Marul kadar dayanamadı: Liz Truss'ın 44 günü
Boris Johnson'ın istifası ardından Muhafazakar Parti'nin lideri ve dolayısıyla ülkenin Başbakanı 5 Eylül'de Liz Truss oldu. Ne var ki Truss, başbakan olarak en fazla 6 buçuk hafta dayandı.
Haftalarca süren ve dışişleri bakanının eski maliye bakanı Rishi Sunak ile karşı karşıya geldiği liderlik yarışının ardından, Muhafazakar Parti üyelerinin oylamasında Truss, 81.326 ile 60.399 oy alan Sunak'a karşı galip gelmişti. Kraliçe II. Elizabeth'in ölümünden kısa bir süre önce bizzat Kraliçe'den görevi devralan Truss'ın zaferi uzun sürmedi. Zira Kraliçe'nin son Kral III. Charles'ın ilk başbakanı olan Truss, Britanya tarihinin en kısa süreli başbakanı oldu.
Görev devralma töreninden Kraliçe Elizabeth ve Liz Truss.
Ancak uzmanlar, Truss'ın sayılı günleri olduğunu öne sürmüştü. Bu konuda ileri giden Daily Star gazetesi, Liz Truss'ı bir marulla yarıştırmıştı. İngilizler, Liz Truss'ın mı daha çabuk görevi bırakacağını yoksa marulun mu daha çabuk bozulacağını görmek için yayın başlatmıştı. Hatta bunun için bahis oynayanlar bile vardı. 35 gün içinde Truss'un görevden ayrılacağına dair bahislerin oranı 6-1'di.
Truss bugün, 20 Ekim, istifasını sunarak bahisleri yanlış çıkarmadı.
'Enerji krizini halledeceğim'
Başbakanlık sonuçlarının açıklanmasının ardından Truss, "Vergileri azaltmak ve ekonomimizi büyütmek için cesur bir plan sunacağım" demişti. Enerji krizine dair de açıklamalarda bulunan Truss, "İnsanların enerji faturalarıyla uğraşırken, aynı zamanda enerji arzıyla ilgili uzun vadeli sorunlarımızla da ilgilenerek enerji krizini halledeceğim" ifadelerini kullanmıştı.
Truss'ın vaadleri:
- Geçen yıl içerisinde artırılan sosyal sigorta primlerini yeniden düşürmeyi
- 2023 yılında yüzde 19'dan yüzde 25'e çıkarılması planlanan kurumlar vergisi artışını iptal etmeyi
- Enerji fiyatlarına "yeşil" projelere harcanması için eklenen vergiyi askıya almayı
- Vergi kesintilerini Covid borçlarını daha uzun vadeye yayarak karşılamayı
- Ülkenin farklı bölgelerinde serbest ticaret bölgeleri yaratmayı
- Savunma bütçesi için belirlenen hedefi 2026 için yarım puan artırarak GSYİH'nın yüzde 2,5'u, 2030 için yüzde 3'üne çıkarmayı vadetmişti.
Truss'ın, 11 yıl boyunca ülkenin başbakanlığını yapan Muhafazakar Parti’nin eski lideri Margaret Thatcher’ın uyguladığı politikaları bugüne taşımak istediği biliniyordu. Truss bu sebeple "Thatcher'ın kopyası olmakla" eleştiriliyordu.
Beklentileri karşılamadı
Truss'ın, 6 Eylül'de atadığı Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng'in 23 Eylül'de toplam 45 milyar sterlini bulacak vergi indirimlerinin uygulanmasına hazırlanıldığını açıklaması, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği yönündeki endişeleri artırdı ve sterlinin sert değer kayıpları yaşamasına neden oldu. Kwarteng'in kamu borç yükünü artıracak vergi indirimlerini açıklamasının ardından sterlin, ABD doları karşısında 1,0350 ile tüm zamanların en düşük seviyesini gördü.
Daha önce pek çok kez bütçe düzenleme planı kapsamındaki vergi indirim planının arkasında duran Truss, 14 Ekim'de kamuoyu baskısına dayanamayarak, Kwarteng'i Maliye Bakanlığı görevinden aldı ve yerine Jeremy Hunt'ı getirdi.
Yeni Maliye Bakanı Hunt da göreve gelir gelmez Truss hükümetinin 3 hafta önce açıkladığı vergi indirimi paketinin neredeyse tamamını rafa kaldırarak, ekonomide dizginleri ele aldı.
