Çavuşoğlu: Putin'in Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz

Çavuşoğlu: Putin'in Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, katıldığı bir canlı yayında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, "Putin'in Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu katıldığı bir canlı yayında gündeme yönelik son gelişmelere dair konuştu.

Çavuşoğlu, İstanbul'da gerçekleşen Rusya ve Ukrayna müzakerelerini işaret ederek, "Burada önemli bir mesafe kat edildi. Sonuçta ciddi konuları kim müzakere edecek; Dışişleri Bakanları bir araya gelecek daha sonra liderler bir araya gelecek. Biz Dışişleri Bakanları'nın bir araya gelmesi için çalışıyoruz. Hem Kuleba hem Lavrov ile mesajlaştık. Kesin bir tarih vermemiz mümkün değil ama 1-2 hafta içinde daha üst düzeyde bir görüşmenin olabileceğini söylemişlerdi" dedi.

'Bir iki hafta içinde üst düzey bir görüşme olabilir'

Dışişleri Bakanı şöyle devam etti: "Zamanlama konusunda işte bu İstanbul'daki toplantıda Ukrayna tarafı teklifini yazılı olarak iletti. Rus heyeti de Putin'e götüreceklerini söylediler. Bu çerçevede atılacak adımlar; yani iki taraf arasında varılabilecek mutabakatlara bağlı. Kesin bir tarih vermemiz mümkün değil ama 1-2 hafta içinde daha üst düzeyde bir görüşmenin olabileceğini söylemişlerdi.

Ben zaten Cumhurbaşkanımızın talimatıyla iki tarafı da ziyaret ettim. Putin'in Türkiye'ye gelme durumu var, bir tarih bekliyoruz. Savaşın tam yoğun olduğu bir dönemde, kalıcı bir ateşkes konusunda adımlar atılırken ne zaman gelebileceği konusunda bir şey söylemek mümkün değil. Gitmişken her iki tarafa da gitmek lazım ama Dışişleri Bakanı Lviv'de olduğu için gittim ve görüştüm. Putin'in Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz"

'İsrail ve Filistin'e gideceğiz'

Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin, kısa vadede Rusya'nın Avrupa'ya temin ettiği enerjinin alternatifi olacak şekilde birtakım kaynakları Avrupa'ya ulaştırması mümkün mü? Ama Irak'tan, ama Azerbaycan'dan, özellikle İsrail'den?" şeklindeki soruya, "Çok kısa vadede bunun gerçekleşmesi mümkün değil ama özellikle bu savaştan sonra herkes enerji güvenliği konusunda çeşitlenmenin şart olduğunu düşünüyor. Değişik ülkelerle anlaşmalar da imzalıyoruz. BAE olsun, Katar olsun, Cezayir olsun. Hatta Latin Amerika bölgesindeki bazı ülkelerle" dedi.

Güney Gaz Koridoru'nun en büyük parçasını oluşturan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ile koridorun Avrupa ayağı Trans Adriyatik Boru Hattının (TAP) kapasitesinin genişletilmesinin de gündemde olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Irak'tan biliyorsunuz, iki petrol boru hattı var. Maalesef bir tanesi DEAŞ tarafından tahrip edilmiş durumda" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de hakça paylaşımın öneminin de bu süreçte öne çıktığını ve burada ekonomik olarak en uygun güzergahın Türkiye üzerinden geçtiğini belirtti.

Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinde atılan yeni adımların önemine de dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Mayısın ortasında Enerji Bakanımızla (Fatih Dönmez) hem Filistin'e hem İsrail'e bir ziyaretimiz söz konusu. Aslında 3 Nisan için bu planlanmıştı daha önce ama o gün İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Hindistan'da, yurt dışında olacakmış. O nedenle mayısın ortasına erteledik. Tarihi de hemen hemen netleşmeye başladı. Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Sonuçta bu bölgedeki gazın da Türkiye'deki gaz ve petrol boru hatlarına bağlanması ve buradan Avrupa'ya gitmesi önemli. Moldova, Ukrayna gibi ülkelerin de bu konuda ciddi arayışları var. Sonuçta çok kısa bir süre içinde bunun ikamesi zor."

