntılar sunuyor.
'Hapishaneden farksız'
Rapora göre, Çin hükümeti, 2017'den bu yana Sincan'da inşa edilen kampların sadece eğitim amaçlı olduğu savunurken, yeni yayımlanan belgeler, kampların bir hapishaneden farksız olduğunu gösteriyor.
Binlerce Uygur gözaltında
Belgelerde Ocak-Temmuz 2018 arasında polis tarafından çekilen 5 binden fazla Uygur Türkü'nün fotoğrafı yer alıyor. Beraberindeki diğer veriler, bunlardan en az 2 bin 884'ünün gözaltında olduğuna işaret ediyor.
Fotoğraflarda, "yeniden eğitim kampında" bulunanlar için, Çin'in uzun zamandır iddia ettiği "istekli öğrenciler" olmadıklarına dair işaretler dikkati çekiyor. "Yeniden eğitim kampı" fotoğraflarından bazılarında, ellerinde copları olan gardiyanlar göze çarpıyor.
'Çin'i karalamaya yönelik çabaların son örneği'
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, BBC'nin gündeme getirdiği iddialarla ilgili soruya verdiği yanıtta, "Bahsettiğiniz, Çin karşıtı güçlerin Çin'i karalamaya yönelik çabalarının son örneğidir. Bunlar eski hilelerin tekrarından ibarettir. Dedikodu ve yalanları yayarak dünyanın vereceği hükmü gölgeleyemezler. Sincan'da istikrar ve refahın olduğu, orada yaşayanların da hayatlarından memnun ve mutlu olduğu gerçeğinin üzerini örtemezler" ifadelerini kullandı.
'Vur - öldür politikası'
Belgeler arasında 60 yaşındaki Tacigül Tahir adlı kadının yasadışı vaaz vermek suçlamasıyla Ekim 2017'de kampa yerleştirildiği bilgisi yer alıyor. Alkol veya sigara içmediği için "güçlü dini eğilimlere" sahip olduğu ifadesinin yer aldığı belgede, Tacigül Tahir'in oğlunun terör suçlamalarıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığı belirtiliyor.
Kamptaki en yaşlı kişi olarak bilinen Anihan Hamit
Fotoğraflarda en genç olarak gözüken Rahile Ömer'in, 15 yaşında gözaltında olduğu ifade edilirken, 73 yaşındaki Anihan Hamit'in kamptaki en yaşlı kişi olarak kayıtlara geçtiği bilgisi yer alıyor.
Kampta yer alan en genç kişi olarak kaydedilen Rahile Ömer
Belgeler arasında üst düzey yetkililerin gizli konuşmaları, polis kitapçıkları, personel bilgileri ve 20 binden fazla Uygur Türkü için gözaltı ayrıntıları yer alıyor.
Raporda, polis protokolünde yer alan, kampların tüm bölgelerinde silahlı memurların, gözetleme kulelerinde makineli tüfeklerin ve keskin nişancı tüfeklerinin konumlandırılması bilgisinin, kaçmaya çalışanlar için "vur-öldür" politikasının varlığını açıkladığına işaret ediliyor.
Zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet...
Çin, son yıllarda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlık mensuplarını hedef alan sistematik hak ihlallerine ilişkin iddialar nedeniyle uluslararası kamuoyunda eleştirilere hedef oluyor.
Türkiye'nin de yer aldığı BM üyesi 43 ülke, 21 Ekim 2021'de New York'ta düzenlenen BM İnsan Hakları Komitesi Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde 1 milyondan fazla kişinin "yeniden eğitim merkezi" adı verilen siyasi kamplarda alıkonulduğundan, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz kalmasından duydukları endişeyi dile getirmişti.
Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığı belirtilmişti.
Beijing yönetiminin hukukun üstünlüğü ilkesine ve insan haklarını koruma konusundaki ulusal ve uluslararası yükümlülüklerine uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Çin'e, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve ofisi de dahil bağımsız gözlemcilere Sincan'a hızlı, anlamlı ve serbest erişim sağlama çağrısı yapıyoruz" ifadeleri yer almıştı.
Çin, Sincan'da kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve sözkonusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermezken kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin vermişti.
Dikkat çeken 'tesadüf'
Öte yandan belgelerin sunulduğu zamanın ABD Başkanı Joe Biden'ın "Çin'e gözdağı" olarak yorumlanan Asya ziyaretlerini takiben yayınlanması da dikkat çekti. Biden dün Japonya'nın başkenti Tokyo'da gerçekleştirilen Quad Liderler Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerinin bulunduğu bölgelere müdahale sinyali de vermişti.
Biden'ın "Çin, Tayvan'a saldırırsa adayı askeri olarak savunuruz" açıklamaları da dikkat çekmiş ve Çin'in "Toprak bütünlüğümüzü koruma konusundaki hassasiyetimiz hafife alınmamalı" tepkisine sebep olmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da sözkonusu belgelere yönelik yaptığı açıklamada, bu görüntülerden dolayı "dehşete düştüklerini" kaydederek, Çin'in Uygurlara yönelik "soykırım" yaptığı ve Sincan bölgesinde "insanlığa karşı suçların işlenmeye devam ettiği" şeklindeki önceki ifadelerini yineledi.
Ayrıca belgelerin servis edildiği sitenin "Komünizm Kurbanları Hatıra Vakfı" isimli bir derneğin projesi olması da dikkat çekti.
Fotoğraflar: xinjiangpolicefiles.org
ABD: Türkiye ile Yunanistan'ın birlikte çalıştığını görmek istiyoruz