Liz Truss, vergi kesintileri iptalinin ardından yaptığı ilk açıklamada, "Hata yaptığımızın farkındayım" dedi ve görevindeki ilk haftalarda yaptığı bu hatalar nedeniyle özür diledi. Yeni Maliye Bakanı Hunt da siyasi istikrarsızlığın çözüm olmadığını belirterek, Muhafazakar Parti milletvekillerini Truss'a bir şans vermeye çağırdı.
Liderlik konusundaki güven azaldı
Başbakan Truss'ın, kendi ekonomi politikasından "U dönüşü" yapmasının ardından liderlik pozisyonuna duyulan güven azalırken, yapılan anket sonuçları da Truss'ın oylarının büyük oranda düştüğünü ortaya koymuştu. Lideri olduğu iktidardaki Muhafazakar Parti koridorlarında da Başbakan Truss'ın otoritesini kaybettiği konuşulurken, Truss'ın istifası etmesi gerektiği görüşünü paylaşan milletvekillerinin sayısı da artmıştı.
Halihazırda Crispin Blunt, Andrew Bridgen, Jamie Wallis ve Angela Richardson kamuoyu önünde başbakanı istifaya çağırırken, bazı parlamenterler Truss'ın görevde en fazla 1-2 haftası kaldığını öne sürmüştü.
Türkiye'ye yönelik Ruanda çıkışı
Parti liderliği ve Başbakanlık yarışının başlarında Truss, çok tartışılan göçmenleri Ruanda'ya gönderme planına Türkiye'yi de katmak istediğini söylemişti. Truss, milletvekillerine eğer Başbakan olursa iki ülke arasında müzakerelere başlayacağını aktarmıştı. Truss'ın bu sözleri Türkiye'de çok konuşulmuş ve tepki çekmişti.
Liz Truss kimdir?
Eski Dışişleri Bakanı ve Muhafazakar Partinin yeni lideri Liz Truss,1975 Oxford doğumlu, evli ve iki çocuk annesi. 1983'de taşındıkları İskoçya'nın Paisley kentindeki okulunun tiyatro kolunun sahnelediği bir oyunda ülkenin o dönemdeki güçlü başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Margaret Thatcher'ı canlandırmıştı.
Truss, "Demir Leydi" olarak bilinen Margaret Thatcher'a gerek politik duruşu gerekse de tarzına öykünmesiyle de sık sık gündeme geliyordu. Muhafazakar Parti liderliği için yapılan ilk münazarada Truss'ın giydiği kıyafetle 1979'da Margaret Thatcher'ın kullandığı bir kıyafet arasındaki benzerlik dikkat çekmişti. Bu durum Truss'ın Thatcher'ı kopyaladığı yorumlarına neden olmuştu.
Johnson'ın istifasına giden süreç
İngiltere Başbakanı Johnson, Başbakanlık Ofisi 10 Numara'da Covid-19 salgını sırasında karantina kurallarını ihlal eden partiler düzenlenmesi nedeniyle eleştiri ve istifa baskısı altındaydı. Bu partilerden biri nedeniyle para cezası da alan Johnson, kendi partisinin bazı milletvekilleri ve muhalefet tarafından parlamentoya yalan söylemekle suçlandı.
Her ne kadar kan kaybetse de Johnson, lideri olduğu Muhafazakar Parti içinde 6 Haziran'da güven oylamasını 148'e karşı 211 oyla kazandı. Johnson'u istifaya götüren olaylar zincirindeki son halkayı ise Muhafazakar Parti milletvekili ve partinin Grup Yöneticisi Chris Pincher'a yönelik taciz suçlamalarından haberdar olmasına rağmen, Pincher’a partide görev vermesi oldu.
Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan daha önce yapılan açıklamada, Johnson'ın Pincher'la ilgili taciz iddialarından “haberdar olmadığı” belirtilmesine rağmen sonrasında Johnson'ın 2019'da Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde Pincher'la ilgili şikayetler hakkında bilgilendirildiği ortaya çıktı.
Bunun ardından Johnson'un kabinesindeki 5 bakan istifa etti. Baskılara daha fazla dayanamayan Johnson, 7 Temmuz'da iktidardaki Muhafazakar Parti liderliğinden istifa ettiğini, yeni lider seçilene kadar başbakanlık görevini sürdüreceğini açıkladı.
halktv.com.tr // Dış Haberler