İsrail'e büyükelçi atanması

Çavuşoğlu, İsrail ile karşılıklı büyükelçilerin atanması konusundaki bir soruyu, "İsrail Cumhurbaşkanı'nın Ankara'ya ziyaretinde, cumhurbaşkanları bu konunun dışişleri bakanları tarafından görüşülmesi konusunda mutabık kaldı. Büyükelçiler ne zaman tekrar görevlendirilebilir, atanabilir, bunu bize bıraktılar. Olası ziyaretimizde, bunu (İsrail Dışişleri Bakanı Yair) Lapid'le görüşeceğiz" şeklinde yanıtladı.

Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin normalleşmesinin Filistin davası pahasına olmayacağını belirten Çavuşoğlu, "İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesini Filistin çok istiyor" dedi.

'Tüm dünya enerjide alternatif arayışı içinde'

Türkiye'nin Rus gazına bağımlılığının yüzde 40'ın altına düştüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, alternatif kaynaklar ve yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlarla bu noktaya gelindiğini söyledi.

Enerji bağımlılığının azaltılması gerektiğine vurgu yapan Mevlüt Çavuşoğlu, "Tüm dünya açısından baktığımız zaman bu kolay değil. Amerika’nın Venezuela'yla tekrar görüşmeye başlamasının sebebi bu. Diğer taraftan İran'dan nükleer anlaşma konusunda, Rusya’yı da ikna edebilirlerse bu anlaşma yürürlüğe girdiği zaman İran petrolü ve gazı üzerindeki kısıtlamalar da kalkacak. Bunlar da piyasaya girmiş olacak. Yani tüm dünya bir arayış içinde" diye konuştu.

Türkiye'nin Rus doğal gazı ve petrolünü tedarik etmede bir sıkıntısı bulunmadığına da işaret eden Çavuşoğlu, anlaşmalar kapsamında Rusya'dan gazın alınmaya devam edeceğini söyledi.

Çavuşoğlu, depolama konusunda da yatırımların artması gerektiğini belirtti.

'Türkiye bölgenin ve dünyanın barışı için kilit bir ülke'

AB ve ABD'nin Türkiye'nin bölge ve dünya için önemli rolünün bilincinde olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Daha önce de bilincindeydi ama bu savaş gösterdi ki Türkiye bölgenin ve dünyanın barışı için kilit bir ülke. Ayrıca Türkiye’nin AB ve dünya ekonomisine katkısı ortada. Diğer taraftan Avrupa güvenliğine en çok katkı sağlayan ülkelerden bir tanesiyiz. Bunu tüm dünya görüyor, AB de görüyor" değerlendirmesini yaptı.

Bu özelliklerin AB ve ABD tarafından unutulmaması gerektiğini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, "Maalesef genelde gördüğümüz tablo bu. İhtiyaç duydukları zaman yanaşıp sonra biraz daha mesafeli durmak. Bu sadece Türkiye için de geçerli değil başka ülkeler içinde geçerli" ifadelerini kullandı.

"Böyle davranarak küresel aktör olabiliyor mu Avrupa Birliği? Olamıyor" diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin dışlanmasıyla istenilen hedeflere ulaşılamayacağının altını çizdi.

Avrupa’nın güvenlik bakımından otonomisi tartışmalarına da değinen Çavuşoğlu, "AB üyesi ülkelerin yarısı buna karşı" dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin katkısı olmadan bu durumun gerçekleşemeyeceğini de vurgulayarak bu girişimin doğru olmayacağını söyledi.

Türkiye'yle ilişkileri sürdürürken bu konuların dikkate alınması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Gümrük Birliği anlaşmasının modernizasyonu konusunda ne engel var? Siyasi. Şimdi diyorlar ki yüksek düzeyli diyaloğu Türkiye’yle başlatalım. Daha önce ne engel vardı yüksek düzeyde diyalog için? Liderler zirvesine başbakanken cumhurbaşkanımızı davet ediyordunuz. Gayriresmi dışişleri bakanları toplantısına davet ediliyordu Türkiye. Orda da vizyonumuzu, tutumumuzu paylaşıyorduk."

AB Bakanı olarak ilk katıldığı AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları (Gymnich) Toplantısı'nda bugün Ukrayna'da yaşananların yaşanabileceğini ve hangi bölgelerde olacağını da anlattığını aktaran Çavuşoğlu, "Türkiye şimdi ortaya vizyon koyuyor cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Bu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerini bu geniş açıdan bakarak devam ettirmeleri gerekir. Türkiye'yle yakın ilişkilerin kimseye bir zararı olmaz" değerlendirmesini yaptı.

