Trump'ın Zelenskiy'den Joe Biden hakkında soruşturma istediği doğrulandı
ABD'nin 2006-2009 yıllarında Kiev Büyükelçiliği görevini de yürüten Büyükelçi William Bill Taylor, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesine verdiği ifadede, ABD Başkanı Donald Trump'ın temmuzda Ukrayna Devlet Başkan Vladimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmedeki taleplerinin anayasaya aykırı olduğuna dair iddiaları destekleyen açıklamalarda bulundu.
Taylor, azil soruşturmasının başlatılmasına neden olan görüşmede, Trump'ın, Ukrayna'ya yapılacak askeri ve mali yardıma karşılık olarak eski ABD Başkan Yardımcısı ve 2020 başkanlık seçimleri için Demokrat Partiden aday adayı olan Joe Biden ve ailesinin ülkedeki ilişkileri hakkında adli soruşturma başlatılmasını talep ettiğini doğruladı.
Büyükelçi Taylor, Trump'ın görüşmede ABD'nin Ukrayna'ya yapacağı askeri ve mali yardımın Kiev yönetiminin Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın yönetim kurulunda yer aldığı Ukrayna enerji şirketi Burisma ile ilgili faaliyetlerinin soruşturulmasına bağlı olduğunu "kuşkuya yer bırakmayacak şekilde muhatabına ilettiğini" savundu.
Taylor, Trump'ın ayrıca Demokrat Parti ileri gelenlerinin ülkedeki faaliyetlerine ve 2016 ABD başkanlık seçimlerine yönelik olası müdahale girişimlerine ilişkin de soruşturma başlatılmasını istediğini ekledi.
Görüşmede dile getirilen taleplerin Beyaz Saray'ın iddia ettiği gibi karşılık beklenmeden ifade edilen istekler olmadığını ifade eden Taylor, yapılan pazarlığın "quid-pro-quo (bir şey karşılığında başka bir şeyin istendiği)" bir anlaşma niteliğinde olduğunu kaydetti.
WILLIAM BILL TAYLOR KİMDİR?
Taylor, ABD'nin Kiev Büyükelçisi Marie Yovanovitch'in 20 Mayıs'ta görevden alınmasının ardından 18 Haziran'dan bu yana maslahatgüzar sıfatıyla büyükelçilikte görev yapıyor.
Trump'ın, temmuzda yaptığı telefon görüşmesinde, Ukrayna liderinden Biden ve ailesini soruşturması durumunda ABD'nin ülkesine yardım edeceğini söylediği iddia edilmiş, ABD Kongresindeki Demokratlar da bu iddia üzerine azil soruşturması başlatmıştı. Trump ise Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin tamamen usullere uygun olduğunu savunmuştu. Ancak ABD Başkanı Trump, telefon görüşmesinden önce Ukrayna'ya 400 milyon dolarlık asker ve mali yardımın askıya alındığını bildirmişti.
Beyaz Saray, görüşmenin dökümünü yayımlamış ve yardımlarla görüşme arasında ilişki olmadığını savunmuştu.
TRUMP'IN AZİL SORUŞTURMASI
ABD Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elinde tutan Demokratlar, Başkan Donald Trump'ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy'den eski Başkan Yardımcısı ve Demokrat başkan aday adayı Joe Biden hakkında yolsuzluk soruşturması açmayı istediği iddiaları nedeniyle kanuna aykırı davrandığı gerekçesiyle azil sürecini resmen başlatmıştı.
Trump hakkında daha önce Rusya'nın ABD'de 2016'da yapılan başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma sonucunda azil sürecinin başlatılabileceği belirtiliyordu. Ancak soruşturmada Trump'ın suç işlediği konusunda kesin bir kanı oluşmadığı için süreç de başlatılamamıştı.
Temsilciler Meclisi'nde Demokrat çoğunluk lideri Nancy Pelosi, dün yaptığı açıklamada, Başkan Trump'ın "hesap vermek zorunda olduğunu" söyledi.
Trump ise iddiaları reddetti ve Demokratları "cadı avına" çıkmakla suçladı.
ABD BAŞKANLARI İÇİN AZİL SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
ABD Anayasası, Kongre'ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor.
Bu suçlar; ABD'nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan "ihanet", siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren "rüşvet" ve "ağır ve vahim suç" işlemek ya da "başka kötü davranışta" bulunmak olarak sıralanıyor.
"Ağır ve vahim suç ya da başka kötü davranış" ile tam olarak neyin kast edildiği ise yasalarda yer almıyor.
Bu nedenle ABD'li anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor.
Uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre'de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Azil süreci aslında ABD'nin kuruluşu sırasında İngiltere'den uyarlanan bir sistem. Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor.
ABD'de başkanın azil sürecinin tüm aşamaları Kongre'de gerçekleşiyor.
TEMSİLCİLER MECLİSİNİN ARDINDAN SENATO
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi'nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi'nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Bugüne kadar birçok başkan hakkında bireysel olarak azil süreci başlatma başvurusu yapıldı. Ancak bu başvurular genellikle Adalet Komitesi'nde reddedildi ve süreç de bu aşamada noktalandı.
Adalet Komitesi'nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi'nde oylama yapılıyor.
Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato'da devam ediyor.
Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor.
Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato'da üçte iki çoğunluk gerekiyor.
DAHA ÖNCE AZİL SÜRECİ İŞLETİLEN ABD BAŞKANLARI
Bugüne kadar üç başkan hakkında son kategori kapsamında, yani "ağır ve vahim suçlar" veya "diğer başka suçlar" çerçevesinde azil süreci başlatıldı.
Bu başkanlardan ilki olan Andrew Johnson hakkında 1868 yılında, görevi Kongre tarafından çıkarılan bir yasayla teminat altına alınan dönemin Savaş Bakanı Edwin McMasters Stanton'ı yasaya aykırı bir şekilde görevden aldığı için azil süreci başlatıldı. Ancak Johnson, Senato'da üçte iki çoğunluk sağlanamayınca görevinde kaldı.
Bundan 106 yıl sonra ikinci kez bir başkan için azil süreci başlatıldı. Bu kez de 1972'de Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon, hakkında kendisine yakın bazı kişilerin Watergate iş merkezindeki Demokrat Parti'nin ofisine dinleme cihazı yerleştirdiğinin ortaya çıkmasıyla patlak veren skandalda yargıyı yanıltmak ve delil karartmakla suçlandı.
Ancak süreç tamamlanmadan Nixon görevinden istifa etti. O dönemde yaygın olan kanı Nixon istifa etmeseydi, zaten azledileceği yönündeydi.
Nixon'dan 27 yıl sonra bu kez Demokrat Başkan Bill Clinton hakkında Beyaz Saray stajeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkiyle ilgili yeminli ifadesinde yalan söylediği iddiasıyla azil süreci başlatıldı. Clinton, Senato'da yapılan oylama sonunda beraat ederek, görevinde kaldı.