AB'nin genişlemeye bakışına ilişkin de açıklamalar yapan Çavuşoğlu, "Niye Karadağ durduruldu? Niye Arnavutluk ve ismini değiştiren Kuzey Makedonya'ya tarih verilemiyor? Neden bir ülke engelliyor? Sözde bir ülke engelliyor ama arkasında kimler var? Çok ciddi sayıda güçlü ülke genişlemeye karşı" dedi.

Ermenistan'la ilişkiler

Çavuşoğlu, Türkiye- Ermenistan ilişkilerindeki güncel duruma ilişkin, "Önemli olan bu süreçte Azerbaycan'la yakın istişare içinde olmamız ve Azerbaycan'ın bu süreci desteklemesi" diye konuştu.

Azerbaycan'ın, Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerine dair süreci desteklediğinin altını çizen Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri kapsamında da Azerbaycan'ın kapsamlı bir barış anlaşması teklifinde bulunduğunu hatırlattı.

Afganistan'a ilişkin güncel durum

Çavuşoğlu, Afganistan'la ilgili temasların da yoğun şekilde sürdüğünü belirterek "Kızların okullarının açılmasıyla ilgili karardan bir geri adım oldu, bu yanlış, bunu düzeltmeleri gerekiyor ama kendi aralarında da bölünmüşlük var. Farklı düşünüyorlar onu da görebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye Maarif Vakfının bu ülkedeki 14 kız okulunun 12'sinin açık olduğunu, Kabil'dekilerin ise yeni öğretim yılında açılmasına izin verileceğini kaydeden Çavuşoğlu, ülkedeki ekonomik sıkıntılara dikkati çekti.

Türkiye'den 3 yardım treninin Afganistan'a insani yardım götürdüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, "Havaalanının işletilmesi konusunda Katar'la Türkiye'nin ortaklaşa kurduğu şirket, Taliban yönetimiyle anlaşabilmiş değil. Taliban yönetiminin bunu kar getiren bir proje olarak görmemesi lazım. Bu bizim aslında Afganistan'a Katar'la birlikte bir kalkınma yardımımız. Çünkü karlı bir iş değil. Yatırımları var, işletilmesi var, personeli var. Taliban'ın bu mantaliteyi değiştirmesi gerekiyor" dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Taliban yönetimiyle İstanbul ve Katar'da yapılan görüşmelerin olumlu olduğunu ancak son görüşmede yaptıkları teklifi beğenmediklerini anlatarak "Eğer şartlarda anlaşırsak işletiriz, anlaşamazsak kusura bakmayın deriz diğer insani ve diğer yardımlarımızı Afganistan'a yapmaya devam ederiz ama Afganistan'ın tüm dünyayla bağlantısının kopmaması için Kabil Havaalanının açık tutulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

İşte Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarının satırbaşları:

  • Türkiye'nin her iki tarafı bir araya getirmesi, o toplantılarda Türkiye'nin de olmasını her iki tarafın da istemesi Türkiye'ye duyulan güvenin göstergesidir.
  • Belarus'ta müzakere eden taraflarla sürekli temas halinde olmamız, Moskova ve Lviv'i ziyaret etmemiz ve sonunda da İstanbul'da müzakerecileri bir araya getirmemiz. Artık bazı konuların tartışılmadığını görüyoruz.
  • Biz tarafsız politika uygulayacağız diyor Ukrayna ama bize güvencelerin verilmesi de gerekiyor diyor.
  • Rusya diliyle ilgili tartışma yok.
  • Silahtan arındırılması gibi konular artık göreceli olarak daha az tartışılıyor. Kırım'ın ve Donbass'ın bölgesinin statüsü ne olacak? Bu konuda karar vericiler liderler. Sahada tam bu kararların yansımasını görmüyoruz. Taktik, manevra diyenler var, biz de temkinliyiz çünkü 35 günü geçtik. Türkiye'de olması yönünde bir karar aldılar. Burada önemli bir mesafe kat edildi.
  • Sonuçta ciddi konuları kim müzakere edecek; Dışişleri Bakanları bir araya gelecek daha sonra liderler bir araya gelecek. Biz Dışişleri Bakanları'nın bir araya gelmesi için çalışıyoruz. Hem Kuleba hem Lavrov ile mesajlaştık.
  • NATO ve AB içinde artık Türkiye'ye yönelik (savunma alanındaki) kısıtlamaları kaldıralım arayışı ağır basmaya başladı